Yöntembilim - XML


IDTerimAçıklama
301Bogardus ölçeğiÇeşitli soy ya da toplum kümelerinin toplumsal benimsenme düzeylerini saptamak amacıyla geliştirilmiş olan ve en yakın bir ilişkiyi benimseme eğiliminden en uzak bir ilişkiden bile kaçınma eğilimine doğru dizgeli bir düzen içinde sıralanmış sınarlardan oluşan yarsıralayıcı ölçek. bk. ölçekleme, toplumsal uzaklık ölçeği, toplumsal itim ölçeri.
302boşinanGörgül ya da bilimsel temelden yoksun inanç.
303böleçBelli bir özelliğe ilişkin çeşitli seçenek ya da değerleri birbirinden ayıran sınır ya da ayırıcı değer.
304bölme ölçütüKatmanlı örneklemede bir evreni türdeş altbölümlere ayırmak üzere kullanılan ayrıtlardan her biri. bk. örnekleme, türdeş altbölüm.
305bölümlü çizimVerilerin sunulmasında kullanılan ve gözlem sıklıklarını, toplamı simgeleyen biçimsel bir alan içindeki oransal paylarına göre birbirinden ayrılan bölümlerle dile getiren çizim. bk. çizimleme.
306bölümsel bağıntıDeğişkenler arasında gözlenen bir bağıntıdan sınama etkeni sayılan çeşitli değişkenlerin etkilerini çıkararak geriye tortu olarak kalan değişkenlik toplamının verdiği ilişkiyi ölçen ve bunu bir katsayı olarak dile getiren ölçüm. bk. bağıntı ölçümü, çoklu bağıntı.
307bölümsel bağıntı çözümlemesiİki değişken arasında gözlenmiş bir bağıntıdan başka etken ya da etkenlerin sorumluluk payını çıkarmak ya da bir bağıntıyı başka değişkenlerin etkilerinden arıtmak üzere başvurulan ölçüm.
308bölümsel dağılımBirden çok değişkenin birlikte dağılımını veren bir çoklu çizelgede altbölümler ya da gözelerde gözlenen dağılım.
309bölümsel nedensellikOlaylar ya da değişkenler arasında ancak belli koşullarda ve belli etkenlerin aracılığıyla gerçekleşen neden-sonuç ilişkisi, bk. nedensel ilişki, nedensellik ilkesi.
310bölümsel sıklıkBir çoklu çizelgede yatay ve düşey bölüm çizgilerinin ya da sıra ve dikeçlerin kesişmesinden oluşmuş gözelerde beliren alt sıklık, bk. genel sıklık.
311bölünmeToplu bir birliğin bölümlere ya da kesimlere ayrılması.
312bölüt aralığıAralıklı ya da kümelenmiş bir dağılım çizelgesinde kümelerin en alt sınırıyla en üst sınırı arasındaki ayrımın küme sayısına bölünmesiyle bulunan genişlik, bk. aralıklı dizi.
313bölüt (sayımsal)bk. küme (sayımsal).
314bölüt sayısıAralıklı ya da kümelenmiş bir dağılımda verileri anlamlı çözümlemelere elverişli bir biçimde düzenlemek üzere saptanan aralık sayısı.
315bölütlemeGözlem birimlerini ya da öğe ve nesneleri belli ölçütlere ya da ayırıcı özelliklere göre bölütlere ayırma.
316bölütleyici tanımlamaBaşlangıçta dizgeli dirimbilimde başvurulan, bitki ve hayvan türlerini adlandırıp betimleyerek bölütlere ayırmaya yarayan kümeleyici ya da türsel tanımlama yaklaşımı.
317bölütleyici yapılaştırmaBir değişkenin çeşitli değerlerine ilişkin ve birbirinden bağımsız seçenekler arasından bir ya da birkaçının seçilmesini isteyerek yanıtları bu seçeneklere göre bölütlere ayıran yapılaştırma işlemi.
318bulanıklıkBir ölçme aracındaki soru ya da sınarlarda kullanılan bir kavram ya da anlatımın açık seçik bir anlamdan, kolay kavranır bir içerikten yoksun oluşu.
319bulaştırıcı açıklamaBir görüşmede görüşmecinin, bilgi aldığı konularda yanıtlayıcıları etkileyebilecek açıklaması.
320bulaştırıcı soruBir bölümünde verdiği yargıyla öteki bölümüne (yanıt arayan bölüme) yanlılık bulaştıran soru.
321bulguAraştırma verilerinin çözümlenmesinden çıkarılan bilimsel sonuç.
322bulucu araştırmaOlgular arasında birlikte değişmeleri gözleyerek nedensellik ilişkileri kuran araştırma.
323buluşmaBir alan araştırmasında gözlemcilerin yanıtlayıcılarla görüşmek üzere yer, gün ve saat saptayarak yaptığı sözleşme.
324bütünleşmeBireyler ya da küme üyelerinin ortak amaçlar çerçevesinde toplanarak bağlayıcı bir birlik oluşturmaları durumu.
325büyük sayılar yasasıSayıları giderek artan gözlemlerin çeşitli olasılıklara göre uzun dönemde oluşturacağı sayılgılı dağılımlar için geçerli olan sayımbilim yasası, bk. olasılık dağılımı.
326büyüklükGözlem konusu yapılan bir evren ya da örneğin içerdiği birim sayısı toplamı.
327büyükten küçüğe yığıştırmaBir dağılımdaki gözlem ya da sıklıkları en yüksek değerden başlayarak birbirine ekleme, bk. yığıştırma, küçükten büyüğe yığıştırma.
328caydırmaBir gözlem sürecinde bilgi vermekten kaçınanların engellerini aşarak istemli katılımlarını sağlama, bk. yüreklendirme.
329coşu etkisiBir soruşturu ya da gözlemde yanıtlayıcının bir bilgi kaynağı konumu kazanmasından doğan ,olduğundan başka görünmesine ve yanıtları saptırmasına yol açan etki.
330çağrışımÇıkarıma yordamlarda başvurulan, açık ya da örtük anlatımlı simge ya da uyaranlar aracılığıyla örtük eğilim, tutum ya da beklentileri bilinç düzeyine çıkarmaya yarayan yol.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir