1741 | öncü oyun | Alışagelinmiş oyunlardan ayrılan, gerek yapısı gerekse anlatım yönünden yenilikler getiren oyun. |
1742 | öncü tiyatro | Herhangi bir dönemde birtakım yenilikler getiren tiyatro. Öncü oyunları yaygınlaştırmayı amaç edinen tiyatro. |
1743 | öndenetim | bk. sıkıdenetim, |
1744 | öndenetleme kurulu | bk. sıkıdenetim kurulu. |
1745 | önörgü | 1. Oyun konusunun ana çizgisi. 2. Doğaçlamaya dayanan tiyatroda senaryo. |
1746 | önsahne | Çerçeve sahnenin önünde bulunan bir ile iki metre arasında genişliği olan çıkıntı. |
1747 | önsahne bölmesi | Eski tiyatrolarda sahne hizasındaki bölme. |
1748 | önsahne ışıldakları | Seyirci salonunda tavanın sahneye yakın yerinden sahneye yönelen dizi ışıklarının tümüne verilen ad. |
1749 | önünde | Oyun alanının seyirciye en yakın düzeyi. |
1750 | önyüz | Bir tiyatro yapısının ön yüzü. |
1751 | örge | Yazında ve sanatta sık sık yinelenen, temayı vurgulayıcı öğe ya da süs. |
1752 | örgü | Oyun yapısını ortaya çıkaran doku. |
1753 | örnek gereç | Gereç seçimi için tiyatroya getirilmiş parça örnek. |
1754 | örtülü ses | Tını açısından duru ses. |
1755 | öterli ses | Tını açısından zengin ve renkli ses. |
1756 | öykü | Çoğu kez dua ile başlayan meddah ya da âşık öyküsü. |
1757 | öykücü | 1-Öykü yazan ya da yaratan. 2-Öykü anlatan ya da canlandıran. |
1758 | öykülemek | Kimi oyunların başında, ortasında, sonunda ya da yer yer anlatıcı yoluyla oyunun konusunu anlatmak, kimi bölümleri özetlemek ya da yorumlamak. |
1759 | öyle denmez | Hacivat ile Karagöz arasında geçen atışmalı söyleşme. Hacivat, Karagöz'ün söylediklerini «öyle denmez» diyerek düzeltmek ister, ama Karagöz bunlara da bir söz uydurur. |
1760 | özdenetimli renk değiştirici | Işıldak önüne konulan renkleri komutayla ve motor yoluyla değiştiren aygıt. |
1761 | özdeşleşme | 1. Oyuncunun, rol gereği canlandırdığı oyun kişisiyle kendini özdeşleştirmesi. 2. Seyircinin, oyun kahramanının basma gelenleri kendi de yaşıyormuşçasına duyması bu yanılsamacı tiyatronun güzelduyusal ilkelerinden en önemlisidir. |
1762 | özdönüştürücü karartıcı | Yalnızca dalgalı akımda en çok kullanılan ve sevilen karartıcıdır. Bu karartıcı insan gözüne uygun biçimde derecelendirilmiş olarak ışıtaca giden voltajı istendiği gibi azaltıp çoğaltabilir. Bunların «autrastat», «powerstat», «variac» ve «radiastat» türleri vardır. |
1763 | özel bölme | Tiyatrolarda dört beş kişilik özel bölmeli seyir yeri. |
1764 | özel bölme sorumlusu | Tiyatroda localara bakan sorumlu kişi. |
1765 | özel gösteri | Kapalı gösteri. Bir oyunun özel olarak çağrılı konuklar önünde oynanması. |
1766 | özel kaplama | Ses dağılımında kullanılan kaplama. |
1767 | özel tiyatro | Özel kişilerin kurup yönettiği, çoğu kez tecimsel tiyatro. |
1768 | özenci | Tiyatroya özenen, tiyatroyu sevdiği için yönelen, tiyatro eğitiminden geçmemiş ve meslekten olmayan kişi. |
1769 | özenci oyuncu | Eğitim görmemiş, salt yeteneği ve özeni ile oynayan ve kazanç düşünmeyen oyuncu. |
1770 | özenci tiyatro | Kazancını tiyatrodan sağlamayan, genellikle oyunculuk eğitimi görmemiş, ancak çalışmasını özenle yapan kişilerden kurulu topluluk. Nitelikli özenci toplulukların ilerinin yazarını, yönetmenini ve oyuncusunu yetiştirmede başlangıç için de olsa katkıları vardır. |