931 | gliman | Ortaçağ'da halk türküleri söyleyip öyküler anlatan bir tür Anglosakson sanatçısı. |
932 | gök | Dekor gök için kullanılan sözcük. |
933 | gök gürültüsü arabası | Gök gürültüsü sesi çıkartmaya yarayan arabaya benzeyen aygıt. |
934 | gök gürültüsü aygıtı | Gök gürültüsü sesi veren aygıt. |
935 | gök gürültüsü davulu | Gök gürültüsü sesi için kullanılan özel davul. |
936 | gök gürültüsü etmeni | Sahnede gök gürültüsü sesi. |
937 | gök gürültüsü levhası | Gök gürültüsü sesi vermede kullanılan 1.20 m. uzunlukta ve 60 cm. genişlikte galvanizlenmiş saç levha. |
938 | gök gürültüsü sandığı | Sahnede gök gürültüsü sesini vermede kullanılan özel yapısı olan sandık. |
939 | gökkuşağı tekerleği | Tiyatroda gökkuşağının değişken renklerini sağlayan etmen aygıtı. |
940 | gölge oyunu | Patiska bir gergi arkasında yakılan ışıktan yararlanılarak, deriden, saydam resimlerin (tasvirlerin) gergi üzerinde sopalar aracılığıyla oynatılmasından ortaya çıkan oyun. |
941 | gölge resim | Sahnede, geriden ışık verilerek gergi üzerinde sağlanan insanın ya da nesnenin gölgesiyle ortaya çıkan resim. |
942 | görevli yazar | Özellikle Alman tiyatrosunda, belirli bir aylık karşılığında, tiyatroya belli sayıda oyun yazmayı ve başka yazarların o tiyatroya vereceği yapıtları gerekiyorsa uyarlamayı yüklenen yazar. |
943 | görgü dansı | Değişik dönemlerde moda olarak çıkan dansların tümüne verilen ad. |
944 | görsel etmenler | Işıklama aygıtlarıyla yapılan sahne etmenleri. Göze yönelen, ışıklama ve izdüşüm yoluyla gerçekleştirilen etmenler. |
945 | görünge | Geriye, gözerimine doğru ufalan düzeniyle ilk kez Rönesans'ta bilincine varılmış görsel özellik. |
946 | görünge planı | Dekordaki duvarların, girişlerin, pencerelerin, eşyaların yerlerini gösteren, seyircinin görüşüne göre ölçekli olarak yapılan plan. |
947 | görüngeli sahne | İlk kez on altıncı yüzyılın başlarında İtalya'da Bramante ile Peruzzi'nin ortaya attığı ve Serlio'nun geliştirdiği sahnenin görünümüne ilişkin uygulayım önerisi. Sonraları bu bütün Avrupa tiyatrosunu etkilemiş, Barok çağda yetkinliğe erişmiştir. |
948 | görüntü etmeni | Bir görüntü (hayalet) sahnesinde olağanüstülüğü vurgulamakta kullanılan sahne etmenlerinin tümüne verilen ad. |
949 | görüntüalıcı | Sonradan göstermek üzere görüntüleri bir şerit üzerine kaydeden aygıt. |
950 | görüntüsel dekor | Oyun gereği ve oyun yorumu uyarınca sahne gerisindeki gergiye resim yansıtılarak ortaya çıkarılan dekora verilen ad. |
951 | gösterge ışığı | Bir çevirgeçte ya da karartıcıda bulunan, aygıta akım verildiğinde yanan ışık. Aygıtın kapalı mı açık mı olduğu bu ışıktan anlaşılır. Bazen akım verilmesine karşın yanmıyorsa çevrim de bir arıza var demektir. |
952 | gösteri | Bir oyunun bir yönetmen önderliğinde, yeterli sayıda çalışmadan sonra seyirci önünde oynanışı. |
953 | gösteri evi | Dramatik oyunların çalışıldığı, kotarıldığı ve oynandığı yapı. |
954 | gösteri geçidi | Sirk sanatçılarının kimi hayvanlar ve araçlarıyla halkın önünden geçmeleri ve düzenledikleri gösterilere gelmesi için halka küçük gösteriler sunmaları ile ortaya çıkan geçit. |
955 | gösteri hayvanı | Gösteri yapacak duruma gelmiş sirk hayvanı. |
956 | gösteri sorumlusu | Gösterilerin, sırasından ve bunların düzenli bir biçimde gerçekleştirilmesinden sorumlu kişi. |
957 | gösteri tutanağı | Her oyundan sonra sahne yetkilisinin düzenlediği, gösteri sırasındaki aksaklıkları ve olağan dışı durumları bildiren tutanak. |
958 | gösterici | Oyun alanındaki gergi üzerine görüntüleri yansıtan aygıt. |
959 | gösterim | Sahnede, alanda ya da gergi üzerinde oynanan, göz ve kulağa yönelen oyunların, dansların ve benzeri sanatların tümüne verilen ad. Örnet : Tiyatro, balet, opera, dans ortaoyunu, gölge oyunu vb. |
960 | gösterişsiz rol | Bir oyunda oyuncuyu ön plana çıkarmayan ikincil rol. |