1261 | yanmaztaş | 1. kimya, metalbilim, mimari: Hidratlı kalsiyum ve magnezyum silikattan oluşup lifli bir yapı gösteren töz. 2. genel uygulayım: Telli, ışınlı ya da yapraklı, ateşe dayanıklı tözler için kullanılan terim. |
1262 | yansıma, yansıtma | 1. genel uygulayım, aydınlatma: a. Bir ışınımın, içindeki tek renkli ışınlar değişmeksizin bir yüzeyden geri dönmesi. b. Bir özdeğin yansımayan ışık altındaki rengi. c. Gelen ışık, ses, dalga, görüntü vb. 2. televizyon: Vericiden yayımlanan dalgaların her |
1263 | yansımölçer | optik, aydınlatma: Yansımayla ilgili büyüklükleri ölçmeye yarayan aygıt. |
1264 | yansışma | aydınlatma: Işığın, birkaç yansıtıcı yüzey arasında art arda yanması. |
1265 | yansıtaç | bk. yansıtıcı. |
1266 | yansıtıcı | 1. aydınlatma, optik: Yansımadan yararlanarak bir ışık akısının uzaysal dağılışım değiştirmeye yarayan nesne. 2. sinema, televizyon: Işığı yansıtmakta kullanılan çeşitli boy ve biçimde yüzeylere verilen genel ad. |
1267 | yansıtıcı-yayındırıcı | sinema: Işığı hem yansıtarak hem de yayındırarak veren stüdyo ışıtacı. |
1268 | yansız | 1. kimya, fizik: (+) ya da (-) yönde olmayan. 2. Kimi ayıraçlar konusunda tepkimeye girmeyen, ne baz ne de oksit olan. 2. elektrik: Elektriksel ya da manyetik hiçbir özelliği olmayan nesne, özdek vb. |
1269 | yansızlama | 1. kimya: a. Ekşitle bazı karıştırarak ekşitliği ve bazlığı giderme işlemi. b. Bir yağdaki bağımsız yağ ekşitlerinin yok edilmesi işlemi. 2. elektrik: Toplam elektrik yükünü sıfıra indirgeme işlemi. |
1270 | yansızlayıcı | metalbilim: Yansız yapıcı özellikte olan (özdek, nesne Vb.). |
1271 | yapay | genel uygulayım: 1. Doğadaki örneklerine benzetilerek insanlarca yapılan, oluşturulanın (özdek, ürün, yapım, ortam, koşul vb.) niteliği, 2. bk. bireşimli. |
1272 | yapı alanı | bk. yapı yeri. |
1273 | yapık | bayındırlık, yapıcılık: 1. Yerinde kurulup takılmak üzere, belli ölçülere göre önceden yapılmış nesne ya da parça. 2. Bu çeşit gereçle oluşturulmuş yapı. |
1274 | yapım | 1. işIeyim: a. El ya da makine ile yapma işi. b. bk. yapın. 2. bayındırlık, yapıcılık, mimari: a. Yapı işleri, b. Yapı, yol, köprü, gemi vb. yapıma, kurma işi. 3. sinema, televizyon Bir filmi oluşturmak için yapılan çalışmaların tümü. |
1275 | yapımevi | işleyim: Önceden hazırlanmış ham özdekleri işleyerek ürüne, yapına dönüştüren işyeri. |
1276 | yapın | işleyim: 1. Yapılmış, işlenip tüketime sunulmuş, özdek, araç, gereç vb. 2. Bunlara verilen genel ad. 3. El ya da makine ile yapılmış olan (ürün). |
1277 | yapışkan | fizik, kimya, metalbilim: Bir özdeğe fiziksel kuvvetlerle tutunup kalabilme özelliğinde olan ya da bu özelliği ile iki ayrı özdeği birbirine tutturabilen özdek. |
1278 | yapışma | 1. fizik: a. Birbirine değmekte olan iki nesnenin ayrılmasını önleyen kuvvet. b. Değişik bir özdeğe fiziksel kuvvetlerle tutunup kalabilme. 2. metalbilim: Metalbilimsel bir süreç sonucu, bir metal yüzeyin bir başka yüzeyle birleşmesi olayı. |
1279 | yapıştırıcı | bk. yapışkan. |
1280 | yapıyeri | yapıcılık: 1. Yapının hazırlandığı ve üzerinde kurulduğu alan. 2. Yapı gereçlerinin yığıldığı ya da işlendiği yer. |
1281 | yapma | bk. yapay. |
1282 | yapma uydu | gökbilim, uzaycılık: Herhangi bir gezegenin yörüngesine yeryüzünden fırlatılarak yerleştirilen insan yapısı uydu. |
1283 | yapraktaş | yerbilim: Arduvaz, killi şist gibi kolayca yaprak yaprak ayrılan taş. |
1284 | yarıgeçirgen | fizik, kimya: Kimi özdecik ya da yükünleri geçirip, kimilerini geçirmeyen (zar, görüntülük Vb.). |
1285 | yarıiletken | fizik, elektrik: Elektrik akımını pek az ileten silis, german ya da kimi organik kırılcalara benzer özdekler. |
1286 | yarık | madencilik: 1. Kazı alanının alt bölmesinde açılan oluk. 2. Kazılan kayanın altında yarılma düzlemine koşut olarak açılan kertik. 3. Kömür kazılarında kolaylık sağlamak ereğiyle, tavan ya da tabana düşey, yerine göre de dikey olarak açılan yarma. |
1287 | yarıkaçan | madencilik: Yarık açmakta kullanılan makine. |
1288 | yarısaydam | fizik, aydınlık: Işığı yayınmış olarak geçirdiği için arkasındaki nesneleri açık seçik gösteremeyen (cam, görüntülük vb.). |
1289 | yastık | 1. genel uygulayım: Bir çarpma, vurma, sarsıntı vb. yeğinliğini azaltmaya yarayan içi yumuşak özdeklerle doldurulmuş ya da yumuşak bir özdekten yapılmış nesne, araç, korumalık. |
1290 | yatay kesit | bk. tasar 3. |