211 | ditiramb | 1. Eski Yunanlıların, Dionysos (Bacchus) şerefine okudukları ayin şarkısı. 2. (Bugün) Lirik ve coşturucu koşuk. |
212 | divan | (Divan edebiyatı terimi) Divan şairlerinin, yerleşmiş bir tertip üzere şiirlerini dizerek meydana getirdikleri eser.(Halk edebiyatı terimi) Rintçe ve laubali yazılmış gazel. |
213 | divan edebiyatı | Gerek dil ve gerek ruh ve teknik bakımından Arap ve Fars edebiyatının etkisi altında gelişen ve Tanzimattan sonra yerini yavaş yavaş batı âleminin tarz ve görüşlerine uygun hareketlere bırakan klâsik Türk edebiyatı ki zamanında halk edebiyatiyle iki karşı |
214 | dize | Belli bir şekle göre nazımlı olan ve bir koşukta en küçük birliği meydana getiren söz dizisi (ŞEKİLSİZ DİZE, Vers amorphe ou Vers libre moderne UYAKSIZ DİZELER, Vers blancs DİZE KITIĞI bk. Kıtık). |
215 | dizge | Eski Yunan tartıbiliminde, sayısı sınırlanmamış olan ve üye (membre) denilen birçok parçalardan ibaret bulunan uzun dize. |
216 | dizili ayırma | (Söz sanatı terimi) Arka arkaya söylenecek bileşik sözlerin ilk öğelerini ikincilerden ayırıp bunları ibarede ayrı birer dizi halinde sıralama «yazın sıcağı ve kışın soğuğu» diyecek yerde «yaz ile kışın sıcağı ve soğuğu». Burada «yaz ile kış» ve «sıcak ve |
217 | doğaçlama | Hazırlanmadan, hemen o anda meydana getirme (DOĞAÇTAN, İrticalen, Improvisé). Doğaç: Saniha. |
218 | doğalcılık | Gerçekçiliğin içine bilime dayanan bazı felsefe ve ahlak öğretileri karıştıktan sonra onun aldığı ad (DOĞALCI, Naturaliste). Doğa: Tabiat. |
219 | doğruculuk | Sanatta, edebiyatta çirkinin ve bayağının da estetik bir değer olarak yer alması gerektiğini savunan ve ondokuzuncu yüzyılın sonunda kurulan bir İtalyan çığırı. |
220 | dokmios | (Yunan Latin Tartıbilim Terimi) Bir kısa iki uzun ve bir kısa bir uzun heceden meydana gelen tartı adımı, veya daha doğrusu, tartı. |
221 | dolamlama | (Söz sanatı terimi) Bir şeyin anlaşılmasını kolaylaştırmak veya doğrudan doğruya söylemekten çekinilen bir şeyi kendi adiyle söylememek için bir çok kelimeler kullanma. |
222 | dolantı | Bir sahne eserinin düğüm noktasını meydana getiren çeşitli oluntular. |
223 | dolantılı komedi | Olayların karmaşıklığı dolayısıyla merak uyandıran komedi. |
224 | dolaylama | (Söz sanatı terimi) Süslü ve sanatlı bir dolamlama. Ankara yerine «Türkiyenin kalbi» veya Paris yerine «Nur beldesi» demek gibi (DOLAYLAMALI, Périphrastique, DOLAYLI SÖYLEMEK veya YAZMAK, Périphraser). |
225 | dolaylı adlama | (Söz sanatı terimi) Bir cins ismiyle özel bir adı veya özel bir adla bir cinsi anlatma yolu. Peygamberin zamanında. Hoca merhumun fıkraları. O, ne yezittir o. Firavunluğu tuttu, gibi. |
226 | dorukçuluk | bk. ademcilik. |
227 | dönem | Ancak topu birden tam bir fikir vermek üzere, birkaç tümceden meydana getirilen cümle (DÖNEMLİ, Périodique). |
228 | dönerlik | Bir dizedeki kelimelerin yerini değiştirmekle gerek tartının ve gerekse anlamın bozulmaması hali. |
229 | dönü | Birçok keseklerden meydana gelen bir koşuğun her keseğine denir. |
230 | dördüncü epitrit | (Yunan Latin Tartıbilim Terimi) Dördüncüsü kısa, öbür üçü hep uzun olan dört heceli tartı adımı. |
231 | dördüncü peon | (Yunan Latin Tartıbilim Terimi) Dördüncüsü uzun, öbür üçü hep kısa olan dört heceli tartı birimi. |
232 | dördüz kısa adım | (Yunan Latin tartıbilim Terimi) Arka arkaya gelen dört kısa heceden ibaret tartı adımı. |
233 | dördüz uzun adım | (Yunan Latin Tartıbilim Terimi) Arka arkaya gelen dört uzun adımdan ibaret tartı adımı. |
234 | dördüzleme | (Eski Yunan edebiyatında) Üçü trajedi, sonuncusu satir dramı olmak üzere dört sahne eserinden meydana gelen bütün. |
235 | dörtleme | (Halk edebiyatı terimi) Dört dizeli bentlerden meydana gelmiş koşuk. |
236 | dörtlü | Dört dizeli kesek veya dönü. |
237 | dram | 1. Trajedi veya komedi nevinden sahne eseri. 2. Trajedi ile komedi arasında karma bir sahne eseri. |
238 | dram türleri | Sahne eserlerinin ayrıldığı dram, melodram, trajedi, komedi, vodvil, opera, operet gibi edebiyat türleri. |
239 | durak | Kulakta ahenkli bir izlenim sağlamak için bir dizenin orta yerine doğru belli bir yerde bulunan ses aralığı, ki çoğu arka arkaya gelen iki anlam öbeğini de ayırmağa yarar. Dizenin ortasındaki durağa ORTA DURAK (Coupe médiane), sonundakine SONDALIK DURAK ( |
240 | durgu | Okumada, deyitlemede anlamın, kelimeler arasında gerektirdiği duraklama. |