571 | deste | Şiilerde muharrem ayı töreninde geçit alayı. |
572 | destek ağırlığı | Pano arkadaki desteğini sağlamlaştırmaya yarayan demir ağırlık. |
573 | destek demiri | Dekorda kapı çerçevesini ya da kemerleri uçlardan sağlamlaştırmada kullanılan demir kelepçe ya da bilezik. |
574 | destek ışıklaması | Asal ışıklamayı destekleyen ışıklama asal ışıkların çıkardığı gölgeleri yok etmede ve kenarları yumuşatmada kullanılan «fresnel» mercekli ışıldaklarla gerçekleştirilen aydınlatma. |
575 | destekler | Bacakların ve ayakların desteğiyle ortaya çıkan sağlam dizgelere verilen ad. |
576 | destekleyici oyuncular | Önemli oyun kişilerini destekleyen ikinci plandaki rollerin tümüne verilen ad. |
577 | desteksiz merdiven gösterisi | Hiçbir yere dayanmayan merdiven üzerinde yapılan denge hareketlerinden tümü. |
578 | desteksiz merdivende denge | Ayaksız ya da hiçbir yere dayanmayan merdiven üzerinde dengelenme sanatı. |
579 | deus eks makine | 1. Antik Yunan tragedyasının olay dizisindeki asal düğümü çözmek için bir sepetin içinde vinçle bir Tanrının indirilmesi. 2. Bu terim daha sonraları ve günümüzde inandırıcı olmayan «tepeden inme», beklenmedik sonuçlar için kullanılır. |
580 | deuteragonist | Antik Yunan tiyatrosundaki üç oyun kişisinden ikincisi, ikincisi. |
581 | dev cıvata | Dekoru sahne tabanına tutturan büyük cıvata. |
582 | dev kukla | İki insan boyunda, bazısı daha da büyük olan, mekanik bir biçimde kolları, başı hareket ettirilebilen şenlik kuklası. Eski belgelerde buna «suret-i div-i mehîb» denilmektedir. |
583 | deve tabanı | Türk cambazının becerilerinden biri : ip üstünde ayaklara ağaç kütükleri bağlayıp yürüme. |
584 | devingen birim | Dramaturgi çalışmasına ilişkin bir değerlendirme : Önemli oyun kişilerinin yönelişlerini ortaya çıkaran vuruşların toplamı. Bir sahnede vuruş-tepki dizi gelişmesi sonucu var olan aksiyon birimi yoluyla tiyatro için gerekli olan hareketler bütününün elde edilmesine yarayan çalışma. |
585 | devlet tiyatrosu | Devleten ödenek alan, kamu hizmeti ile sorumlu olan geniş olanaklı tiyatro. |
586 | deyiş oyunu | Orta Çağ Fransa'sında iki kişi arasında koşuklu sözlerle çene yarıştırmaya dayalı oyun. |
587 | dış dekoru | Ev dışındaki, açık havayı, açıklığı ya da doğayı gösteren dekor. |
588 | dış uygulayım | Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun yaratısı için önemli olan fiziksel yetisini iç dürtüye tepki gösteren bir öğe durumuna getiren çalışmanın sonucu. Bunun için, oyuncunun tartım, davranı, akrobasi, güzel konuşma, ses denetimi, eskrim ve benzeri çalışmalarla kendim eğitmesi gerekir. |
589 | dışa dönüş | Dansçının seyircinin bulunduğu yandan öteye dönüşü. |
590 | dışavurumcu tiyatro | Doğalcıların aşırı doğa kopyacılığına, izlenimciler ve simgecilerin içe dönük gizemciliğine karşı bir tepki olarak Almanya'da ortaya çıkmış ve 1910 ile 1924 yılları arasında etkin olmuş bir akım. Çıkışı o dönemdeki Almanya'nın toplumsal ve ekonomik durumundan kaynaklanmıştır. Otoriteye başkaldırıyı, daha iyi bir düzen isteğini içeren bu akımda çeşitli eğilimler yer alır. Oyun yapılarında sürekli bir akış yerine, kısa sahneler vardır şiirli konuşmalardan makine tıkırtılarına değin uzanan bir dil özelliğini kapsar. Oyun kişileri bireyi değil, yığını, sınıfı ya da topluluğu yansılar. Düşünceyi iletmede, gergi üzerine düşürülen resimlere, yazılara ve sinema filmlerine başvurulur. Epik tiyatroyu etkilemiştir. |
591 | dışbükey mercek | Yaklaştırıcı (yakınsak) mercek bakılan şey olduğundan büyük görünür. Yöresel ışıklamada kullanılan ışıldaklarda bulunur. |
592 | didaskali | 1. Antik Yunan tiyatrosunda yazarın oyun düzenini oyunculara açıklaması. 2. Antik Yunan tiyatrosunda koroların hazırlanması ve çalışması. |
593 | didaskalos | Antik Yunan tiyatrosunda oyunun yorumunu yapan ve genel düzeni açıklayan kişi bu çoğu kez yazarın kendi olurdu. |
594 | dik ses | Tiz ve tınısı olmayan ses. |
595 | dikey açı | Işıldaktan gelen ışınla sahne düzeyi arasındaki açı. |
596 | dikey ışıklama | Sahneyi ve kişileri sahne içindeki ışıldaklarla yukarıdan aşağıya doğru dikey olarak aydınlatma. |
597 | dikişçi | Tiyatro giysilerini diken işçi. |
598 | dikizlemek (argo) | Matiz ve Külhanbey tarafından «gözetlemek» anlamında kullanılan sözcük, |
599 | dikkat çemberleri | Stanislavski oyunculuk dizgesinde, dikkatin odaklanmasını kolaylaştırmak için saptanan bölgeler. Dikkati odaklamada üç bölge kullanılır : 1. Küçük dikkat çemberi, 2. Orta çemberi, 3. Geniş dikkat çemberi. |
600 | dikkati odaklama | Stanislavski oyunculuk dizgesinde, oyuncunun bütün dikkatini dış eyleme vermesi ve imgelemi ile bu eylemi pekiştirmesi işlemi. |