961 | yağışölçer | Yağış niceliğini ölçmede kullanılan araç. |
962 | yağmur | İklim olayının en önemli etkenlerinden biri havayuvarındaki su buğusunun yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı. |
963 | yağmurla beslenen akarsu | İklim koşulları ve mevsimlere bağlı olarak, beslenmesinde yağmur sularının egemen olduğu akarsu. |
964 | yağmurölçer | bk. yağışölçer. |
965 | yahudi dinî | İ.Ö. XV. yüzyılda yaşadığı sanılan Musa Peygamber tarafından düzenlenmiş olan din. |
966 | yalı boyu | Gelgitin güçlü olduğu yerlerde, bu olayın etkisi altında kalan kıyının ön bölümü. |
967 | yalı oluğu | Kumsallarda, kıyı ovalarında su birikintilerini birbirine bağlayan, kimi kez kuru, kimi kez oldukça bol su taşıyan derecikler. |
968 | yalı yar | Yüksek kıyılarda dalga aşındırmasıyla oluşan ve aşınma sürdükçe karanın içine doğru gerileyen diklik. |
969 | yalı yar kertiği | Yüksek bir kıyının dip kesiminde dalga aşındırmasıyla oluşan ve yalı yarın gerilemesine neden olan oyuk. |
970 | yan harita | Coğrafya haritaları ve atlaslarına, ayrıntıları belirlemek amacıyla eklenen ikincil haritalar. |
971 | yan koni | Bir yanardağ ana konisi üzerinde ikincil bacalardan çıkan lavların oluşturduğu küçük tepecikler. |
972 | yan set | bk. yatak seti. |
973 | yana aşındırma | Akarsuların içinde yer aldığı koyağı, yamaçlardaki selinti sularının da yardımıyla aşındırıp yatıklaştırarak geriletmesi olayı. |
974 | yanardağ | Yeryuvarının, derinliklerinde bulunan ve "magma" adı verilen kızgın ve erimiş özdeklerin yeryüzüne ulaşabildiği yer. |
975 | yanardağ ağzı | Yanardağ konisinin üstünde ya da yanlarında, bacanın son bulduğu çember biçimindeki çıkış. |
976 | yanardağ ağzı gölü | Kimi sönmüş yanardağların ağızları içinde oluşan çember biçimli göl. |
977 | yanardağ bacası | Yerkabuğunun derinliklerinde, gaz ve magmadan oluşan kızgın özdeklerin yığıldığı yeri yanardağın ağzına bağlayan baca. |
978 | yanardağ depremi | Yanardağların püskürmeleri sırasında duyulan, etki alanı öteki depremlere göre daha sınırlı bir deprem türü. |
979 | yanardağ konisi | Yanardağ bacasından yeryüzüne taşan lav ve öteki kızgın özdeklerin soğuyup yığılmalarıyla oluşan ve biçimi, çıkardığı lavın akıcılığına bağlı olarak değişen yükseklik. |
980 | yanardağ külü | Yanardağların "kızgın bulut" püskürmeleri sırasında göğe fırlatılan, sonra yavaş yavaş yere çökerek az çok kalın yığınlar durumunda biriken külrengi ya da kırmızımtrak özdekler. |
981 | yanardağ patlaması | Bir yanardağın birden, çok yeğin ve çok yıkıcı biçimde etkinliğe geçmesi. |
982 | yanardağ püskürmesi | Yerin iç kesiminden gelen katı, sıvı ve gaz durumdaki kızgın özdeklerin bir yanardağ ağzından yeryüzüne çıkması. |
983 | yapı | Kayaçların ve onların oluşturdukları katmanlarında yerkabuğu içindeki düzeni, durumu. |
984 | yapı biçimleri | bk. yapısal biçimler. |
985 | yapım işleyimi | Yarı işlenmiş özdekleri doğrudan doğruya kullanılır ve tüketilir nesne ve özdekler durumuna getiren çeşitli işleyim kollarına verilen genel ad. |
986 | yapısal biçimler | İçgüçlerin yarattığı, dışgüçlerle henüz bozulmamış yer biçimleri. |
987 | yapısal yüz | Dışgüçlerle aşınıp bozulmamış, sert bir katmanın yüzünde oluşan az çok düz yerey. |
988 | yapma sınır | Akarsu, deniz, göl, sıradağ gibi doğal bir engele dayanamayıp insan eliyle oluşturulan imleri (sınır taşları, hendek, direk, tel örgüsü...) izleyen sınır. |
989 | yapraklarını döken ağaçlar | Kuraklık ya da soğuk gibi mevsimlik iklim değişmelerine uyan ve bu dönem süresince dinlenmeye geçen ağaçların oluşturduğu büyük takım, bk. yapraklarını dökmeyen ağaçlar. |
990 | yapraklarını dökmeyen ağaçlar | Yıl boyunca nemli ve sıcak, iklim ayrımı olmayan eşleksel bölgelerde ya da ılıman kuşağın kozalaklılar ormanlarında, her zaman yeşil kalan ağaçların oluşturduğu büyük takım. |