361 | aerosol krema | Gıda endüstrisinde kullanılan bir gazla tüplere doldurulmuş, bileşiminde şeker, stabilize edici madde ve diğer katkı maddeleri bulunan yağ oranı düşük krema. |
362 | aerosol tereyağı | Gaz basıncı altında ambalajlanmış ve daha akışkan bir yapı kazandırılmış olan tereyağı. |
363 | aerotaksis | Mikroorganizmaların havanın bulunduğu yöne doğru hareket etmesi. |
364 | aerotolerant | Aslen anaerob olup solunumunda atmosferde bulunan konsantrasyonda (% 21) oksijen varlığına dayanabilen ve bu ortamda zayıf da olsa gelişebilen mikroorganizmalar. |
365 | afaji | 1. Hipotalamusta bulunan tokluk merkezinin uyarılması veya açlık merkezinin tahrip edilmesi sonucu çok iştah açıcı yiyecekler olsa bile hayvanın yiyeceği reddetmesi veya yememesi. 2. Yutma yeteneğinin kaybolması. |
366 | afaki | Gözde göz merceğinin bulunmaması. |
367 | afanipteriozis | Pire ısırığıyla meydana gelen hastalık. |
368 | Afar koyunu | Adal koyunu. |
369 | afazmid | Aphasmidia alt sınıfına ait nematod. |
370 | afebril | Ateşi olmayan, ateşsiz, hummasız. |
371 | affere | anat. Getirme. |
372 | afferent | Merkeze ileten, getiren, getirici. |
373 | afferent arteryol | Böbrekte arteria interlobularis ten glomeruluslara giren kısa kan damarları. |
374 | afferent lenfatik damar | Getirici lenf damarı. |
375 | afferent sinir | Duyuları çevreden alıp merkeze doğru ileten sinir. |
376 | affigere | anat. Bağlama. |
377 | affiksus | anat. Bağlanmış, tespit edilmiş. |
378 | affinite | 1. Karşılıklı etkileşme değeri göz önüne alındığında, iki molekül arasındaki bağlanma gücü. 2. İki kimyasal madde veya ilaç-almaç arasındaki çekicilik. 3. İlgi, eğilim, cazibe, meyil. |
379 | affinite kromatografisi | Kompleks bir karışımdan genellikle bir özel proteini seçerek ayırmada kullanılan kromatografi çeşidi. |
380 | Afgan Arap koyunu | Kuzey Afganistanda bulunan but kısmı yağlı, yapağısı genelde kilim ve halı yapımında kullanılan, ayrıca et üretimi amacıyla da yetiştirilen, tipik olarak uzun kulaklara sahip boynuzsuz koyun ırkı. |
381 | Afgan tazılarının miyelopatisi | Genç Afgan tazılarında, arka bacaklarda eş güdüm bozukluğu, hâlsizlik, arka bacaklarda felç ve omurilikte bakışımlı miyelin erimesi sonucu omurilikte renk kaybı, yumuşama veya kavitasyonla belirgin kalıtsal hastalık. |
382 | Afgan tazısı | Sina yarımadasından köken alan, sonraları Afganistan'ın dağlık bölgelerinde av köpeği olarak geliştirilmiş, tarihi çok eski, yüzyıllarca saflığını korumuş, görünüşü güçlü, vakur ve soylu, gözleri üçgenimsi, siyah veya altın renginde, kulakları başın iki y |
383 | afibrinojenemi | Hipofibrinojemi. |
384 | afisit | Yaprak bitlerine karşı kullanılan ilaç. |
385 | aflatoksikozis | İnsan ve hayvanlarda aflatoksinler tarafından oluşturulan mutagenezis, karsiogenezis, teratogenezis, mitozun ve bağışıklık sisteminin baskılanmasıyla belirgin zehrin metabolitlerinin makromoleküllere, nükleik asitlere ve nükleoproteinlere bağlanması sonuc |
386 | aflatoksin | Tahıl ürünlerinin % 15 bağıl nem ve 25 ºC ve üzeri sıcaklıklarda depolanması sırasında aşırı miktarda üreyen Aspergillus flavus, Aspergillus parasiticus, Penicillium ve Rhizopus türü mantarlar tarafından üretilen, aflatoksin B1, B2, G1, G2, M1ve M2 gibi a |
387 | afoni | 1. Özellikle akciğerlerin dinlemeyle muayenesinde ses alınamaması. 2. Ses tellerinin işlevlerinin bozulması sonucu meydana gelen ses çıkaramama durumu. |
388 | AFP | Alfa fetoprotein. |
389 | AfricanderSığırı | Güney Afrikada yerli ırklardan geliştirilen, orta irilikte, büyük sarkık kulaklı, boğaları tipik hörgüçlü, beyaz yana doğru uzayan boynuzlu, ısıya dirençli sığır ırkı. |
390 | Afrika aslan avcısı | Rodezya ridgeback köpeği. |