571 | son sayı | Herhangi bir süreli yayının en son sayısı. |
572 | soruşturu | 1. Bir sorunun, türlü kimselerden alınan bilgiler bir araya getirilerek incelenmesi. 2. Aynı soruyu türlü kimselere sorarak bilgi toplama. |
573 | sözcük sıralaması | bk. abecesel sıralama. |
574 | sözlük | Bir dilin ya da bir dilin bir bölümünün sözcüklerini genellikle abece sırasına (kimi zaman konu ya da kavram alanlarına) göre toplayan, bunların aynı dilde tanımlarını yapan ya da başka bir dildeki karşılıklarını veren kitap. |
575 | sözlük dizin | Sözcüklerle belirlenen konu başlıklarının abecesel sırayla düzenlenmesinden oluşan konu dizini, bk. abecesel katalog. |
576 | sözlük katalog | Temel ve ek bütün fişlerin tek bir abecesel düzen içinde yer aldığı fiş katalogu. |
577 | su damgası | Bir kâğıdın dokusunda bulunan ve ancak ışığa tutulduğunda görülebilen çizgi, resim, yazı ya da im. |
578 | sunu | Genel olarak içkapaktan önce ya da sonra gelen bir sayfada yer alan ve kitabın, yazarınca bir başkasına armağan edildiğini belirten yazı. |
579 | sülüs | Hicrî IV. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan, nesihe benzer, kalınca bir yazı türüne verilen ad. |
580 | sürekli değişim | Encyclopaedia Britannica gibi ansiklopedilerde, belli aralarla yeni basımlar hazırlama yerine, gerektikçe maddelerde değişiklik yaparak gözden geçirme işini sürekli tutma. |
581 | sürekli ısmarlama | 1. Dizi ve süreli yayınlar için çıkacak bütün sayıların alınmasını öngören istek 2. Durdurulması bildirilinceye değin sürecek istek. |
582 | süreli yayın | Belirli aralıklarla çıkan, tamamlanma sorunu bulunmayan ve her sayısı birden çok yazarın yazılarından oluşan bir yayın türü. |
583 | süreli yayın dolabı | bk. dergilik. |
584 | süreli yayın salonu | Süreli yayınların hizmete sunulduğu okuma salonu. |
585 | şemse | Eski cilt kapaklarının dış yüzünde, ortada bulunan oval bezeme. |
586 | şeşkalem | 1. Eski yazıda kullanılan altı kalem (yazı) türü. bk. aklam-ı sitte. 2. Bu altı yazı türünün altısını da çok güzel yazan sanatçı. |
587 | şiraze | Ciltçilikte kitabın yapraklarını düzgün tutan bağ, örgü. |
588 | şöhret | Ün, san. Yazmaların fişlenmesinde kullanılan ve doğu İslam yazarlarının en yaygın olarak bilinen ünleri. (İbni Sina, Gazali, Kâtip Çelebi gibi.) |
589 | şube kitaplığı | Geniş yığınların kitaptan kolaylıkla yararlanmasını sağlamak amacıyla halk kitaplıklarının çok okur bulunan bölgelerde açtıkları bölüm. |
590 | şukka | Mektup, tezkere. Yazmalara sonradan eklenen bu tür yazı ya da yazılar. |
591 | tahta blok | Üzerine bir yazı ya da biçim oyulmuş olan ve basım işinde kullanılan tahta levha. |
592 | takma ad | Bir yazarın, yapıtında kendi adı yerine kullandığı ad. |
593 | talik | Sülüsün sağdan sola doğru eğim kazanmış, kuyruk bölümü daha uzamış biçimine verilen ad. bk. sülüs. |
594 | talika | Bir kitap ya da düşünceye eklenen bilgileri kapsayan yazmaya verilen ad. |
595 | talikat | 1. Yazmanın içindekilerini göstermek ve (ya da) bir düzeltme yapmak amacıyla sayfa kenarına yazılan yazılar, a. bk. sayfa kenarı. 2. Bu tür yazılardan oluşan kitap a. bk. haşiye. |
596 | tamamlayıcı ad | bk. açıklayıcı ad. |
597 | tanıtaç | 1. Bilgi ulaşımda yararlanılan konu tanıtma terimi. 2. Bir konuyu, ya da konunun bir yönünü tanıtmak için kullanılan koda çevrilebilir sözcük. |
598 | tanıtıcı kitapça | Plaklarla birlikte sunulan ve yapıtı eleştirel bir yolla kısaca tanıtan kitapça. |
599 | tanıtmalı kaynakça | Kaynakçasal kimliğini verdiği yapıtları, içeriği ve konusu ile kimi zaman da üstünde bilgi vererek tanıtan kaynakça. |
600 | tarih sıralaması | Kitap, kitapça, kesik gibi kitaplık gereçlerinin ya da katalog fişleri ile kaynakçaların basım tarihine göre sıralanması. |