61 | alt özel bölme | Tiyatronun taban katında seyir yerlerinin biraz üstünde kalan loca. |
62 | alt sahne | Asıl sahnenin altında bulunan ve çoğu kez çalışmalarda kullanılan oyun alanı |
63 | alt sahne aygıtları | Büyük tiyatrolarda, sahne altında bulunan ve iner-çıkarlı, döner, kayar sahneleri hareket ettiren aygıtlar bütünü. |
64 | altı karış | Türk gölge oyunu'nda cücelere verilen ad. Bunların uzun bir soytarı külahı ve kimi kez de külahın ucunda feneri vardır. bk. beberuhi, pişbop. |
65 | altın çağ | Doruğunu Aydınlanma Çağı'nda bulan ön altıncı yüzyıl ortalarından on sekizinci yüzyıla dek gelişen bir süreç içinde yetişmiş olan büyük oyun yazarları ve yapıtları için kullanılan deyim. İngiltere'de Shakespeare, Marlowe, Johnson İspanya'da Lope de Vega, Calderon, Tirso de Molina Fransa'da Corneille, Racine ve Molière «altın çağ» içindeki yazarlardır. |
66 | altında | Sahnenin seyirciye yakın kesimi. bk. sahne aşağısı. |
67 | alto | Pes uzamda kalın kadın sesi. |
68 | alttan ışıklama | Özel etki yaratmada kullanılan ve aşağıdan yukarıya doğru verilen ışıklama. |
69 | alttan yönetilen kukla | Sahnenin altından yönetilen kukla türü. Örnek : El kuklası. |
70 | ana akım kesici | Tüm akımların toplandığı ve gönderildiği konsol. |
71 | ana çadır | Seyircilerin bulunduğu ve gösterilerin düzenlendiği büyük çadır. |
72 | ana çevirgeç | Tiyatro sahnesindeki uzaktan denetimli tüm aygıtları ve tüm ışıkları kapatıp açan ya da değiştiren düzen. |
73 | ana dağıtım odası | Kent elektriğinin girdiği ve tiyatro yapısının tüm elektrik çevrimlerinin dağılımını sağlayan yer. |
74 | ana giriş | Seyir yerine büyük giriş kapısı. |
75 | ana kablo | Tiyatro sahnesinin ve seyir yerinin tüm ışıklarını besleyen, yüksek dirençli, dışı çok iyi yalıtılmış kalın kablo. |
76 | ana makara | Sahnede askı halatlarının toplandığı ana makara. |
77 | ana olay dizisi | Oyunun asal dokusunu kuran ana olayın gelişimi. |
78 | ana perde | Sahneyi salona açan ve kapayan büyük perde. |
79 | ana priz | Sahnede bulunan, yüksek dirençli büyük priz. |
80 | ana sahne | Gösterinin düzenlendiği sahne. |
81 | anahtar vermek (doğaçlama) | Türk doğaçlama tiyatrosunda komiğe nükte yapması için söz açmak. |
82 | anaparacı | Bir tiyatronun çalışması ya da oynanacak oyun için para koyan kişi. |
83 | anapiyesmata | Antik Yunan tiyatrosunda ruhları yeryüzüne getiren, elle hareket ettirilen ilkel bir iner-çıkar. |
84 | anlam karşıtlığı | Karşıt anlamlı sözcüklerin bilerek bir araya getirilmesi |
85 | anlamsızlık tiyatrosu | İnsanın doğaya ve yaşama olan giderek artan uymusuzluğunu, doğadan kopmuşluğunu ye yabancılaşmasını bir insanlık durumuymuş gibi kabul eden, bunun için de alışagelinmiş mantıksal gelişimi bozarsak, öznelci idealizmin bir sonucu olarak değer tanımazlığa yönelen, ikinci Dünya Savaşı sonrasında, özellikle Fransa'da yaygınlaşan tiyatro anlayışı. |
86 | anlatı | Anlatılacak şey. |
87 | anlatıcı | 1. Ortaçağ'da oyun sırasında az da olsa anlatan, özet ve yorum yapan ya da oyunun bölümlerini birbirine bağlayan oyuncu. 2. Çağdaş tiyatroda özellikle göstermeci nitelikteki oyunlarda sahne üzerinde geçmeyen kişileri ve olayları özetleyen yoruma yardımcı oyun kişisi. |
88 | anlatım aracı | Bir şeyi anlatmada kullanılan simge niteliğinde bir nesne. |
89 | anlatım dansı | Bir konuyu ya da ilişkiyi gösteren dans. |
90 | anma türküsü | Âşık gösterisinin başlangıç bölümünün son türküsüdür âşık, burada ustasının türkülerinden birini söyleyerek onu anar. |