871 | gerçeklik | Gerçek olan, var olan şeylerin tümü. |
872 | gerçeküstücü tiyatro | Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Fransa'da André Breton'un, Freud'un görüşlerine dayanarak açtığı ve bilinçaltı varsayımları ile düşte olduğu gibi, parçaları birbirini tutmaz bir anlatım biçimi ile vermeye çalışan tiyatro anlayışı. On dokuzuncu yüzyıl sonunda Jarry'ın ve daha sonra Apollinaire'in öncülük ettiği tiyatro anlayışı. Irtaud'nun tiyatro görüşleri de bu akımın gelişimi içinde yer alır. |
873 | gereç dizelgesi | Uygulama süresince yapılan harcamaları gösteren gereçlerin birim ve toptan ederlerini belirten dizelge. Bu dizelge ile topluluğun oynadığı oyunun uygulama giderleri saptanmış ve gösterilmiş olur. |
874 | gergi | Sahnenin, oyunu engellemeyecek bir yerine konulan ve film ya da diya yansıtmakta kullanılan ak gergi. |
875 | gergin ip | Gergin bir biçimde bağlanmış gergin cambaz ipi. |
876 | gergin ip üzerinde denge | Gerilmiş ip üzerinde dengelenme. |
877 | gergin tel | Gergin biçimde bağlanmış cambaz teli. |
878 | geriden ışıklama | Oyuncuları, sahne gerisinden, doksandan yüz seksen dereceye kadar verilen kesişmeli ışıkla aydınlatma dizgesi. |
879 | geriden izdüşüm | Sahnede, gergi arkasından ya da kulisten görüntüleri yansıtma eylemi. |
880 | gerileyen renkler | Dekorda mavi, lacivert, mor gibi renkler görsel açıdan derinlik duygusunu getirdiğinden «gerileyen renkler» adını alır. |
881 | gerilim | 1-Seyircinin oyuna olan ilgisinde süreklilik sağlıyan düğüm, çatışma ve gizlilik anları. 2 -Oyuncunun belirli tepkileri, fiziksel hareketler yoluyla gerilime götürmesi. Doğal olarak, gerilim, daha çok seyirci üzerinde yaratılan etkinin ölçüsüyle orantılıdır. |
882 | gerilim simgesi | Gerilimi gösteren simge. |
883 | gerilimli olan | 1. Drama, yani oyun türüne ilişkin özellik. 2. Zaman ve öykü yönünden gerilimli ve etkili, yoğunluğu olan yapıt. 3. Oyun türü ile kesin ilintisi olmadan, içinde gerilim, çatışma, karmaşık olaylar bulunan herhangi bir yapıt ya da olay. |
884 | gerilme | Klasik balede yedi tür dans hareketinden biri. |
885 | geriye dönüş | Oyunda, önemli bir serimi yapabilmek için olay dizisinin ilerleyişi içine geçmişteki bir sahneyi katarak, eylemin gelişimini çeşitli biçimlerde etkilemeye yarayan bir önceye dönüş. |
886 | geriye takla | Geriye doğru sıçrayıp eller üstüne düşmeyi kapsayan akrobatik takla. |
887 | geriye yürüme | Türk cambazının bir becerisi: eğik ip üzerine geri geri yukarı çıkma ve yine geri geri aşağıya yürüme. |
888 | germe | Sol ayağın, sol yandaki ya da, sağ ayağın sağ yandaki elle tutulup bacağın bir yana doğru uzatılması. |
889 | germe palangası | Sahnede halatları gerip gevşetmeye yarayan makara. |
890 | germe teli | Herhangi bir şeyi sağlamlaştırmada kullanılan ince germe teli. |
891 | geveze | Boşboğaz, geveze, baltayı taşa vuran gölge oyunu tipi. |
892 | gevşek ip | Gevşek bir biçimde bağlanmış cambaz ipi. |
893 | gevşek ip üzerinde denge | Gevşek ip üzerinde dengelenme. |
894 | gevşek ses | Sahne konuşmasında ünsüz harflerin söylenilmesinde organların gevşekliği, cansızlığı ile ortaya çıkan ses niteliği. |
895 | gevşek tel | Gevşek bir biçimde bağlanmış cambaz teli. |
896 | gevşeme | Stanislàvski dizgesinde bir oyuncunun dikkati toplayabilmesi için gerekli olan ruhsal ve kassal rahatlama. |
897 | gezici kukla topluluğu | Bir yerde yerleşik olmayan oradan oraya gezen kukla topluluğu. |
898 | gezici müze | Büyük sirklerde bulunan ve kentten kente götürülen müze. |
899 | gezici sirk | Kentten kentte ya da ülkeden ülkeye dolaşarak gösteriler düzenleyen sirk. |
900 | gezici tiyatro | Belli yerleşik bir düzeni olmayan, kentten kente, köyden köye gezerek oyunlar oynayan tiyatro. |