| 811 | konsayıölçer | haritacılık: Konsayıları bilinen noktaları, kâğıt, metal vb. yüzeylere aktarmaya ve bilinenlere göre değerlerini okumaya yarayan araç. |
| 812 | konumçizer | haritacılık: Kullanılan konsayıların özdevimsel olarak haritaya geçirilmesini sağlayan aygıt. |
| 813 | konumölçer | bk. alanölçer. |
| 814 | konumölçümü | bk. alanölçüm. |
| 815 | koruyucu | bk. yalıtıcı. |
| 816 | koşut | matematik: Yan yana ve birbirine kavuşmadan uzayıp giden (doğru vb.). |
| 817 | kovuklaşma | metalbilim: Yenim sonucunda metal yüzeyin oyuk oyuk olması olayı. |
| 818 | koyulaştırıcı | kimya: Herhangi bir sıvıda çözünmüş olarak bulunan bir özdeğin yoğunlaştırılmasına yarayan aygıt. |
| 819 | koyulaştırma | bk. yeğinleme. |
| 820 | koyuluk | 1. genel uygulayım: Yağlıboya, vernik vb. akmaya karşı gösterdiği direnç. 2. yapıcılı: Betonun donmaya başlamadan önce gösterdiği katılık. 3. tarım: Toprak gereçlerinin birbirlerini karşılıklı olarak çekmeleri ya da başka şeylere yapışmaları duyarlığı boz |
| 821 | koyulukölçer | işleyim: Yağlı boya, vernik vb. nin koyuluğunu ölçen aygıt. |
| 822 | kömür | yerbilim: Bitkilerin değişme ve başkalaşıma uğraması sonucu oluşan katı yakıt. |
| 823 | kömürkalem | işleyim: Desen çiziminde kullanılan bir tür kalem. |
| 824 | kömürkazar | bk. yarıkaçan. |
| 825 | kumtaşı | madencilik: Çimentolaşmış kumlardan bileşik tortul kayaç. |
| 826 | kur-tak | mekanik, işleyim: Bir makinenin bütün parçalarını yerli yerine koyup işleyecek duruma getirme işlemi. |
| 827 | kurgu | sinema: Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak, asıl filmi ortaya çıkaracak biçimde birleştirip dizme. |
| 828 | kurgulama | sinema: 1. Kurguyu gerçekleştirmek için yapılan çalışma. 2. Yapılacak kurguyu önceden tasarlama, bunu kâğıda dökme işi, |
| 829 | kurma | metalbilim: Bir işlem kabını, fırın ya da aygıtı, istenilen yere yerleştirip oturtma işi. |
| 830 | kurşunlama | kimya: Bir benzine, oktan indisini artırmak amacıyla kurşun tetraetil katma işlemi. |
| 831 | kutucuk | bilişim: Şeridin dağılmadan kullanılmasını sağlamak ereğiyle içinde sarımlık bulunan mıknatıslı kutu. 2. radyoculuk: Ses ve görüntülerin saptanmasına, üretilmesine yarayan şeritli kutu. |
| 832 | kuvvetölçer | bk. güçölçer. |
| 833 | kuvvetölçümü | bk. güçölçüm. |
| 834 | küçültü | genel uygulayım: Yapı, yontu gibi ürünlerin taslak durumundaki küçük örneği. |
| 835 | kümecik | bk. özdecik. |
| 836 | kümeleyici | mekanik: Bölme, seçme, ayırma amacıyla türdeş, özdeş vb. yönden öbeklendirmeleri yapan aygıtların genel adı. |
| 837 | lağım döşemi | döşem: Alt ve üst yapı döşeminde pissu, pislik vb. atılmasını sağlayan düzen. |
| 838 | lağım düzeni | bk. lağım döşemi. |
| 839 | lületaşı | mineroloji: Doğal magnezyum silikattan elde edilen, ateş tuğlasının yapımında ve kimi süs eşyalarında kullanılan yumuşak taş. |
| 840 | maden köpüğü | bk. dışık 1. |