1531 | makas | Denge sanatının gösterişli bir numarası : Sanatçı at üstünde amuda kalkmış durumda giderken dengesini bozmadan büyük bir makas gibi bacaklarını açıp kapar. . |
1532 | maket işliği | Maketin yapıldığı iş yeri. |
1533 | makineli kukla | İçinde kurgusu olan, pil ya da elektrikle yönetilen kukla türü. |
1534 | makkus | Atellan komedyasında güldürücü uşak tipi. Dostu yine bir soytarı olan Bukko'dur. |
1535 | makreme | Meddahın benzetmede ve öykü canlandırmada kullandığı büyük boy mendil. |
1536 | mamır | Orta Çağ İngiltere'sinde öykü anlatana verilen, ad. |
1537 | mandallı ışıldak | Kendine özgü bir mandalla tutturulan ışıldak türü. |
1538 | mani | Genellikle birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı olan halk koşuğu. |
1539 | manici söyleşmesi | Hacivat ile Karagöz arasında manilerle geliştirilen söyleşme. |
1540 | mansiyon | Büyük ev anlamında. Orta Çağ dinsel oyunlarının bir türünde, sahne üzerine yan yana kurulan ve değişik yerleri (cennet, cehennem, kilise, vb.) simgele yen eve benzeyen dekorların tümü eşzamanlı dekor anlayışı böylece ilk kez ortaçağ'da ortaya çıkmıştır. |
1541 | maraka | İran'da seyirlik oyuna verilen ad. |
1542 | marangoz işliği | Tiyatroda dekor ve sahne eşyalarına ilişkin tahta işlerinin yapıldığı yer. |
1543 | masal | Olağanüstü kişiler ve olaylarla geliştirilen öykü. |
1544 | masana | Gölge oyunu tekerlemelerinden biri. «Masana» ile uyak kurulup karşılıklı konuşulur ve soyutlamalara giden gülünç sözler söylenir. |
1545 | maskara | Türk kukla oyununda soytarı tipi. |
1546 | maske | bk. yapay yüz. |
1547 | maskelemek | 1. Bir oyuncunun başka bir oyuncunun önüne kayarak seyircinin onu görmesini engellemek. 2. Yapılmayan bir işi yapılıyormuş gibi. göstermek için oyuncunun gövdesiyle, yaptığı işi seyircinin görüşüne kapaması, örnek : Eğer masa lambasının üstünde lambayı yakacak bir düğme yoksa, o lambanın yanması anında ışıklar parlatılacaksa oyuncu lambayı gövdesiyle görüşe kapayıp yakar gibi yapar. |
1548 | maskeli dans | Yapma yüzün ardına gizlenerek yapılan dans. |
1549 | matiz | Gölge ve ortaoyunlarında sık görülen bir tip. Genellikle sarhoştur. Görünüşü korku verici olmasına karşın, pek önemsenmez. Çoğu kez ortaya çıkan karışık durumlarda ve dolantılarda onun parmağı vardır. En büyük özelliği sindirmek, gözdağı vermektir. İstanbul ağzı kullanır, peltek bir konuşması vardır. |
1550 | matrak oyunu | Seyirlik oyunlarda tahta kılıçlar ve kalkan yerine yuvarlak yastıklarla yapılan yarı spor, yarı dans gösterisi. |
1551 | matrakbaz | Matrak oyununa katılanlara verilen ad. |
1552 | mayıs oyunu | Dinsel bolluk törenlerinden kaynaklanan gösteriler. Bunlara hasat oyunları, güz dönümü oyunları da denir. |
1553 | maymunbaz | Maymunları eğitip onlara oyunlar öğretenlere verilen ad. |
1554 | meddah | Övücü anlamında. Başlangıçta Peygamberi ve ailesini övene meddah denilirdi. Sonradan dramatik bir biçimde öykü anlatanlara bu ad verildi. Meddahın sanatı iki yönde gelişir : Benzetme ve canlandırma. Çeşitli insanların, hayvanların, makinelerin vb.nin seslerine sesini benzeten meddah,, bir öyküyü anlatırken öyküdeki kişileri de oynayarak canlandırır. Omuzunda makremesi, elinde değneği vardır. Değneği üç kez yere vurarak öyküsüne başlayan meddah, bunları anlatım sırasında çeşitli nesneleri yansılamada kullanır. Makreme, aynı zamanda ses değiştirmelerine de yarar. |
1555 | meddah kahvesi | Meddahın öykülerini canlandırdığı ya da benzetmelerini yaptığı kahve. |
1556 | mekane | Antik Yunan tiyatrosunda skene'nin sol yanına konulan küçük, ilkel bir vinç bu vinçle Tanrılar indirilip çıkarılırdı. bk. deus ex machine. |
1557 | mekanik denetimli | Mekanik yoldan denetlenen herhangi bir aygıt, ya da araç. |
1558 | mekanik işler sorumlusu | Sahnenin mekanik araçlarının bakımını ve onarımını yapan kişi. |
1559 | mekik | Bale dansçısının sol bacağı üzerinde durup sağ bacağıyla güç alarak dönmesi. |
1560 | melek sıçraması | İki ayakla başlanıp iki ayak üstünde tamamlanan sıçrama. Beşinci ayak duruşuyla başlanır, sıçrama, bacaklar birbirine değer durumda yapılır. Kalçalar olabildiğince yukarı kaldırılır. |