811 | sapkıntaşlar | Daha çok örtü buzullarının taşıdıkları ve çok uzaklara değin götürüp, geri çekilişleri sırasında bıraktıkları irili, ufaklı kaya parçalarına verilen ad. |
812 | sarı ırk | Kendine özgü dirimbilimsel nitelikleri, özellikle derinin rengine göre aynı kuşaktan gelen, en toplu ve yaygın olarak doğu Asya'da yerleşmiş bulunan üç anaırktan biri. bk. beyaz ırk, kara ırk. |
813 | sarkıt | Karst bölgelerinde, mağaraların tavanından aşağıya doğru direk biçiminde uzanan kireçli oluşuklar, bk. dikit. |
814 | savan iklimi | Özgün örneği Sudan'da görülen, biri kurak, öteki yağışlı iki mevsimi olan sıcak iklim. |
815 | seki | Akarsu koyaklarının iki yamacı üzerinde, göl ve deniz kıyılarında görülen, kimi kez birbiri üzerine belli aralıklarla sıralanmış az eğimli asılı düzlükler. |
816 | sel | Eğimli yamaçların, özellikle bitki örtüsünden yoksun olanlarda görülen boyları kısa, ancak aşırı eğimleri nedeniyle yeğin yağmurlardan sonra bol su taşıyan, hızlı akışlı düzensiz akarsular. |
817 | selinti | bk. sellenme. |
818 | sellenme | Yamaçların yüzünü, belli bir yatak içinde değil de, iplik gibi ince damarlardan oluşan bir ağ durumunda kaplayarak eğim aşağı akan yağmur ve kar suları. |
819 | sellenme yarıntısı | Yumuşak ve gevşek özdeklerle örtülü yamaçlarda, selinti sularının aşındırıp, sürüklemeleri sonunda oluşan, uzunlamasına ve birbirine az çok koşut yarıntılardan her biri. |
820 | sera | Çiçek, limon gibi ağaççıkları korumak ve özellikle yaz sebzelerini kış mevsiminde de yetiştirmek için ısıtılmış, zemini tarıma elverişli duruma getirilmiş özel ve kapalı sığınaklar. |
821 | set gölü | Oluşumu, yarı kapalı bir çukurun doğal yollarla tıkanmasına bağlı olan ve birçok türleri bulunan göller. |
822 | set resifi | bk. mercanlar, mercan kayalıkları. |
823 | sıcak iklimler | Dönenceler arasında kalan ve yıllık sıcaklık ortalaması + 20° C'tan aşağı inmeyen ve türleri bulunan iklim. |
824 | sıcak kuşak | Oğlak ve Yengeç dönenceleri arasında kalan geniş bölge. |
825 | sıcaklık terselmesi | Althavayuvarında sıcaklığın yükseldikçe giderek azalması genel kuralının, kimi zaman, kimi koşullar altında bozulması olayı. |
826 | sığdip | Kara sahanlıklarında görülen, alanları ve biçimleriyle ayrımlı, derinlikleri genellikle 5-20 m. arasında değişen, balık bakımından zengin sığlıklara verilen ad. |
827 | sığınma bölgesi | Geçen yüzyıllarda, ülkelerini zorla basan savaşçılardan kaçan bir bölüm halkın yerleştiği, savunması kolay yöreler. |
828 | sığlık | bk. sığdip. |
829 | sınır | İki komşu devleti birbirinden ayıran, uluslararası bir antlaşma ile saptanmış çizgi ya da dar, uzun yerey parçası, bk. doğal sınır, yapma sınır. |
830 | sıradağlar | Kıvrımlı dağların, tekne ve kemerlerle birbirini izleyerek ve kimi kez yaylar çizerek belli bir yönde uzanmaları. |
831 | sırt | Dağların ya da tepelerin üst bölümü. |
832 | sızma | Yağmur ve kar sularının, çatlak ya da geçirimli katmanlardan yeraltına geçmesi olayı. |
833 | sis | Yeryüzüne oturan ve görüş uzaklığını az ya da çok daraltan bir tür bulut. bk. bulut, pus. |
834 | sivri | Genç dağlık kitlelerde ince uçla son bulan tepelere verilen ad. |
835 | siyasal coğrafya | İnsan coğrafyasının, devlet ve ülkelerin politik yaşamlarıyla coğrafya koşulları arasındaki ilişkileri araştıran ve inceleyen bölümü. |
836 | soğuk iklimler | Eksenucu çemberi dolaylarında yayılan, başlıca özelliği en yüksek aylık ortalama sıcaklığın + 10°'den aşağı olduğu iklimler. |
837 | soluğan | Dalgaların, fırtına bölgesi dışına, rüzgârsız yerlere ulaşan ve düzenli kabartılar ve çukurlar durumunda kıyıya yaklaşıp çatlayan bölümlerine verilen ad. |
838 | sonbahar | bk. güz. |
839 | sonbahar ılımı | Kuzey yarımyuvarında 23 eylül tarihine gelen ılım. bk. ılım. |
840 | sömürge | Yabancı bir devletçe kendi çıkarları doğrultusunda yönetilen yarı bağımsız ya da bağımsız ülke. |