| 61 | akıtma | (I) At başlığının hayvanın alnına gelen kısmı (*Aksaray -Niğde)(II) 1. Yağlı haşhaş ekmeği. (Aşağıdinekköprü *Şarkikaraağaç -Isparta) 2. Yağda pişirilmiş sodalı hamur. (Sofça -Kütahya) |
| 62 | akıtma kayışı | At başlığında, iki kulak arasından geçen kayış. (*Yalvaç -Isparta *Bor -Niğde) |
| 63 | akıtmator | El işlerinde kullanılan bir motif. (Yenikent *Aksaray -Niğde) |
| 64 | aklık | Yüze sürülen güzellik suyu. (Esnemez, inönü -Eskişehir) |
| 65 | akorluk | Hayvan yemliği. (Kırçiçeği *Susuz -Kars) |
| 66 | akrap | Yedeğe gelmeyen hayvanı yürütmek, tembel hayvanı uyarıp çalıştırmak için hayvanların çene altlarına konan dişli demir araç. (Karaağaç -Bi. Oklubalı, Çepni -Eskişehir *Mudurnu -Bolu) |
| 67 | aksade | Bir kadın giysisi. (Çaltı *Gelendost -Isparta) |
| 68 | aksan | Malzeme. (Söğüt *Bozüyük -Bilecik) |
| 69 | aktarmadirgeni | İki çatallı çiftçi aygıtı. (Mamutlar *Eğridir -Isparta) |
| 70 | aktarmak | Halıyı düzenlemek. (Karakabaca *Uluborlu -Isparta) |
| 71 | aktaş | 1. Mermer. (Ballık, inönü -Eskişehir) 2. Mezar başı taşı. (Ballık, inönü -Eskişehir) |
| 72 | aktıraç | Yemeklerde kullanılan kepçe. (Üreyil -Kütahya) |
| 73 | akyanış | Dokumalarda görülen beyaz desen. (Sarıkara *İslahiye -Gaziantep) |
| 74 | ala | Avcıların, gizlenme kümelerinin önüne gerdikleri örtü. (Kızılağaç, Gedikli, Çatak, Gökmenler *Saimbeyli -Adana) |
| 75 | alaboncuk | Boncuğu andıran çul deseni. (Saçıkara *İslahiye -Gaziantep) |
| 76 | alaca | (I) Kekliğe yaklaşmakta kullanılan üzeri keklik motifleriyle süslü bir araç (*İlyas -Burdur).(II) Bir basma türü. (Köprü *Şarkikaraağaç -Isparta) |
| 77 | alacalı | Çeşitli renk ve desenlerle örtülü yün heybe (Küplü -Bilecik). |
| 78 | alacatane | Bulgur ile mercimeği, karıştırarak pişirilen yemek. (Dereköy Eşme -Uşak) |
| 79 | alacık | Bağ ve bahçelerde yapılan tahta ya da hasır barınak. (Dereköy *Uluborlu -Isparta Garibçe *Güdül -Ankara) |
| 80 | alafı | Yarı işlenmiş keçi derisi. (*Yalvaç -Isparta) |
| 81 | alafıranga | Çorap lastiklerindeki süs. (Yenikent *Aksaray -Niğde) |
| 82 | alaflanmak | (Koyun kelleleri için) Ütülenmek. (Kümbet, inönü -Eskişehir) |
| 83 | alakeçe | 1. Yaygı olarak kullanılan bir keçe türü. (Sarıkara *İslahiye -Gaziantep) 2. Nakışlı keçe. (*Bor -Niğde) |
| 84 | alalat | bk. anadut |
| 85 | alamançarkı | Demirden yapılan değirmen çarkı. (Köprü *Şarkikaraağaç -Isparta) |
| 86 | alamankazması | Başının bir ucu sivri, diğer ucu keskin taş kırmak ve kuyu açmakta kullanılan kazma. (Yukarıbozkuyu *Kadirli -Adana) |
| 87 | alatav | Demirin tam tava gelmemiş durumu. (Tepecik *Tavşanlı -Kütahya) |
| 88 | alavurt | Halı göbeğinin ortasındaki düz dokunmuş koyu kısım. (Yeşilova *Aksaray -Niğde) |
| 89 | alaydireği | Evlerde, birinci katlarda köşelere konan direkler. (*Mudurnu -Bolu) |
| 90 | alberi | bk. gelberi -2 |