| 1021 | kızıl akçe | bk. mangır. |
| 1022 | kızıl altın | bk. çil akçe. |
| 1023 | kızıl kuruş | Osmanlı ülkelerinde de bir süre kullanılan yabancı altın paralar. |
| 1024 | kızıl mangır | Pirinçten kesilmiş para. |
| 1025 | kızıl-aba | Devşirme çocuklara giydirilen lokma dikişli kırmızı renkte üst dolama. |
| 1026 | Kızıl-adalar | İstanbul'un güneyindeki dokuz adanın topluca adı: Beyadası ya da Büyükada (Prikipos-Megale Demonesia), Heybeliada (Halkis-Demonios), Burgazadası (Antigone), Kınalıada (Proti), Tavşanadası, Sedefadası, Sivriada, Yassıada, Kaşıkadası (Pide). |
| 1027 | kızılca müsellem | Rumeli'deki müsellem askeri. |
| 1028 | kızılelma | Osmanlılarca Roma ve Viyana kentleri için kullanılan simgesel bir ad. Biri Eski Roma İmparatorluğunun, öteki de Kutsal Roma-Germen İmparatorluğunun başkenti olan bu kentleri ele geçirmek dünya egemenliği anlamına gelecekti. Kızılelma adının verilmesi ise |
| 1029 | kızlarağası | Osmanlı sarayındaki haremağalarının başı ve en yüksek buyurucusu. |
| 1030 | kilercibaşı | İçoğlanlardan biri olup, kilercilerin başı ve padişah sofrasının düzenleyicisi olan kişi. |
| 1031 | kilerciusta | Osmanlı sarayının harem bölümünde yemek işlerine bakan karavaş. |
| 1032 | knez | Eflaklılar'da babadan oğula geçen bucak kethüdalığı. |
| 1033 | kocabaşı | Osmanlılarda, Rumeli'deki Hıristiyan köylerinin ihtiyar heyeti başkanı. bk. milletbaşı. |
| 1034 | kocaduvar | Bir kenti ya da kasabayı çepeçevre saran kale duvarı. |
| 1035 | kocakavuk | Bilginlere özgü büyük kavuk. |
| 1036 | kocakavuklu | İlmiyenin kolluk işleriyle uğraşan görevlisinin sanı. |
| 1037 | koçaş | 1. Koçu denen dört tekerlekli ve yaylı arabayı kullanan arabacı. 2. Sefer zamanı Rumeli'de toplanarak orduda arabacılık hizmeti gören bir takırn. |
| 1038 | koçbaşı | Kuşatılmış kalelerin duvar ve özellikle kapılarını zorlamak için kullanılan, ucunda bir koçun başına benzer demir topuz bulunan, ağır, direk biçiminde bir savaş aracı. |
| 1039 | koka | Yeniçeri komutanları ve Eflak Beylerinin giydikleri tolga biçimindeki başlık. |
| 1040 | kokonos | Yeniçeriler arasında saygı duyulan kimselere verilen ad. |
| 1041 | kol gezme | bk. kola çıkma. |
| 1042 | kola binme | Kamu düzeninin korunması için, kolluk kuvvetlerinin bir kent çevresinde atla dolaşmaları. |
| 1043 | kola çıkma | Kamu düzeninin korunması için, kolluk kuvvetlerinin kent içinde yaya olarak dolaşmaları. |
| 1044 | kolağası | Mansure askeri örgütünün kurulmasından sonra Osmanlı ordusunda binbaşı ile yüzbaşı arasında subay aşaması. |
| 1045 | kolçak | Zırhın kola geçirilen parçası. |
| 1046 | kolomborna | Demir gülle atan bir top türü. |
| 1047 | koloni | Başka bir ülkeye yerleşmeye giden göçmen topluluğu ya da bu topluluğun yerleştiği yer. |
| 1048 | konakçı | Sefere çıkan askerin önünden gidip konak yeri sağlamakla görevli subay. |
| 1049 | konakçıbaşı | Savaşa gitmekte olan padişahın tuğları ile otağını bir konak ileride taşıyanların en kıdemlisi olan beylerbeyi, sancakbeyi ya da kapıcıbaşı aşamasındaki yüksek görevli. |
| 1050 | kondurucu | Seferde padişah tuğlarının ikisini bir konak ileride taşıyan dört kişiden ikisine verilen san. bk. göçürücü. |