18645 | monotermi | Sabah ve akşam vücut sıcaklığının aynı olması. |
18646 | monotokoz | İnek, kısrak, koyun vb. tek yavru doğuran hayvan |
18647 | monotrik | Bakterinin bir ucunda bir tek kamçı bulunması durumu. |
18648 | monovalan aşı | Çok sayıda alt tiplere veya serotiplere sahip bir mikroorganizmanın tek alt tipine karşı geliştirilen veya canlıya uygulandığı zaman, canlıyı çoğunlukla geliştirildiği alt tipe karşı koruyabilen aşılar. |
18649 | monovalent allosterik enzim | Bir modülatör tarafından aktive edilen veya baskılanan allosterik enzim. |
18650 | monozigotik ikizlik | anat. Tek yumurta ikizliği. |
18651 | monozoik | Strobilası segmentasyon göstermeyen sestod. |
18652 | monozomi | Turner sendromu ve birçok değişik durumda görüldüğü gibi diploit bir hücrenin bir homolog çiftinden bir kromozomun yokluğu (2n-1). |
18653 | monöstrik | İki kızgınlığı arasında mutlaka uzun bir anöstrüs devresi bulunan köpek, kurt çakal gibi yabani etçil hayvanlar. |
18654 | Montafon sığırı | Avusturyanın Montafon bölgesinden köken alan, bu bölgedeki ufak yapılı yerli sığır ırkının seleksiyonu ve İsviçreden getirilen Esmer ırkla yapılan melezlemeler sonucunda geliştirildiği için Avusturya Esmeri adıyla de tanınan, Türkiyeye Cumhuriyetin ilk |
18655 | montaj | Monte etme. |
18656 | monte etmek | Mikroskobik inceleme için lam üzerine yerleştirilen ince doku kesitinin üzerini, koruma ve yapıştırmak amacıyla kanada balsamı, entellan ve benzeri saydam maddeyle örtme, montaj. |
18657 | Monteggia kırık ve çıkığı | Küçük hayvanlarda döner kemiğin üst ucunda çıkık, ulnada kırık olması durumu. |
18658 | Moore deneyi | Karbonhidratlar üzerine alkalilerin etkisini göstermek için yapılan deney. |
18659 | Mor karaman koyunu | İran ve Türkiyenin kuzeydoğu bölgelerinden köken alan, Türkiyede Doğu Anadolu bölgesinde yetiştirilen, Türkiye koyun ırkları arasında sayı olarak ikinci sırada, vücudu kahverengi veya kızıl kahverengi renkte kaba-karışık yapağıyla örtülü, yağlı ve kuyru |
18660 | mor ötesi ışın | Dalga boyu 2000-4000 arası olan, güneşten gelen, gözle görülmeyen, deri altında D vitaminin sentezlenmesini sağlayabilen ışınlar, UV ışın, ultraviyole. |
18631 | monosit | Kanda bulunan, kemik iliği kökenli, oval veya böbrek benzeri görünümde tek çekirdekli, sitoplazmasında azurofilik granüller içeren, fagositoz yapabilen en büyük beyaz kan hücreleri. Dokulara göç ederek kuvvetli fagositik aktiviteye sahip olan ve kronik en |
18632 | monosit yapımı | anat. Kemik iliğinde hemositoblastuslardan olgun monosit oluşumu, monopoyezis. Monosit olma yönünde uyarılan köken hücreler sırasıyla monoblastus ve promonosit evrelerini geçirerek olgun monosit oluşur. |
18633 | monositer lökozis | Lenforetiküler lökozis. |
18634 | monositik lökositozis | Monositlerin yüzde oranlarının artışı. |
18635 | monositik lösemi | Baskın hücre tipinin monositler olduğu lösemi çeşidi. Hayvanlarda genellikle uyuşukluk, kilo kaybı, kusma, ishal, iştahsızlık ve tekrarlayan burun kanamalarına rastlanır. Genç köpek ve kedilerde erişkin at ve sığırlarda görülür. |
18636 | monositopeni | Kanda monosit sayısının azalması. |
18637 | monositozis | Kanda monosit sayısının artması. |
18638 | monosodyum glutamat | Lezzet artırıcı katkı maddesi olarak kullanılan glutamik asidin sodyum tuzu. |
18639 | monosomiyen | Tek gövdeli yapışık ikizlik biçiminde görülen yavru gelişim anomalisi. |
18640 | monospermi | İnsan ve memeli hayvanlarda gözlenen ovumun tek bir spermatozoa tarafından döllenmesi olayı. |
18641 | monostom | Monostom trematod. |
18642 | monostom serker | Ventral çekmeni bulunmayan pigmentli iki veya üç göz lekesine sahip serker tipi. |
18643 | monostom trematod | Çekmenlerinden biri bulunmayan (genellikle ventral çekmen olmakla birlikte ağız çekmeni de olabilir) trematodlar (Notocotylus), monostom. |
18644 | monostotik | Bir kemiği tutan, tek kemiği etkileyen. |