1831 | homolog seri | Birbirini izleyen üyeleri arasında -CH2 veya katları kadar farklılık olan organik bileşikler serisi. Örnek olarak, alkanlar, alkenler, alkinler metanol, etanol, propanol homolog seriler oluşturular. |
1832 | hooke yasası | Elastik sınırlar içinde, bir katının boyundaki değişiklik miktarı, uygulanan kuvvetle orantılıdır şeklinde Robert Hooke (1635-1703) tarafından ifade edilen bir yasa. |
1833 | hopkins, sir frederick gowland | (1861-1947) Yiyeceklerde vitaminlerin önemini bulan, 1929'da Nobel ödülü kazanan İngiliz kimyacı. |
1834 | hormonlar | İç salgı bezleri ve bazı dokularca üretilen, kan dolaşımı ile vücuda dağılarak organların ve diğer iç salgı bezlerinin işlevlerini koordine eden estrojen, insulin, testosteron gibi kimyasal haberciler. |
1835 | hume-rothery kuralı | Birbirleriyle tam olarak karışıp katı çözelti (alaşım) oluşturabilen periyodik cetvelin IV, V, VIIB grubu metallerine ilişkin kurallar. |
1836 | hund kuralı | Elektronların eş enerjili yörüngemsileri paralel spinli tek tek doldurmaları en düşük enerjili haldir şeklindeki, yörüngemsilere elektron yerleşme sırası kuralı. |
1837 | huni | Koni biçiminde, dar yanında boynu bulunan doldurma boşaltma ve süzme işlemlerinde kullanılan gereç. |
1838 | hurma yağı | e.n. 30°C olan sarımsı kahverengi, alkol, kloroform ve karbondisülfürde çözünen, batı Afrikada hurma ağaçları meyvelerinden elde edilen, sabun üretiminde, çikolata ve margarin endüstrisinde, mum yapımı ve ilaç sanayinde kullanılan oda sıcaklığında tereya |
1839 | hübl ayıracı | Doymamış yağların iyot sayısını tayin etmede kullanılan iyot ve cıva(II) klorürün alkoldeki çözeltisi. Hübl çözeltisi. |
1840 | hückel teorisi | bk. Deby-Hückel teorisi |
1841 | hücre gerlimi | Elektrokimyasal bir hücrenin iki elektrodu arasındaki potansiyel farkı. |
1842 | hücre sabiti | Elektrolitlerin direncini ölçmede kullanılan bir iletkenlik hücresinin iki elektrodu arasındaki mesafenin elektrot yüzey alanına oranı. Hücre sabiti öz iletkenliği bilinen bir çözeltinin direnci ölçülerek bulunur. |
1843 | hümik asit | Humusdan elde edilen asitlerin genel adı. |
1844 | ı.c.t. katsayısı | Haşarat ilacının etkinliğini gösteren sayısal bir ifade. I, haşarat C, taşıyıcı, T zehirleyici. |
1845 | ır düşüşü | Bir hücrede yük hareketine karşı gösterilen dirençten kaynaklanan potansiyel düşüşü ohmik potansiyel düşüşü olarak da bilinir. |
1846 | ısı | Bir dizge ile çevresi arasında iş yapmayla ilgisi olmayan ve moleküllerin düzensiz devinimleri sonucu oluşan, bir erke aktarımı türü. |
1847 | ısı aktarımı | Erkenin çeşitli ortamlarda, ısı türü yayılmasını inceleyen bilim dalı. |
1848 | ısı dedektörü | İnfrared ışınları için kullanılan, ortamın sıcaklığındaki değişmelere duyarlı bir düzenek. |
1849 | ısı değeri (gıdalarda) | 100 g gıdanın yanması ile açığa çıkan ısı. 4,1 K+ 4,1P +9,3 Y kcal/100g (K, karbonhidrat P, protein Y, yağ yüzdeleridir). (Yağlarda) Yağların tamamen yanması sonucu açığa çıkan ısı 34,1 C + 144 H - 12,6 (O-N) /100 kJ (C, H, O, N sırasıyla yağlardaki karbo |
1850 | ısı enerjisi | Sistem veya nesnelerin çevrelerine verdikleri veya çevreden aldıkları ısı enerjisi. |
1851 | ısı eşdeğeri | Herhangi bir erke türünün ısı türü erkeye dönüştüğü varsayıldığında alacağı değer. |
1852 | ısı geçirmez | Çevreleriyle ısı türünde erke alışverişinde bulunamayacak biçimde yalıtılmış dizgelerin ortak niteliği. |
1853 | ısı iletimi | Parçacıkların birbirine değmesiyle , esnek dalgalarla, atom, molekül ya da özgür elektronların yayınımlanıyla ısının bir düzeyden ötekine geçmesi. |
1854 | ısı makinesi | Isıyı işe dönüştüren bir düzenek. |
1855 | ısı pompası | Buzdolaplarında olduğu gibi, düşük sıcaklık ortam ısısını, yüksek sıcaklık ortam ısısına dönüştüren bir düzenek. Pompanın verimi, çıkan ısının giren elektrik enerjisine (kompresör için) bölünmesiyle bulunur ve normal olarak 3-5 arasındadır. |
1856 | ısı rejeneratörü | Yüksek fırında demir üretiminde kullanılan ve yüksek fırında çıkan sıcak gazlarla yüksek fırına giren gazları (havayı) ısıtan bir tür soba. |
1857 | ısı verimi | Bir sistemin ürettiği işin sisteme verilen ısı enerjisine oranı. |
1858 | ısıalan tepkime | Oluşumu için ısıalan, genellikle yavaş yürüyen tepkime. |
1859 | ısıl | Isı ve sıcaklıkla ilgili olay, süreç ve tepkimelerin genel niteliği. |
1860 | ısılağırlıkölçüm | Isıtılan özdeklerin ağırlık değişimlerini saptayarak evre geçişlerini, bileşik oluşum ya da bozunumlarını belirleme yöntemi. |