| 721 | kemerlik | Küçük kemer ve teknelerle yapılı, tümü birden bir kemer biçiminde olan büyük bir kıvrım topluluğu. |
| 722 | kemik yatağı | İçinde çok taşıllaşmış kemik ya da kemik parçaları bulunan katman. |
| 723 | kenar fasiyezi | Derinlik kayaçlarında kenar bölgelerinin, orta bölgelerine göre gösterdiği oluşum değişikliği. |
| 724 | kenar yarığı | Buzulun girintili çıkıntılı bir yüzey üzerinde devinip gerilmesiyle ortaya çıkan genişçe, 'derin çatlak ya da yarık. |
| 725 | kenetlenme | Başka başka nitelikte kayaç birimleri yan yana bulundukları zaman, katmanların birbirlerinin arasına sokulması. |
| 726 | kersantit | bk. lamprofir. |
| 727 | kesen damar | Komşu kayaçların yapısını gelişigüzel kesen çatlak ya da yarıkları, magmanın doldurulmasıyle oluşmuş kayaç damarı. |
| 728 | kesiklilik yüzeyi | Yerin içinde, fiziksel özeliikleri başka başka olan iki katman arasındaki sınır düzlemi. (Deprem ışınlarının niteliği bu düzlemde birdenbire değişir.) |
| 729 | kesim bindirmesi | Kırık düzlemi, yatay ya da yataya yakın bir ters kırıkla, eski bir kesimin daha yenisinin üstüne bindirmesi. |
| 730 | kılavuz katman | 1. Belli bir yer düzeyine ya da kuşağa özellik veren katman. 2. Kayaç dizileri içinde süreli olarak bulunan ve birbirlerine yakın bölümlerin bağlanabilmesini sağlayan özel bir katman. |
| 731 | kılavuz taşıl | Kısa bir süre yaşamış, evrimsel olaylarla çabuk değişmiş, çok sayıda geniş alanlara yayılmış olmasıyle, içinde bulunduğu katmanın yaşını belirtmeğe yarayan taşıl, |
| 732 | kılavuz yatak | Bir yer, düzey ya da kuşağı ayıran yatak. |
| 733 | kılçıksı çatlaklar | Çoğunlukla yerinde oynamış kırık kesimlerin kenarlarında görülen ve bir kuş tüyünün kenar kılları biçiminde sıralanmış çok sık, ince makaslama çatlaklar. |
| 734 | kırık | Kayaç kütlelerinin, bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması. |
| 735 | kırık atımı | Bir kırıkta, yer değiştiren iki nokta arasındaki en kısa uzaklık. |
| 736 | kırık aynası | Bir kırıkta, iki kanadın yerlerinden oynaması ve birbirlerine sürtünmesiyle oluşan, koşut çizikli, cilalı kırık düzlemi. |
| 737 | kırık ayrığı | Kırığın çeperleri arasındaki ayrılık. |
| 738 | kırık çizgisi | Bir kırığın, yeryüzü ile kesiştiği çizgi |
| 739 | kırık doğrultusu | Kırık düzleminin yatay düzlemle kesiştiği çizgi. |
| 740 | kırık düzlemi | Üzerinde kırık kanatlarının devindiği düzlem. |
| 741 | kırık kanadı | Kırık düzleminin yanlarındaki kayaç kütleleri. |
| 742 | kırık kaynağı | Kırıkla ayrılmış bir kuyu yatağının geçirimsiz bir katman ile karşılaştığı yerde, suların aşağıdan yukarı çıkmasıyle oluşan kaynak. |
| 743 | kırık köşeli yığışım | bk. oluşum köşeli yığışımı. |
| 744 | kırık kuşağı | Kırılarak yerlerinden oynamış kanatlarla yapılı bir bölge. |
| 745 | kırık sapması | Başka bir kırıkla kesişen kırığın doğrultusunu değiştirmesi. |
| 746 | kırıkla değinme | İki katman ya da oluşuğun, bir kırıkla yan yana gelmesi. |
| 747 | kırıklı tomruk | Karşılıklı iki sınırında, kırık düzlemleri bulunan dağ ya da kayaç kütlesi. |
| 748 | kırıklı yatık kıvrım | Ters yanı çok ileri doğru sürüklenerek, büsbütün makaslanmış olan yatık kıvrım. |
| 749 | kırılma belirteci | Geçen bir ışık ışını, eğri bir açı ile bir kristale çarptığında, gelen ışın ile sapan ışının normal ile yaptıkları açıların sinüslerine oranı. |
| 750 | kırıntı tortul | Kendinden daha eski kayaçların parçalarından oluşmuş tortul kayaç. |