1111 | taşbilim | yerbilim: Taşların yapılarını inceleyen bilim dalı. bk. kayaçbilgisi. |
1112 | taşdolgu | 1. yapıcılık: a. İrice moloz taşlarla yapılan dolgu. b. Bir yapının temelini ya da duvar arasını doldurmakta kullanılan moloz, tuğla parçaları vb. 2. mimari: iki yana bakan yüzleri düzgün örülmüş bir duvar içini harç ve kaba taşlarla doldurma. |
1113 | taşhamurcu | mimari: Taşhamuru ile sıva yapan işçi. |
1114 | taşhamuru | mimari: Sönmüş kireç, mermer tozu, tebeşir ve tutkal karıştırılarak yapılan mermere benzetilen sıva. |
1115 | taşınır | genel uygulayım: 1. Kolayca taşınabilen (eşya, makine, araç, aygıt vb.). 2. Sökülüp takılabilen (eşya, aygıt, araç vb.). |
1116 | taşınma | 1. genel uygulayım: İnsan, araç, gereç vb. elle ya da araç kullanarak yerini değiştirme, bir yerden başka bir yere götürülmesi işi. 2. fizik: Kütle, elektrik yük ya da erkesinin genellikle özdecik çarpışması sonucu, ortamın bir yerinden ilgili değişkenler |
1117 | taşkıran | bayındırlık, yapıcılık: Yol, bina vb. yapımında kullanılacak çakıl ya da taşları elde etmek için, büyücek kayaları kırıp ufalamaya yarayan makine. |
1118 | taşpamuğu | 1. mimari, yerbilim: bk. yanmaztaş. 2. metalbilim: Isı yalıtkanlığı çok yüksek silikat, tözleri karışımı bir özdek. |
1119 | taşyağı | bk. yeryağı. |
1120 | tedirginlik | 1. fizik, kimya: Dizgeleri, niteliklerini değiştirmeden biraz etkileme sonucu oluşan durum. 2. gökbilim: Üçüncü bir cismin ya da cisimlerin çekim etkisiyle yörünge deviniminin bozulması. |
1121 | tekdizer | basımcılık: Satırları tek tek harflerle döken baskı makinesi. |
1122 | tekdizim | basımcılık: Satırları tek tek harflerle dökülerek yapılan dizgi-döküm işlemi. |
1123 | tekgövde | genel uygulayım: Tek parçadan oluşan, gövdesi eklemsiz yapılmış nesne, aygıt vb. |
1124 | tekrenkli | 1. fizik: Yalnız bir yalın renk veren (ışık). 2. gökbilim: Belirli bir dalga boyunca oluşan (ışık). |
1125 | tektürel | bk. biryapımlı. |
1126 | tektürelleme | bk. biryapımlama. |
1127 | tektürelleyici | bk. biryapımlayıcı. |
1128 | tektürellilik | bk. biryapımlılık. |
1129 | telcik | 1. genel uygulayım: İplik, kâğıt gibi özdekleri oluşturan ince, uzun öğe. 2. dokumacılık: Dokuma özdeklerinin tek kat iplik biçimindeki en ince öğesi. |
1130 | televizyon alıcısı | bk. 1. alıcı II. 2. almaç. |
1131 | telsiz bağlantı | elektrik, uziletişim: Elektromanyetik dalgaların dağ gibi yüksekliklere çarpıp kırılmasını önlemek için yüksek yerlere konan, birbirini gören antenlerle telefon bağlantısının (radyo, televizyon da olabilir) kurulmasını sağlayan dizge. |
1132 | tepken | 1. fizik, kimya: Belli bir tepkimeye giren özdek, özdecik türünden her biri. 2. metalbilim: Tepkimeye giren ve onu başlatan, özdek. |
1133 | tepkime | kimya: Bir sıra ayıraçlardan yeni kimyasal türlere geçiş olayı. |
1134 | tepkime kabı | kimya: Tepkimenin olmasını sağlayan kap ya da aygıt. |
1135 | tepkin | kini. Kimyasal tepkimelere kolayca girebilen (özdecik, özdek). |
1136 | tetik | elektrik: Bir çevrim kesicinin işleyişine etki ederek açılmasını önleyen düzen. |
1137 | tezgen | kimya: Kendi değişmeksizin kimyasal tepkimeleri hızlandıran özdek. |
1138 | tezleştirme | kimya: Kimi özdeklerin kimyasal tepkimeleri hızlandırması. |
1139 | tıkaç | 1. metalbilim: Erimiş madeni kalıba akıtan deliği kapamada kullanılan parça. 2. madencilik: Su sızıntılarını önlemek için küçük delikleri kapamakta kullanılan ağaç kama. 3-döşem: Akak ağım kapamaya yarayan çeşitli biçimde parça. |
1140 | tıkama | bk. doldurma 4 a. |