1801 | parçacılık | Yirminci yüzyılın başlarında, İtalya'da A. Soffici'nin açtığı çığır. Konulan gerçekten alınmış kısa parçalar ve küçük tablolar ile çeşitli yaşam kesitlerini veren anlayış. |
1802 | parçalı komedya | Bölümcükleri ya da bölümleri birbirine bağlı olmayan, Fransa'da ortaya çıkan ve tutulan komedya biçimi. |
1803 | parlak gösteri oyunu | Görkemli görünüşlerle ve göz kamaştırıcı dekor ve giysileri kapsayan, özün arkada, biçimin önde kaldığı, yalnızca dış görünüşü amaç edinen oyun. |
1804 | parlama etmeni | Bir sahne hilesinin anlaşılmaması için seyircinin dikkatini çekmekte kullanılan, bazen bir hayaletin birden görünmesini ya da seyirciye gösterilmek istenmeyen bir değişikliğin yapılabilmesini sağlamak için başvurulan, gözalıcı bir parlama ile elde edilen etmen. |
1805 | parlama etmeni kutusu | İçinde parlamayı sağlayacak barut bulunan kutu. Bakır bir telle elektrik akımı verilerek barutun ateşlenmesiyle parlak bir ışık elde edilir. |
1806 | parlamalı ışıtaç | Magnezyuma elektrik akımı verilerek çakan ışık ya da duman elde etmekte kullanılan, seramik, çömlek biçiminde ışıtaç. |
1807 | parlatma çalışması | bk. düzeltme. |
1808 | parmak ucu dengesi | El parmaklarının ucunda bacakları dikey ya da çapraz havada tutma. |
1809 | parmak ucu dönüşü | Dansçının parmak ucunda dönmesi. |
1810 | parmak ucu duruşu | Dansçının parmak uçlarında duruşu. |
1811 | parmak ucu evresi | Bir bacakla yapılan bükülmeden sonra, kadın dansçının parmak uçlarında geri çekilerek durumunu alması. |
1812 | parmaklar hafif kalkık | Dansçının yere basarken ayak parmaklarını yukarı kaldırarak duruşu. |
1813 | parmaklık | (Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda seyircilerle oyun yerini ayıran bölme genellikle kazıklar arasına ip getirilerek bölünürdü. |
1814 | parodi | Ciddi olduğu varsayılan bir yapıtın bir bölümünü ya da tümünü koşutlukları koruyarak alaya alan, biçimini bozmadan ona bambaşka bir içerik vererek, özle biçim arasındaki bu karşıtlıktan gülünç ve eleştirel etkiyi var eden oyun biçimi. |
1815 | parsa | (Doğaçlama): Doğaçlama tiyatrosunda oyun arasında ya da sonrası seyircilerden toplanan para. |
1816 | paskalya oyunu | Onuncu yüzyılda kilisede oynanan ilk dinsel gösteri. «Kimi arıyorsunuz» anlamına gelen «quem queritis» denilen bu ilkel oyunda, melekleri yansılayan iki rahiple iki kadının İsa'nın mezarındaki dört dizelik konuşması yer alır. |
1817 | paskuvariyello | İtalya halk doğaçlama tiyatrosunda yaşlı bir âşık tipi. Genellikle uşaktır. |
1818 | paso | İspanya'da on yedinci yüzyılda, çok tutulan, tek bölümlük güldürü. Bu oyunun bulucusu ünlü İspanyol yazan Lope de Vega'dır. |
1819 | pastav | (Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda Pişekâr'ın elinde bulundurduğu, çeşitli yerlerde kullandığı ve «şak şak» diye ses veren tahtadan maşa. bk. şakşak. |
1820 | pastoral oyun | Rönesans'ta saraylıların ve aristokratların sevdiği bir oyun türü. Konusunu efsanelerden ve çoban masallarından alırdı. Pastoral oyunun gelişmesi ile opera türü ortaya çıkmıştır. |
1821 | patenci | Tekerlekli paten üzerinde denge hareketleri yapan sanatçı. |
1822 | patlama etmeni | Sahnede patlama sesi veren düzen. |
1823 | patlama kutusu | Patlama sesleri sağlayan aygıt. bk. bomba kutusu. |
1824 | patlangıç | Çok ses çıkararak şaklayan kırbaç. |
1825 | patyo | Üç yanı seyirciyle çevrili, bir ya da bir buçuk metre yükseklikte sahnesi olan tavanı açık İspanyol tiyatro yapısı. |
1826 | pay | (Ortaoyunu): 1. Ortaoyunu'nda, oyuncuların geliri belli oranda bölüşmeleri. 2. Ortaoyunu'nda, paylaşma, sonucu oyunculara düşen para. |
1827 | pazarlama sorumlusu | Bir sirkin gösterileri için reklam işini ve işin pazarlamasını yüklenen kişi. |
1828 | peciz | (Argo) Gölge oyunu argosunda «ev» anlamında kullanılan sözcük.(Ortaoyunu): Ortaoyunu'nda ev anlamında kullanılır. |
1829 | pedrolino | İtalyan halk doğaçlama tiyatrosunda acımasız bir uşak tipi. Fransa'daki özdeşi Piyero'dur. |
1830 | pencere panosu | Dekorda pencereyi kapsayan pano. |