1561 | melpomene | Ezgi söyleyenler için kullanılan terim. |
1562 | men | Japon no oyununda başrolü oyuncunun taktığı maske. |
1563 | menteşe saplaması | Panoları açılır kapanır biçimde birleştiren saplama. |
1564 | merak | Olay dizisinin gelişimi ile seyircide uyandırılan soru duygusu gerilim sağlayıcı öğe. |
1565 | mercek | İçinden geçen koşut ışınları düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran ya da birbirinden uzaklaştıran saydam nesne. Tiyatroda daha çok yakınsak mercek kullanılır. bk. dışbükey mercek. |
1566 | mercek dizgesi | En az iki mercekten oluşan dizge. Fotoğraf makinelerinde, film gösteri makinelerinde ve benzeri aygıtlarda bulunur. |
1567 | mercek kapağı | Alıcı merceğini dış etkenlerden korumak için mercek ucuna takılan kapak. |
1568 | merdiven | Türk cambazının bir becerisi : Merdiveni sırtına alıp ip üstünde yürürken başka birinin merdivene çıkıp inmesi ve çeşitli taklitli numaralar yapması. |
1569 | merdiven cambazı | Merdivenle denge hareketleri yapan kişi. |
1570 | merdivenli hokkabaz | Merdiven üzerinde hokkabazlık yapan sanatçı. |
1571 | mesnevihan | Mesnevi okuyana verilen ad. |
1572 | mestan ağa | Gölge oyunu'nda ezik bir göçmen ağzıyla tek tek konuşan Rumelili tipi. Durmadan köyünden bıktığını söyler, sürekli olarak kendine güvensizlik içindedir. Pehlivan olduğunu söylemesine karşın herkese yenilir. Korkak değil, yılgındır. bk. Rumelili. |
1573 | meşale | Gölge oyunu gergisi ardında yakılan çıra. Buna şem'a da denir. |
1574 | meşale çanağı | Gölge oyununda meşalenin yakıldığı çanak ya da altlık. |
1575 | metin yazarı | Balenin metnini yaratan yazar. |
1576 | mevki (ortaoyunu) | Ortaoyunu'nda erkek seyirciler için ayrılan yere verilen ad. |
1577 | meydan (ortaoyunu) | Ortaoyunu'nun oynandığı alan. bk. orta, palanga. |
1578 | meydancı | (Köy oyunu) Anadolu köy oyunlarında oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. |
1579 | mezzetino | Commedia deli'arte türünde giysisi kırmızı beyaz kurdelelerle süslü uşak tipi. |
1580 | mezzosoprano | Orta incelikte kadın sesi. |
1581 | mim | Kaynaktaki anlamıyla oynamak, oyuncu yalnızca hareketlere dayandırılan sözsüz oyun. |
1582 | mim pür | bk. salt sözsüz oyun. |
1583 | mimesis | Benzetme, öykünme. Platon bu terimi sözlük anlamıyla kullanmış, Aristoteles dram sanatı konusunda bu terimi yeniden yaratma ve yansılama anlamında yorumlamıştır. Tiyatro sanatının temel ilkelerinden biridir. |
1584 | mimik | Düşünceleri, duyguları yüz ve gövde anlatımı ile verme sanatı. |
1585 | mimodram | Üst düzeyde sanatçılığı gösteren sözsüz oyun. |
1586 | mimos | Antik Yunan tiyatrosunda iki kişi arasındaki doğaçtan söyleşmeye dayanan güldürü. |
1587 | minik keman | Yalnızca soytarılar tarafından çalınan minyatür keman. |
1588 | minstrel | 1. Avrupa'da Ortaçağ'da çalgı çalarak Öykü anlatanı kişi. 2. Ortaçağ'da ortaya çıkan müzikli oyun. |
1589 | mister oyunu | bk. yalvaç oyunu. |
1590 | mitos | bk. efsane. |