661 | akrolein deneyi | Lipitlerden triaçilgliserollerin genel tanınma deneyi. |
662 | akromegali | Normal kemik gelişiminin tamamlanmasından sonra hipofiz bezinden aşırı miktarda salgılanan büyüme hormonu etkisiyle, vücudun çene, yüz, deri, tırnak, iç organlar gibi belli kısımlarının normalden fazla büyümesiyle belirgin sadece köpeklerde görülen bir çe |
663 | akromelanizm | Tüy örtüsü renginin yüksek sıcaklıkta açılması, düşük sıcaklıkta ise koyulaşmasıyla belirgin, Siyam ve Himalaya kedileriyle tavşanlarda görülen genetik bozukluk. Melanin üretiminde rol oynayan enzimlerin yüksek sıcaklıkta yıkımlanmasından kaynaklanır. |
664 | akromelik | Bir bacağın veya eklemli bir organın ucuna ait olan. |
665 | akromiyon | anat. Omuz çıkıntısı, omuz ucu. |
666 | akromotrihi | Lökokromotrihi. |
667 | akron | anat. Uç, uzantı. |
668 | akropaki | Hipertrofik osteopati. |
669 | akropodyum | anat. Ayak ucu, uç parmak kemiği. |
670 | akros | anat. Uç. |
671 | akrosentrik kromozom | Kromozomlarda birincil boğumun bir uca yakın yerleşimli olması. |
672 | akrosiyanoz | İnsanlarda, kanda oksijen azalması veya indirgenmiş hâlde hemoglobin bulunması nedeniyle, ayak ve bacaklarda deri renginin bakışımlı olarak mavi veya mor renkte boyanması. Septisemiden ölen veya iyileşen buzağılarda genellikle kangrenle birlikte görülür. |
673 | akrozin | Dölleme esnasında ovumun zona pellucida tabakasının delinip geçilmesine yardımcı olan sperm başının ön tarafında bulunan tripsin benzeri bir enzim. |
674 | akrozom | 1. Spermatozoonun baş kısmında bulunan ve dölleme sırasında yumurta hücresini delmeye yarayan hyaluronidaz ve akrozin gibi enzimleri içeren sivri çıkıntı. 2. Kimi parazit türleri spermatozoalarının önündeki en uç nokta. |
675 | akrozom kesecikleri | Spermatozoon başının ön kısmında plazma zarı ile dış akrozomal zarın erimesi sonucu meydana gelen, zona pellusidanın delinip geçilmesine yardımcı olan enzimlerle dolu iri kesecikler. |
676 | akrozom reaksiyonu | Spermatozoon oosite ulaştığında zona pellusidayı delerek geçebilmesi için başının ön kısmında plazma zarı ile dış akrosomal zarın erimesiyle içerisi enzimlerle dolu iri keseciklerin meydana gelmesi, bunların içeriğini boşaltması sonucu zona pellusidanın g |
677 | aksedere | anat. Katılma, eklenme, ilave edilme. |
678 | akselerans | anat. Hızlandıran, uyaran. |
679 | akselerasyon | anat. Hızlanma, yükselme. |
680 | akseleratör | Herhangi bir organın çalışmasını veya kimyasal bir olayın hızını artıran ilaç veya madde. |
681 | akseleratör globulin | Faktör V. |
682 | akseptör | İlaç molekülleriyle dönüşümlü olarak bağlandıkları halde herhangi bir etkiye neden olmayan almaç benzeri büyük moleküllü yapılara verilen ad. |
683 | akseso | anat. Ek, ilave. |
684 | aksesoryus | anat. Eklenen, ilave edilen, yardımcı. |
685 | aksesör korpus luteum | İkincil sarı cisim. |
686 | aksesör ovaryum | Eklenti yumurtalık. |
687 | aksesörik solunum hareketleri | Yardımcı solunum hareketleri. |
688 | aksırık | Yabancı cisim, parazit, eksudat veya yangı nedeniyle burun mukozasının uyarılmasıyla oluşan derin bir solunum sonrası ağız ve burundan yapılan kuvvetli nefes verme. |
689 | aksidental parazit | Tesadüfi parazit. |
690 | aksilla | anat. Koltuk altı. |