| 1381 | biyometri | Organizmayı ilgilendiren biyolojik özelliklerin istatistiksel yöntemlerle anlatılmasını sağlayan bilim dalı. |
| 1382 | biyopsi | Canlı bir dokudan incelenmek üzere küçük bir parça veya örnek alınması. |
| 1383 | biyosenoz | Biyosönoz. |
| 1384 | biyosentez | Canlı organizmada büyük moleküllerin sentezlenmesi için küçük moleküllerin enzimler aracılığıyla birleştirilmesi. |
| 1385 | biyoseston | Seston içerisinde yer alan biyolojik bileşenler. |
| 1386 | biyosfer | Canlı organizmaların birbirleriyle ilişkilerinin sürdüğü kayaç, su ve hava katmanlarından oluşan yeryüzü. |
| 1387 | biyosistematik | Canlıların morfolojik karşılaştırılması esas alınarak yapılan sınıflandırma. |
| 1388 | biyosit | Canlı organizmalar için toksik veya öldürücü etkisi olan kimyasal maddeler. |
| 1389 | biyosönoz | Belli bir biyotopta yaşayan organizmalar komünitesi, biyosenoz. |
| 1390 | biyota | Bir bölgedeki canlı organizmaların tümü. |
| 1391 | biyoteknoloji | Canlı mikroorganizmalar ve/veya enzimleri kullanılarak yapılan endüstriyel uygulama. |
| 1392 | biyoterapi | Canlılardan alınıp hazırlanan materyalle yapılan tedavi. |
| 1393 | biyotik | Canlı organizmalara ait, yaşayan organizmalarla ilgili. |
| 1394 | biyotik çevre | Organizmalar arasındaki ilişkilerin meydana geldiği çevre. |
| 1395 | biyotik faktör | Canlı varlıkların hayatını önemli derecede etkileyen besin faktörü, yırtıcılık, rekabet ve parazitlik gibi faktörler. |
| 1396 | biyotik klimaks | Bazı biyotik faktörlerle dengeli hâlde yaşayabilen bitki komünitesi. |
| 1397 | biyotik komünite | Belli bir çevredeki canlıların oluşturduğu birlik. |
| 1398 | biyotik potansiyel | Bir popülasyonda ölümlerin en az, çoğalmaların da en yüksek düzeyde olması sonucu popülasyonun artma oranı. |
| 1399 | biyotin | Bw vitamini. |
| 1400 | biyotip | Genetik yapının benzer olduğu organizmalar grubu. |
| 1401 | biyotoksikoloji | Canlı organizmalar tarafından salgılanan toksik maddeleri inceleyen bilim dalı. |
| 1402 | biyotop | Organizmanın içinde yaşadığı, belli özellikleri olan bir ortam veya özel tip habitat. |
| 1403 | biyotrof | Biyofaj. |
| 1404 | biyoz | Hayatiyet, canlılık, yaşama yeteneği. |
| 1405 | blast | Yeni hücreler verecek olan yapı veya hücreyi gösteren ön veya son ek. |
| 1406 | blastoderm | Blastulanın birinci karın boşluğunu çeviren bir sıra hücreden yapılmış olan epitel yapı. |
| 1407 | blastodisk | Kemikli balıklarda erken embriyo döneminde biçimlenen yumurta üzerindeki hücresel bir kapak. |
| 1408 | blastokonidyum | Mantarlarda ana hücreden tomurcuklanma sonucu ayrılarak oluşan eşeysiz sporlar. |
| 1409 | blastomer | 1. Blastulada blastomer tabakasını meydana getiren hücrelerin her biri. 2. Embriyoda bulunan genç hücreler. |
| 1410 | blastopor | Embriyonun gelişmesi sırasında gastrula evresinde meydana gelen deliğin dışarıya açıldığı açıklık, ilk ağız. |