961 | orta nümülit | Nümülit dönemin bölümlerinden biri. a. bk. nümülit dönemi. |
962 | orta tuzlu su | İçindeki tuz oranı orta derecede olan su. |
963 | ortam mineralleri | Tortul kayaçların içinde, bulundukları yerde oluşmuş mineraller. |
964 | oturma | Kıyı tortullarının ya da toprakların, tıkızlaşmasıyle bir yerin çökmesi, oturması. |
965 | oynama | Kayaçların bir kırık boyunca yerlerinden oynaması, dizilişlerinin bozulması. |
966 | önbölge | Dağoluş deviminin yönelmiş bulunduğu alan. |
967 | önbuzultaşı | Buzulların duralama döneminde, akıntı yönünde oluşmuş taş parçalarından bileşik yüzey ve dip morenleri yığını. |
968 | öncel yarma koyak | Bir dağ yükselirken, yatağını kazmakta olan bir akarsuyun, yükselme süresince ilkel doğrultudan sapmamaksızın, yükselmeye ayak uydurarak, yatağını derinleştirmesiyle oluşturduğu, dağı yaran boğaz biçimli koyak. |
969 | önçukur | Bir yerteknesinin, önbölge yönündeki kenar çukuru. |
970 | örnek tür | Bir organizma takımının, ortak jenetik özelliklerini tanıtan tür. |
971 | örnek yer | Bir oluşumun ya da taşılın, örnek olarak bulunduğu ve adını aldığı yer. |
972 | örtü | Büyük boyutlu bir kayaç kütlesinin, yatık kıvrılma ya da bindirme ile başka kayaçların üzerine sürülmesi. |
973 | örtü kıvrımı | Katmanların kayıcı bir taban üzerinden ayrılmış kıvrılmalarıyla oluşan yüzeysel örnekte kıvrım. |
974 | örtü kökü | Yatık bir kıvrımın ya da örtünün, az çok düşey durumda olan ve yere girer gibi bulunan arka yanı. |
975 | örtübaşı | Bir örtünün en ileri sürüklenmiş kesimi. |
976 | örtümsü kıvrım | Genliği çok büyük olan ve bir örtüye benzeyen yatık kıvrım. |
977 | ötelenme | Basınç altında bulunduğu, zaman kristallerinin ana eksenine dik düzlemler boyunca kırılarak buzulun, plastik akmasını sonuçlayan nitelik. |
978 | özbiçim | Kayaç yapıcı minerallerin, kendilerine özgü kristal biçimi. (Bu durumda büyüyüşlerine engel olmadan gelişmişlerdir.) |
979 | pahoehoe lavları | Java dilinde gazlan az, ağdalı, yavaş yavaş katılaşmış, parlak ve düz yüzeyli lavlar. |
980 | paleojen | bk. nümülit dönemi. |
981 | pallas göktaşı | Nikelli demirden bir ağcık içinde, olivin kristallerinden bileşik bir göktaşı (meteorit). |
982 | paragnays | bk. tortul gnays. |
983 | paralik | bk. sığ deniz ortamı. |
984 | parlak kömür | % 10 dan daha az uçucu madde çıkaran kömür. |
985 | parlak yaprak kayaç | Alplerde bulunan, ikinci zaman ve alt triyas yaşındaki kristal yaprak taşlar. |
986 | Pasifik soyu | Özellikle Ankarataşı, granodioritler ve bunlara benzeyen kalk alkalin kayaç topluluğunun, Pasifik çevresinde dağılışını, Pasifik örneği koyu çizgilerle ve daha genel olarak kıvrımlı oluşum ile ilgisini gösteren terim. |
987 | paslanma kesimi | Yeryüzüne ya da yakınına çıkmış kükürtlü bir cevher yatağının, bol pasedon etkisiyle yeraltı su tablasına dek kükürt tozu olduğu, ısla paslaştığı, karbonatlaştığı kesim. (Buradaki kimyasal çökelmeler, işletmeye yeterli olmayan metal tenörlerini işletilir duruma getirir.) |
988 | patlama krateri | bk. yanardağ ağzı gölü. |
989 | pegmatit | Çok iri taneli, mineral bileşimi içinde bulunduğu ana kayacın bileşimine uygun bir damar kayacı. |
990 | pehlblend | Mineral. (UO2 zift parıltı,kara, kahverengi kara çizgi kara kahverengimsi sertlik 6-7, özgül ağırlık 8-11 kubusal. En önemli uranyum minerali. Kristal biçimi göstermeyen ve formülü UO ye yakın olan tortul çökeleklerine pehblend, kristal biçimi gösterenlere uranitit denir. Çok güçlü radyoaktiftir.) |