| 511 | eşyükselti eğrisi | coğrafya: Bir eşbasınç yüzeyinin eş yükseklikteki noktalarını birleştirdiği varsayılan eğri. |
| 512 | eteklik | yapıcılık: Tavana değin çıkmayan yarım gömlek kaplama. |
| 513 | etken | genel uygulayım: Uygulayımsal bir işlemin sonuçlanmasına katkıda bulunan öğelerden her biri. |
| 514 | etkin direnç | elektrik: Bir elektrik çevriminden geçen dalgalı akımın etkin geriliminin, etkin yeğinliğine bölümü. |
| 515 | etkinleşme, etkinleştirme | kimya: 1. Bir özdek, öğe vb. etkinlik kazanması, etkin duruma gelmesi. 2. Bir özdeğin ılıncık bombardımanıyla ışınetkin duruma getirilmesi 3. yapıcılık: İçindeki birleştirici öğelerin daha iyi yapışmasını sağlamak amacıyla bir bağlayıcı gerece etkinlik ka |
| 516 | etkinleştirici | 1. fizik: Bir özdeğin etkinliğini artırmak için kullanılan yabancı nesne ya da öğecik. 2. kimya: Etkinliğini artırmak amacıyla bir tezgene karıştırılan özdek. |
| 517 | etkinlikölçer | fizik: Işınetkin bir öğenin etkinliğini ölçen araç. |
| 518 | etkisiz | 1. kimya: Kimyasal tepkimeye girmeyen. 2. elektrik: Erke kaynağından yoksun çevrim ya da öğeler. |
| 519 | etkisizleşme | 1. metalbilim: Metal yüzeyler üzerinde koruyucu bir örtü oluşması olayı. 2. kimya: Kimyasal tepkimeye giremeyen özdek durumuna gelme. |
| 520 | evirtim | bk. evrilme. |
| 521 | evrenbilim | Evrenin oluşumunu ve evreni yöneten genel yasaları inceleyen bilim dalı. |
| 522 | evrilme | fizik, kimya: Amonyak gibi şemsiye biçimli özdeciğin tersyüz olması. |
| 523 | ezimevi | genel uygulayım: Bitki tohum ya da tanelerinin sıkılıp çıkarıldığı yer. |
| 524 | fıçıcı keseri | bk. çatı keseri. |
| 525 | fışkırdak | 1. genel uygulayım: Sıvıları fışkırtmaya yarayan araç. 2. kimya: Çökelti ve süzgeçlerin yıkanmasında kullanılan, birinden üflendiğinde diğerinden su fışkırtacak biçimde düzenlenmiş iki cam borudan oluşan deney aracı. |
| 526 | fışkırık | mekanik: Kapalı bir bölmedeki hava, su vb. akışkanı, üzerine basınçlı bir başka akışkan püskürterek boşaltan aygıt. |
| 527 | fışkırtıcı | mekanik: Belli hızla devinen bir akışkan yardımıyla, başka bir akışkanın boşalmasını sağlayan aygıt. |
| 528 | gazışı | fizik, aydınlatma: Özdeğin, kimi dalga boyları ya da küçük izge alanları için aynı sıcaklıktaki ısısal ışınımından daha güçlü, elektromanyetik bir ışının yayması olayı bu yolla oluşan ışık. |
| 529 | gazlaştırma | kimya: Bileşiminde karbon bulunan katı ya da sıvı özdeklerin, bütünüyle yanıcı gaz durumuna dönüştürülmesi işlemi. |
| 530 | gazölçer | fizik: Gazların oylumunu, yoğunluğunu vb. ölçmeye yarayan aygıt. |
| 531 | gazölçüm | fizik: Gazların oylum, yoğunluk vb. ölçülmesi. |
| 532 | gaztutma | kimya: Madenlerin gazları soğurarak değişik orantılarda yoğunlaştırma ve boşlukta tutma özelliği. |
| 533 | gazyuvarı | bk. havayuvarı. |
| 534 | geçek | ulaştırma: 1. Ulaştırma ve iletişim ağlarının geçtiği yol. 2. Ulaşımı sağlayan taşıtların uğradığı yerlerin tümü. |
| 535 | geçirgen | 1. fizik, kimya: İçinden gaz, sıvı, akı vb. .geçirebilen (özdek, nesne vb.). 2. Kimi yükün ya da özdecikleri içinden göçüren. |
| 536 | geçiricilik | bk. geçirgenlik. |
| 537 | geçirimli | bk. geçirgen. |
| 538 | geçirimölçer | 1. fizik: Demir, çelik vb. gibi kimi özdeklerin mıknatıs özelliklerini belirlemeye yarayan aygıt. 2. yerbilim: Bir toprak örneğinin geçirgenliğini ölçme işinde kullanılan araç. |
| 539 | geçirimsiz | 1. genel uygulayım: Bileşimi nedeniyle su geçirmeyen (özdek, nesne vb.). 2. fizik, kimya: a. İçinden hava, sıvı, gaz vb. özdekleri geçirme niteliğinde olmayan (özdek). b. yükün ya da özdecikleri içinden göçürmeyen (zar). |
| 540 | geçirimsizleştirme | dokumacılık: Kumaşları, kauçuktan yararlanarak su geçirmez duruma getirmek için uygulanan işlem. |