331 | erkekmastar | Baskı işlerinde kullanılmak üzere, tahta ya da karton üzerine çizilip kesilen biçim. a. bk. dişimastar, mastarbaskı. |
332 | erken gotik | Gotik üslûbun ilk dönemi. Yapı yüzeylerinin parçalandığı, yuvarlak kemerlerin sivri kemer olmağa başladığı, pencere açıklıklarının yükselip darlaştığı, tonozların ilk kez kaburgalar ile pekiştirildiği üslûp dönemi. |
333 | erosal | Şehvet uyandıran resim ve heykeller için kullanılan bir sıfat. |
334 | estetik | (Yun. aisthêsis = güzel duygusu) Güzelliği, güzelliğin insan usu ve duyuları üzerindeki etkilerini konu olarak ele alan felsefe dalı. |
335 | eşeksırtı kemer | (Mimarlık) Üst ortası yukarı doğru sivrilen, iki yana açılarak karın yapan, Hint ve Arap mimarlığında kullanılan kemer biçimi. Kaşkemer de denir. |
336 | eşiktaşı | (Mimarlık) Cami ve kervansaray kapılarında eşiğin hemen içine konulan granitten düz taş. |
337 | ev | (Mimarlık) İçinde oturup barınılacak yapı. |
338 | ev içi resmi | Yapı içlerini konu olarak alan resim. |
339 | ev kilisesi | (Mimarlık) Hıristiyan evlerinde tapınmaya ayrılmış yer. |
340 | ev tapınağı | (Mimarlık) Eski Roma evlerindeki tapınma yeri. a. bk. mescit, evkilisesi. |
341 | eyvan | (Mimarlık) Özellikle Güney-doğu Anadolu evlerinde avluya bakan, önü açık, üstü kapalı, yüksekçe döşemesi olan, ortasında bir de küçük havuzu bulunan oturma yeri. |
342 | fener | (Mimarlık) Kimi yapıların kubbe ve damlarında içeriye ışık vermek için yapılmış, çevresi pencereli, bacaya benzeyen, üstü kapalı bölüm. a. bk. dam penceresi. |
343 | fırça izi | (Resim) Resimde boyalı fırça dokunmaları ile elde edilen ve fırça kıllarının bıraktığı etkiyi taşıyan iz. |
344 | fildişi karası | (Resim) Yağlı boyada parlak kara renk, boya. Fildişi ya da hayvan kemiklerinin yakılması ile elde edilen kemik karası. a. bk. kara. |
345 | forum | (Mimarlık) Eski Romalıların pazar yerine verdikleri ad. |
346 | galeri tonu | (Resim) Eski ton resimlerinde oksitlenme yüzünden bozulmuş pas rengindeki koyu kahverengi. |
347 | gamalı haç | (Süsleme) Kolları birbirine eşit artı işaretinin uçlarına, dik olarak getirilen eşit çizgilere yapılan haç biçimi. |
348 | geç uyanış çağı | (Resim, Heykel, Mimarlık) İtalya'da 1520-1600 yılları arasında özellikle resim ve mimarlıkta görülen barok öğeli sanat anlayışı. Bu anlayışa Almanlar yapmacıkçılık (Manierismus) da derler. a. bk. yapmacıkçılık. |
349 | geçgotik | Gotik mimarlığında orta ve yansahınların aynı yükseklikte olduğu, alev biçimli, eni dar pencelerin yapı yan yüzlerinin yüksekliğince büyüdüğü, heykellerin abartmalı biçimler ve acılı bir yüz anlatımı gösterdiği, bütün yapının dantela gibi delik deşik bir görünüş taşıdığı son dönem. |
350 | geçgotik kilisesi | Orta ve yansahınları aynı yükseklikte olan gotik kilise. |
351 | geçiş | (Resim) Resimde iki ayrı rengi birbirine bağlayan ara ton. |
352 | geçiş üslûbu | (Resim, Heykel, Mimarlık) İki üslûp dönemi arasında kalan ve her ikisininde özelliklerini taşıyan ara üslûp. a. bk. üslûp. |
353 | gelecekçilik | (Resim) 1909'da önce şiirde, sonra resimde ortaya çıkan, bütün sanat geleneklerini yadsıyarak, çağdaş dünyayla ilgili görüntüleri, devimli olay ve nesneleri tek resim yüzeyinde göstermek isteyen sanat akımı. |
354 | gelenekçi sanat | (Resim, Heykel, Mimarlık) Geleneksel görüş ve tekniklere bağlı sanat. |
355 | geometricilik | (Resim) Doğa görüntülerini geometrik bir düzene sokma. Tablo yüzeyini doğa öğelerinden kurtarıp, geometrik biçimde yeniden kurmayı amaçlayan sanat görüşü. |
356 | geometrik üslûp | (Süsleme) Eski Yunan vazolarında, geometrik örgelerin kullanıldığı süsleme üslûbuna verilen ad. |
357 | gerçekçilik | (Resim) Doğayı göründüğü gibi değil, olduğu gibi vermeyi amaç edinen ve üslûplaştırmadan kaçınan sanat anlayışı. |
358 | gerçeküstücülük | (Resim) Doğanın bilinen görüntüsünü değil, bilinçaltına ve düşlere değgin bir dünyayı canlandırmak isteyen, 1924 yılında Andre Breton'un ortaya attığı sanat görüşü. |
359 | giriş boşluğu | bk. dalan. |
360 | giriş katı | (Mimarlık) Bir evin sokak düzeyinde bulunan katı. |