811 | güvenirlik katsayısı düzeltme eşitliği | Yarıya bölme işlemiyle güvenirliğin sınanması sırasında iki yarı arasında elde edilen bağıntının tüm aracın güvenirliğini dile getirecek biçimde düzeltilmesi için başvurulan Spearman-Brown eşitliği. |
812 | güvenirlik kestirim yolları | Bir aracın değişik ölçmelerde elde ettiği ölçümlerin yinelenme düzeyini bağıntı katsayılarına dayanarak sınama yolları. |
813 | güvenirlik ölçümü | Bir ölçme işleminin rastlantılı ya da değişken yanılgılardan arınma düzeyini ya da aynı koşullar altında yinelendiğinde benzer sonuçlar verme yeteneğini sınayan ölçüm. |
814 | güvenirlik sınaması | Bir ölçme aracıyla elde edilen sonuçların süreğenlik ya da tutarlılık düzeyini araştıran sınama işlemi. |
815 | güvensizlik | Sorumsuz alan taramaları nedeniyle kamuoyunda bilimsel araştırma ve yoklamalara karşı duyulan güvenin sarsılması. |
816 | halkalık | Kümeölçüm çözümlemesinde küme üyeleri arasında beliren tek uçlu çekim bağı. |
817 | hayırla(n)ma | bk. değille(n)me. |
818 | hazırcılık | Bir araştırmanın hazır araştırma tasarımlarına göre yürütülmesi. ' |
819 | hızıl | Bir sıklık dağılımında gözlemlerin ortalamadan ve herhangi bir başlangıç noktasından sapmalarının çeşitli üstellerinin sayal (aritmetik) ortalaması. |
820 | hoşgörü | Bir ölçme ya da sınama işleminde gereksinmelere göre belli düzeyde yanılgıları göze alma ya da belli bir yanılma payına göz yumma durumu. |
821 | ılımlı sınar | Bir tutum sürekliliğinin uç değerlerini oluşturan aşırı sınarlar arasında yer alan ortalama tutumlara ilişkin sınar. |
822 | ılımlılık | Bir görüş, kanı ya da tutumun aşırılıktan kaçınılarak ortalama eğilimle benimsenme durumu. |
823 | ıraklaşma | Bir ölçüm boyutu üzerinde konumları saptanan tutum ya da kanılar arasındaki uzaklığın giderek artması. |
824 | ısındırma | Bir soruşturu ya da görüşmenin daha başlangıcında ilginç sorular aracılığıyla yanıtlayıcının-ilgi ve yoğulumunu çekerek-konuya yaklaşmasını sağlama. |
825 | ısındırma sorusu | Bir soru çizinliğinin girişinde yanıtlayıcıyı ürkütmeden konuya çekebilmek ve araştırma amaçlarını benimsemesini sağlamak üzere yer verilen ilginç ve yansız başlangıç sorusu. |
826 | ızgaralı rastlantı örnekleme | Bir alan çizini üzerine gözelere ayrılmış bir çizelge yerleştirerek gözeler içine düşen birimler arasından dizgeli örnekler almaya dayanan alan örnekleme tasarımı, bk. rastlantılı örnekleme. |
827 | içbütünlük | Bir soru ya da görüşme çizinliğini oluşturan ve her biri konuyla doğrudan ilişkili olan soruların içgidiminin sağlanması ya da bir sıra düzenine sokulmasıyla elde edilen dizem |
828 | içebakış | Davranış ve tutumların temelinde yatan güdüleri, eğilimleri açığa çıkarmak üzere başvurulan ve bireyin kendisini derinliğine gözlemesini öngören yordam. |
829 | içerik | Yığın iletişiminde kaynaktan alımcıya iletilen bilginin, iletinin taşıdığı duygu ve anlam yükü. |
830 | içerik çözümlemesi | Yığın iletişiminde kaynaktan yayın araçları yoluyla aktarılan bilgi ya da iletinin taşıdığı anlamın çözümlenerek dizgeli bilgiye dönüştürülmesi. |
831 | içerik evreni (ölçekte) | Bir ölçüm boyutunun açık ya da örtük, olgusal ya da mantıksal içerimleri. |
832 | içerik geçerliği | Bir ölçme aracının, ölçüm boyutunun kavramsal ve mantıksal içerimlerini yeterince yansıtıp yansıtmadığına bakarak geçerliğini sınama, bk. geçerlik saptama yolları. |
833 | içerik ölçeği | Belli bir tutum konusunda yanıtlayıcının salt ilgili anlatıma katılıp katılmadığını, yandaşlık ya da karşıtlığını saptayan, yoğunluk düzeyini vermeyen ölçek. bk. yoğunluk ölçeği. |
834 | içerim | Bir olgu, kavram ya da anlatımın açık-örtük, doğrudan-dolaylı bileşenlerinin tümü. |
835 | içgerçekleme | Bir gözlem yordamı ya da bir ölçme aracına alınan yanıtların geçerliğini ölçmek üzere, yanıtları kendi içinde tutarlılık süzgecinden geçirme, bk. geçerlik saptama yolları, geçerlik sınaması. |
836 | içgidim | Bir soru ya da görüşme çizinliğine içbütünlük kazandırmak üzere soruların izlediği uygun mantıksal ve özsel sıra. |
837 | içgörü | Bir görüşmede görüşmecinin bilinçsiz ve örtük anlatımları kavrama ve bunları bilinç düzeyine çıkarma yeteneği. |
838 | içgüdü | Bireyin doğasından gelen ve öğrenilmeden kazanılan kalıplı yönelim. |
839 | içkin | Açık anlam ya da anlatımların altında yatan, üstü kapalı olan ya da bir nesnede gizil olarak bulunan. |
840 | içkin doğal artış hızı | Bir süreğen çoğada değişmez doğurganlık ve ölümlülük çizelgesine dayanarak gözlenmiş artış hızının düzeltilmiş biçimi bk. doğal artış. |