1741 | anosya | anat. Kulak yokluğu. |
1742 | anot | Bir elektrik devresinde negatif yükleri çeken pozitif elektrot röntgen tüpü içindeki (+) kutup. |
1743 | anoti | Doğuştan kulaksızlık. |
1744 | anotojeni | Culicidae ailesindeki birçok dişi sivrisineklerin kan emmeden önce yumurtlayamaması durumu. |
1745 | anotojenöz sivrisinek | Yumurta üretimi için kan emmeye gereksinim duyan sivrisinekler. |
1746 | ANOVA | Tek yönlü varyans analizi. |
1747 | anovülasyon | Yumurtlamanın olmaması, yumurtlayamama. |
1748 | anovülatör | Yumurtlama göstermeyen, yumurtlamasız seyreden. |
1749 | anovülatör kızgınlık | Yumurtlama oluşmayan kızgınlık. |
1750 | anöploidi | anat. Hücrede kromozom sayısının diploit sayının bir veya birden fazla, eksik olması. Anöploidi genellikle kanserli hücrelerin bir özelliği olarak ortaya çıkar. |
1751 | anörin | Tiyamin. |
1752 | anörizma | Anevrizma. |
1753 | anöstrüs | 1. Dişi memelilerde yumurtalık etkinliğinin anormal bir biçimde yokluğu. 2. Kedi, koyun, kısrak, keçi gibi mevsimsel poliöstrik hayvanlarda üreme sezonları arasındaki inaktif dönem (mevsimsel anöstrüs). 3. Köpek ve bazı yabani etçiller gibi monoöstrik hay |
1754 | ansa | anat. Halka, kangal, kıvrım. |
1755 | ansa aksillaris | anat. N. musculocutaneusun, a. axillarisin yan yanı altında n. medianus ile birleşmesi sonucu oluşan halka. |
1756 | ansa distalis koli | anat. Geviş getirenlerde kolonun, birinci lumbal omur hizasında gyri centrifugalesten sonraki sağa ve öne, sonra a. mesenterica cranialis'in etrafında sola ve geriye doğru kıvrılarak oluşturduğu kıvrım. |
1757 | ansa proksimalis koli | anat. Geviş getirenlerde kolonun, kör bağırsaktan sonraki S harfi biçimindeki kıvrımı. |
1758 | ansa servikalis | anat. Birinci boyun sinirinin alt koluyla n. hypoglossusu birleştiren sinirsel halka. |
1759 | ansa spiralis koli | anat. Geviş getirenlerde kolonların, gyri centripetales, flexura centralis ve gyri centrifugales'ini oluşturan kıvrımlara verilen ad. |
1760 | anserinus | anat. Kaza ait, kazla ilgili olan |
1761 | antagonismus | anat. Karşılıklı, zıt etki gösteren. |
1762 | antagonist | 1. Karşıt olarak hareket eden, kasların kasılmasında iten ve çeken kasların birbirine karşıt hareketi. 2. Bir hormon, nörotransmitter veya ilacın etkisine zıt etki yapan herhangi bir madde. |
1763 | antagonistik simbiyozis | Parazitizm. |
1764 | antagonizma | 1. Bazı mikroorganizmalar üredikleri ortama saldıkları birtakım eriyebilir maddelerin ya doğrudan veya dolaylı etkileriyle diğer mikroorganizmaların üremelerine, gelişmelerine engel olabilmesi veya öldürebilmesi. 2. Bir ilacın diğerinin etkisini engelleme |
1765 | antazolin | Etilendiamin türevi olan antihistaminik etkili bir ilaç. |
1766 | antebrakyum | anat. Ön kol. |
1767 | antelmentik | Paraziter solucanları öldüren, insan ve hayvanlarda helmintlerin oluşturduğu hastalıkların tedavisinde kullanılan ajanlar, helmintisit. |
1768 | antelmentik ilaç | Sindirim kanalı, solunum yolları, karaciğer, kalp vb. organlarda yerleşen helmintleri öldüren ilaç. |
1769 | antemortem | 1. Ölümden önce uygulanan, yapılan veya gerçekleştirilen. 2. Ölüm öncesi. |
1770 | antemortem muayene | Ölüm öncesi muayene. |