1861 | piyastrellas | Değişik büyüklükte maden parçalarından oluşmuş, soytarıların çaldığı bir çalgı. |
1862 | piyav | (Ortaoyunu): Ortaoyunu argosunda düşünce anlamına gelen sözcük. |
1863 | piyero | Fransız tiyatrosunda, İtalyan halk tiyatrosunun etkisiyle ortaya çıkmış romantik bir komik tipi. |
1864 | poetika | Aristoteles'in İÖ 363-360 yıllan arasında yazdığı, şiir, dram sanatı ve epik konularını içeren ve kurallarını öneren yapıtı. Bu kitabın komedya üzerine olan bölümü ele geçmemiştir. |
1865 | polis oyunu | Suçlunun ortaya çıkarılmasına dayanan oyun türü. Merak ve heyecan öğelerini dengeli bir biçimde kullanıp oyunun sonuna değin gerilim, sağlayan oyun. |
1866 | politik tiyatro | Ünlü Alman yönetmeni Erwin Piscator'un göstermeci nitelikteki kendi anlayışını içeren tiyatroya verdiği ad. Siyasal gelişimleri konu edinerek insanların daha iyi yaşamalarını savunan, seyircinin duyusundan çok usuna yönelen tiyatro anlayışı. Bu anlayıştaki tiyatroda sinema filmi, diya, hareketli sahne tabanı gibi biçimsel özellikler yer alır. Brecht'in epik tiyatro'sunu etkilemiştir. |
1867 | poz kesme | (Argo): Rolü düşünmeden, ölçü dışına çıkarak ve kendi göriinüşünü ön plana alarak oynama. |
1868 | prakarana | Hint tiyatrosunda töre komedyası türünde yazılmış oyun. |
1869 | preteksta | Roma tiyatrosunda ulusal Roma giysilerine verilen ad. |
1870 | priz kutusu | İçinde çeşitli prizler bulunan ve bir yerden başka bir yere taşınabilen kutu. |
1871 | proagon | Antik Yunanistan'da düzenlenen Büyük Diyonizya şenliklerinden iki gün önce düzenlenen törene verilen ad. |
1872 | prodesse et delectare | Tiyatrocular tarafından kullanılan, Latin yazarı Horatius'un dram sanatını konu edinen Ars Poetica'sından alınmış bir deyim yararlı olmak ve eğlendirmek. Yazarların seyirciyi eğlendirirken, onlara katkıda bulunmaları gerektiğini öğütleyen sözler. |
1873 | prologos | Antik Yunan tragedyasındaki başlangıç bölümü. Koronun ortaya çıkmasından önceki konuşmayı kapsayan bölüm. Burada oyun üzerinde bazı açıklamalar yapılırdı. Anlatıcının seyirciye yöneldiği kesim. |
1874 | proskenyon | Antik tiyatroda oyun yeri. Bugünkü tiyatroda ön sahne. |
1875 | protagonist | Antik tiyatroda baş oyun kişisi, kahraman. |
1876 | pulçinella | İtalyan halk doğaçlama tiyatrosunda alık uşak tipi kambur ve gaga burunludur. |
1877 | purim oyunu | Yahudi törenlerinde tek bölümlük oyun. Kutsal kitaptaki «Esther» bölümünü işleyen bu oyunda ezgiler, danslar ve güldürü sahneleri yer alır. |
1878 | pusat | (Ortaoyunu): Ortaoyunu'nda giysi için kullanılan sözcük. |
1879 | pusat odası | (Ortaoyunu) : Ortaoyunu'nda oyuncuların giysilerinin bulunduğu çadır ya da gergiyle kapatılmış yer. Sandık odası da denir. |
1880 | radyo oyunu | Radyoda oynanmak üzere yazılmış, kulağa yöneldiği için konuşmalarla eylemin ilerlediği, özel uygulayım gerektiren oyun. |
1881 | rakkas | bk. dansçı. |
1882 | rakkase | Kadın dansçı. |
1883 | raks | bk. dans. |
1884 | ramp | Sahne düzeyinin seyirciye en yakın kesimi, sahne kenarı. |
1885 | rastgele | Her söze «rastgele» katarak konuşan gölge oyunu tipi. . |
1886 | ravi | Rivayet yani söylenti anlatana verilen ad. |
1887 | reis | (Köy oyunu): : Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. |
1888 | rengin görünümsel özellikleri | Rengin görünüm açısından üç temel özelliği : Türü, doygunluğu ve parlaklığı. |
1889 | renk | Algılamanın niteliğinde, ışığın görüntüsel bileşim ayrımlarının doğurabilecekleriyle aynı türden olan ayrımları gözlemeyi ve ayırt etmeyi sağlayan, görsel bir algılanmanın belirtisi. Renk bir dalga uzunluğudur. Örnek kırmızı, görüntüsü açısından en uzun, mor ise en kısa dalga uzunluğu içindedir. |
1890 | renk algılaması | Görülen biçimi, boyutu, yapısı ve dokusu aynı olan iki nesne arasında gözlemciye ayırt etme olanağını sağlayan görsel algı öğesi. |