2371 | toplumsal tavır | Toplumsal eğilimi, özelliği, amacı ve sınıfsal niteliği gösteren tavır. Bu terim epik tiyatronun estetik kavramlarından biridir Brecht tarafından önerilmiş ve benimsenmiştir. |
2372 | toprak kukla | Topraktan yapılmış kukla. |
2373 | topuk duruşu | Dansçının yalnızca topukları üzerinde duruşu. |
2374 | topuklar hafif kalkık | Dansçının topuklarını hafifçe kaldırıp duruşu. |
2375 | toramanlı karagöz | 1. Cinsel organı olan Karagöz tasviri buna zekerli Karagöz de denir. 2-Bu tasvirlerle oynanan açık saçık Karagöz oyunu. Bu tür oyunlar Lale döneminde ortaya çıkmış ve genellikle önemli kişilerin konaklarında oynatılmıştır. |
2376 | torna işi kukla | Tahtası tornada biçimlendirilmiş kukla. |
2377 | tökezleme | Sahnede sözleri tam olarak söyleyememe ya da yanlış şeyler söyleme durumu. |
2378 | töre komedyası | Bir çağın ya da belli bir dönemin günlük yaşamından yola çıkarak, insan tavır ve ilişkilerinin ışığında, bozuk, tutarsız ya da yanlış olan töresel ilişkileri ahlak açısından eleştiren komedya. Bu türde, insana ve insan ilişkilerine bir dönem, bir çevre, bir sınıf, bir yaşam biçimi arasından bakılır. |
2379 | töreci oyun | Ortaçağda, Hıristiyan öğretisinin ahlak anlayışını aşılamakta kullanılan bir oyun biçimi. Sonradan burjuva ahlak değerlerinin temeli üzerine kurulan ve soyut nitelikleri (iyilik, kötülük, açgözlülük, oburluk, kin, onur, vb.) kişiler olarak sahneye çıkaran oyun. |
2380 | törenci başı | Bir şenliği, bir töreni yöneten kişi. |
2381 | tragedya | Klasik tanımlamasında, yüceltilmiş sözlerle yazılan, yüceltilmiş bir kahramanın iyi bir durumdan kötü bir duruma düşmesiyle, seyircinin korkuya ve acımaya yönelerek duygusal arınmaya gittiği oyun türü. Çağdaş tanımı içinde, olağan bir kişinin gerçekçi bir çevre içinde toplumsal çelişkilerini hissetmesiyle ortaya çıkan oyun türü. |
2382 | tragedya oyuncusu | Tragedya oynamada başarı kazanan ve bu tür oyunlardan ün yapan oyunculara verilen ad. |
2383 | tragedya öğeleri | Aristoteles'in Poetika'sında tragedya için önerilen öğeler şunlardır : konu, davranış, konuşma, düşünce, dekor, müzik ve bunların uyumu. |
2384 | tragoy | İlk dönemde yazılan antik tragedyalardaki koroda bulunan sanatçıların giydikleri teke derisinden giysi. |
2385 | trapez | Uçlarına bir çubuk bağlanmış bulunan iki düşey ipten yapılmış bir jimnastik ve gösteri salıncağı. |
2386 | trapez gösterisi | Trapezle yapılan çeşitli gösterilerin tümü. |
2387 | trapez üzerinde denge | Trapez üzerinde dengelenme. |
2388 | trapezci | Trapez üstünde çeşitli tehlikeli gösteriler yapan sanatçı. |
2389 | triko | Balet dansçılarının, özellikle bacak kaslarını sıcak tutması için daha çok çalışmada giydikleri kalın, belden lastikli çorap. |
2390 | tritagonist | Üçüncü oyuncu. Antik tiyatroya Sofokles'in getirdiği üçüncü oyuncu. |
2391 | trop | Ortaçağın dinsel nitelikteki uyaklı dizeleri. |
2392 | truver | Ortaçağ'da Fransız etkisi altında öykü anlatanlara verilen ad. |
2393 | tuğ | Eski meddahların bir simgesi. Meddahların tuğ diktikleri yerde kalabalık bir seyirci çepeçevre toplanırdı. |
2394 | tuhaflıklar cadın | Seyredenleri şaşırtacak, birtakım olağandışı insanların, yaratıkların sergilendiği çadır. |
2395 | tuluat patlatmak | (Argo) Doğaçtan oynamak. |
2396 | tulum söyleşmesi | Hacivat ile Karagöz arasında tulumun eksen olduğu atışmalı konuşma. |
2397 | tulumcu | Eski şenliklerde bir yandan soytarılık yaparken bir yandan ellerindeki havayla şişirilmiş tulumlarla oyun alanına taşanları hizaya sokan, şenlik alanını düzenleyen ve gerektiğinde tulumuna su doldurup şenlik alanını sulayan önemli bir şenlik görevlisi. |
2398 | tumturaklı konuşma | Sahne konuşmasının şişirme, kof, tumturaklı biçimi. Duygu ve düşünceyle ilgisi olmadan bağıra çağıra söz söyleme. |
2399 | tunik | Antik tragedyada oyuncuların giydikleri uzun kollu, ayaklara dek uzanan ve göğüs hizasında kemeri olan giysi.Dansçıların giydikleri gömleğe verilen ad. |
2400 | tutamakla çalışma | Denge alıştırmaları içinde önemli yeri olan bale tutamağında çalışma. |