1261 | kapalı sahne | Üç yanı dekor panoları, parçaları ve eşyalarıyla kapatılmış dekor tümünü kapsayan sahne. |
1262 | kapalı tiyatro | Dört duvarı olan ve üstü örtülü tiyatro yapısı. Yalnızca Almanların kullandığı bir terimdir. |
1263 | kapı panosu | Dekorda kapı görevi için kullanılan pano. |
1264 | kapitano | İtalyan halk doğaçlama tiyatrosunda, gülünç derecede böbürlenen, kendim öven, geniş bir düş dünyası olan, korkak ve silik tip. |
1265 | kaplaşım | İki yük dağılımının ortak bölgesi. |
1266 | kar etmeni | Sahnede kar yağışı görünümünü sağlayan aygıt. |
1267 | kar kutusu | Sahnede kar yağışı görünümünü sağlamada kullanılan aygıt. |
1268 | kar salıncağı | Altında küçük beyaz kâğıt kırpıklarını geçirecek büyüklükte dizi delikleri olan ve dört ucundan çocuk salıncağı gibi tutturulmuş, makaralar yoluyla çekilen iplerle sallanan kumaş parçası. |
1269 | kara arap | Gölge oyunu ile Ortaoyununda görülen bir tip zenci de denir. Halayık, uşak, lala olarak gergiye çıkar. |
1270 | kara ışık | Renk uzunluğu açısından en kısa, göze görünmeyen ışık. Kimi nesneler, özellikle beyaz üzerinde fosforlu bir görünüm yaratır. |
1271 | karagöz | 1. Türk gölge oyununun iki eksen kişisinden biri. Dışadönük, içi dışı bir, olduğundan başka gözükmeyen, yoksul bir halk tipidir. Halkın sağduyusunu ve törelerini yansıtır. Hacivat'ı dolandırmak gibi küçük kusurlar onda hoş görülür, çünkü o, ortağı tarafından daha büyük ölçüde dolandırıldığının farkındadır. Dürüst ve açıksözlüdür. Sürekli geçim derdinde olan Karagöz, ekmek parası için sevmediği ve beceremediği işleri yapmak zorunda kalır. Cesur ve gözüpektir. Dilencilik yapmaz, emeği karşılığı para kazanmak ister. Parası olduğunda gönlü yüce, eli açıktır. Çabuk kanan, çocuksu bir iyimserliği vardır. Tecimden hiç anlamaz. Gerçekçidir, hayal kurmaktan hiç hoşlanmaz. Her kalıba giremediği, dalkavuk ve çıkarcı olmadığı için kapılar yüzüne kapanır. Ama onun bu dürüstlüğünden hoşlanan mert kişiler de vardır, örnek : Tuzsuz Deli Bekir ya da Matiz, onun toksözlülüğünden ve yiğitliğinden hoşlandıkları için başkaları arasından yalnızca onu bağışlarlar. Hacivat ile aralarında sürekli bir işçi-işveren ilişkisi görülür. 2. Adını baş oyun kişisi Karagöz'den alan Türk gölge oyunu. |
1272 | karagöz oyunu | Güneydeki Türkmen oymaklarında, düğünlerde oynatılan bir -kukla oyunu. Yüzüne örtü örterek arkası üstü yere yatan kuklacı, bir eline bir kadın, öbür eline bir erkek kukla alır, dizine de büyücek bir çömçe gelin bağlar. Bu dizdeki büyük kukla adamın elindeki kuklaların sevişmelerine engel olur. |
1273 | karagöz`ü indirmek | Hacivat'ın güzel ve hoşa giden sözler söyleyip bir dost aradığını belirtmesi ve Karagöz'ün, gerginin seyirciye göre sağ üst köşesinden görünüp Hacivat'ın- yanına atlaması. |
1274 | karakter | Kişileştirme işleminde derinlemesine ele alınan oyun kişisi kendine özgü nitelikler içinde ruhsal gelişimi olan oyun kişisi. Karakterin dış görünüşleri ötesinde anlamı sağlayan iç yaşamı vardır. Örnek : Hamlet, Galile, Tartuffe, Othello, Treplev vb. |
1275 | karakter dansçısı | Kendine özgü nitelikleri olan bir karakteri yansıtan dansı yapan sanatçı. |
1276 | karakter dansı | Karakteristik özellikleri olan dans. |
1277 | karakter komedyası | Bu komedya biçiminde gülünç kahramanın yanlış ve zayıf yanları ön plana çıkar. Toplum içindeki yanlışlıkların eleştirisi baş oyun kişisi yoluyla geliştirilir. |
1278 | karakter oyuncusu | bk. ıra oyuncusu. |
1279 | karakter rolü | Kendine özgü ruhsal durumu ve davranışları kapsayan ve bir oyuncu için özel bir yüz boyama gerektiren, özellikleri olan rol. |
1280 | karartıcı | Dizi dirençlere bağlı çok sayıdaki kanallardan gelen elektrik akımım azaltıp çoğaltabilen aygıt. Bunların çok çeşidi olmakla birlikte, temelde üç türü vardır : 1. karşı dirençli karartıcı, 2. özdönüştürücü karartıcı, 3. bilgisayarlı karartıcı. |
1281 | karartıcı ana kolu | Bir karartıcıdaki tüm kanalları denetleyen, ışıkları tümden parlatabilen ya da karartabilen kol ya da tekerlek. |
1282 | karartıcı tablosu | Karartıcının denetim düğmelerinin ve göstergelerinin bulunduğu yer. |
1283 | karartmak | Sahneyi tümüyle karartmak. Sahnede hiçbir ışığın olmadığı durum. |
1284 | karavelli | Âşık öykülerinin içinde, öykünün ana temasından ayrı olarak söylenen ve genellikle gülmeceye dayanan küçük öykü. Çoğu kez bir masaldır, örnek : Pırtlatan pekmez. |
1285 | karga sekmesi | Türk cambazlarının bir becerisi : ip üzerinde havaya zıplayıp çeşitli biçimde yine ip üzerine düşme. |
1286 | karındankonuşan | Sesi diyaframa iterek karnından konuşma becerisi gösteren kişi. |
1287 | karındankonuşan kuklası | Karındankonuşanın kullandığı ve karşılıklı konuştuğu büyük boy kukla. |
1288 | karışık koro | Kadınlarla erkeklerin bir arada olduğu koro. |
1289 | karışık yırtıcı hayvanlar | Değişik türde yırtıcı hayvanların bir arada numaralar yaptıkları gösteri öbeği. |
1290 | karnaval balesi | On yedinci yüzyılda ortaya çıkmış ve biçimlenmiş olan, sözsüz oyunları, akrobatik gösterileri ve dansları kapsayan bir dans gösterisi. |