1021 | sesdağılım | bk. yankıdüzeni. |
1022 | sesdağılımbilim | bk. yankıbilim. |
1023 | sesdüzeltici | fizik: Sesin hızı, yelin yönü, hava sıcaklığı gibi nedenlerle ses dinleme, aygıtında oluşan aksaklıkları gidermeye yarayan aygıt. |
1024 | sesdüzenler | fizik: Bir sesin yayınımı ile oluşan yeğinlik, vuru, ton vb. değişiklikleri düzenleme işinde kullanılan aygıt. |
1025 | seselim | bk. yankılaşım. |
1026 | seslik | mekanik: Her tür sesli belgelerin salklandığı yer. |
1027 | sesölçer | fizik: Sesleri karşılaştırma yoluyla ölçmeye yarayan aygıt. |
1028 | sesölçüm | fizik: Sesölçerle seslerin karşılaştırmalı olarak incelenmesi. |
1029 | sestoplar | bk. sesbüyütür. |
1030 | sesüstü | 1. mekanik: Hızı, ses hızından yüksek olan. 2. yankıbilim: a. Kulakla algılanamayacak denli yüksek sıklıktaki ses titreşimi b. Sıklığı 20-100° kHz arasında kalan titreşim 3. fizik: Kırılca ağı içindeki eksiciklerin, elektromiknatıs salınımların etkisiyle |
1031 | sesyakını | fizik: Ses hızının altında ve üstündeki en yakın hızlara verilen ad. |
1032 | sesyayar | radyoculuk: 1. Elektrik dalgalarını ses dalgalarına çevirip, sesi yükseltmeye yarayan aygıt. 2. Radyo, pikap, sesalıcı vb. araçlarda sesi işitilebilecek duruma getiren araç. |
1033 | sesyazar | fizik: Sesleri istenildiğinde vermek üzere özel bir özdek üzerine yazan aygıt. |
1034 | sıcaklıkölçüm | fizik: Sıcaklık derecesini ölçme yöntemleri. |
1035 | sıcakölçer | fizik: Özdeklerin sıcaklık derecelerini ölçmeye yarayan aygıt. |
1036 | sıcaküfler | fizik: Sıcak su, buğu, gaz vb. bir kaynaktan aldığı ısı yardımıyla havayı ısıtarak üfleyen aygıt. |
1037 | sığaç | bk. yoğunlaç |
1038 | sığaölçer | fizik: Yoğunlaçların sığalarını saptamakta kullanılan aygıt. |
1039 | sıkacak | genel uygulayım: 1. Bir nesneyi, iki ağırlık arasında mekanik olarak sıkıştırıp ezmeye yarayan aygıt. 2. Üzüm, elma, zeytin vb. meyve ya da sebzelerin suyunu, yağını çıkarmakta kullanılan aygıt, araç. |
1040 | sıkaç | 1. fizik: Bir akışkanı ya da gazı, gereken basınca göre sıkıştırmaya yarayan aygıt. 2. bayındırlık: Yol yapımında, dökülen çakılları, kumları bastırıp sıkıştırmak için kullanılan ağır, yuvgulu araç. |
1041 | sıkıt | kimya: Güçlü bir basınç altında sıkıştırılarak oylumu küçültülmüş özdek. |
1042 | sıklıkölçer | elektrik: Salınımlı bir elektrik olayının çevrimsel niceliğini ölçmeye yarayan aygıt. |
1043 | sıkma | bk. sıkıştırma. |
1044 | sıkmaç | 1. genel uygulayım: Onarma, işleme, düzeltme gibi işlemlerin uygulanacağı nesneyi saptamaya yarayan bir tür kıstırıcı. 2. tarım: Yağını ya da suyunu çıkarmak için ürünleri sıkmaya yarayan aygıt, araç. |
1045 | sıksayı | bk. sıklık. |
1046 | sınırlayıcı | mekanik, elektrik: Bir büyüklüğün, belirli değeri aşarak sakıncalı sonuçları vermesini önlemeye yarayan mekanik ya da elektrikli düzen. |
1047 | sıvı | 1. genel uygulayım: Akan, akmak eğiliminde olan (özdek). 2. fizik: Üst yüzü yatay bir düzlem olmak üzere, içinde bulunduğu kabın biçimini alan (özdek). |
1048 | sıvıölçer | fizik, kimya: Bir çözeltinin (ekşit, alkol, şurup vb.) yoğunluğunu ölçerek derişikliğini belirlemeye yarayan araç. |
1049 | sızdırmaz | genel uygulayım: Geçirmezliği sağlamak amacıyla sıkıştırılmış iki yüzey arasına yerleştirilen kösele, kauçuk, kurşun vb. parça. |
1050 | sızınım | fizik: Bir gaz karışımının içindeki gazları gazların, gözenekli bir bölmeden değişik ivmelerde geçmesine dayanarak ayırma yöntemi. |