661 | seçmeler | bk. Derimlik.bk. derimlik. |
662 | sekizli | Sekiz dizeli dönü veya kesek. |
663 | sekstin | Altışar dizeli altı tam dönüden ve üç dizeli yarım bir dönüden ibaret eski bir fransız koşuk şekli. |
664 | sekti melih | (Divan edebiyatı terimi) Aruz vezinlerinde anlamın gerektirdiği bir duraklama. |
665 | selâmet | (Divan edebiyatı terimi) (Söz sanatı terimi) Fikrin her cihetten doğru olma hali. |
666 | selçiklik | (Söz sanatı terimi) Söz veya yazı ile anlatışta düzgünlük ve açıklıkla birlikte maksada uygunluk. (SELÇİK, Fasih). |
667 | semai | (Halk edebiyatı terimi) Özel bir ezgi ile okunan, aruzun 4 veya 2 mefâilün tartısiyle veya 4 + 4 heceleriyle nazmedilen bir halk koşuğu türü. |
668 | sere | Bir eserde ve özellikle bir sahne eserinde uzunca süren ve hep bir fikir etrafında dönen kesiksiz deyi parçası. |
669 | sergileme | 1. Bir konuyu yayarak yapılan açıklama. (SERGİLEMEK, Exposer). 2. Bir eserin başında, konuyu ortaya koyan kısım. |
670 | serseri romanı | Yeni çağın başlarında İspanyada doğan ve kahramanları macerası, serseri tiplerden seçilen roman türü. |
671 | sert roman | Birinci Cihan Savaşından sonra Amerikalılarda ve özellikle ordudan dönenlerde, dünyanın gidişi hakkında uğranılan hayal kırıklığı yüzünden türeyen sert, hoyrat ve maddiliğe düşkün tipleri, olduğu gibi özel bir üslûpla anlatan Amerikan roman türü. |
672 | ses yinelemesi | Bir kelimenin heceleri, veya yan yana gelmiş kelimelerin ilk heceleri başında aynı sesin bulunması. |
673 | seyirlik oyunu | Operet, balet, dans oyunları gibi gözü hoşlandıran oyun. |
674 | sınıf komedisi | Bir sınıf halkın gülünç taraflarını gösteren komedi. |
675 | silâhşorluk romanı | Kahramanları eski şövalyeleri andıran roman. |
676 | simgecilik | Doğrudan doğruya sözle anlatılamıyan derin duygu ve heyecanları simgeli (symbolique) ifadelerle ve bu ifadelerde kullanılan kelimelerin müziğiyle telkin etmeğe çalışan sanat çığırı. |
677 | sinyazıtı | Bir sinin taşına kazılan yazıt. |
678 | skop | Anglosakson ozanı. |
679 | sloka | (Sanşkritçe) Eski Hint destanlarında kullanılmış olan ve her bir dizesi sekiz + sekiz heceli olan beyit. |
680 | soğumlu | (Söz sanatı terimi) Hiç bir fazlalığı, hiç bir süsü olmıyan (söz). (SOĞUMLULUK, Münakkahiyet, Sobriété). |
681 | somculuk | Yirminci yüzyıl başlarında İspanyol ressamı P. Picasso tarafından resim sanatında açılan ve sonra öteki sanat kollariyle birlikte edebiyata da geçen çığır, ki ifadeyi güya kabartmalı göstermek için Kokular görmek, Sesler yağmak gibi duyuları birbirine k |
682 | son klâsik komedi | Yunan komedisinin İskender zamanına raslıyan incelmiş devri. |
683 | son yinelemesi | (Söz sanatı terimi) Arka arkaya gelen cümleleri veya cümle niteliğindeki üyeleri aynı kelime ile bitirme. Her şey sizin, vatan da sizin, şeref de sizin. T. Fikret. |
684 | son-baş yinelemesi | (Söz sanatı terimi) Bir cümlenin veya bir dizenin sonunu, arkadan gelen cümlenin veya dizenin başında tekrarlama. |
685 | sone | Başta iki dörtlü ve sonra iki üçlüden ibaret ondört dizeli bir Batı koşuk şekli. |
686 | song | (Çince) Çin imparatorlarının erdemlerini, kahramanlıklarını öven şiir türü. |
687 | soru | (Söz sanatı terimi) Dikkati daha çok çekmek için, anlatılmak istenen fikri soru halinde ortaya koyma. Hak güneşi midir karşımda batan, Sen misin, sen misin ey garip vatan. - Aka Gündüz. |
688 | sorulu önceleme | (Söz sanatı terimi) Hasmın ne düşündüğünü tahmin ederek ona kendimiz için ister istemez uygun cevaplar verdirecek şekilde sorular sorma. |
689 | soşi | (Japonca) Japonların, gündelik izlenimlerini kaydederek meydana getirdikleri eser türü. |
690 | soyutçuluk | Yirminci yüzyılın başlarında çıkan ve sanatta konunun yalnız genel ve soyut şeklini hatırlatacak anlatış araçları kullanan öncü çığır. |