| 961 | Apo B | bk. apolipoprotein B | 
| 962 | Apocynaceae | bk. zakkumgiller | 
| 963 | Apoda | bk. ayaksızlar | 
| 964 | apodem | (Yun. apo: uzakta demos: vücut) Eklem bacaklılarda iç iskelet uzantıları. | 
| 965 | Apodemus mystacinus | bk. büyük dişli orman faresi | 
| 966 | Apodes | bk. karınları yüzgeçsizler | 
| 967 | Apodidae | bk. sağangiller | 
| 968 | Apodiformes | bk. sağanlar | 
| 969 | apoenzim | (Yun. apo: uzakta in: içinde zyme: bırakmak) Koenzimle birleşerek aktif enzimi (holoenzim) teşkil eden enzimin faal olmayan protein kısmı. | 
| 970 | apoferritin | Demir kapsayan ferritin molekülünün proteinsiz kısmı. | 
| 971 | apofiz | (Yun. apo: uzakta phyein: büyümek) 1. Genellikle kasın bağlandığı kemik üzerindeki çıkıntı. 2. Çam kozalaklarının tohum taşıyan pullarının kaidesindeki çıkıntı. S.Mantar hiflerinin üreme organları altındaki çıkıntı. 4.Bazı yosun (Bryophyta) kapsüllerinin | 
| 972 | apogami | (Yun. apo: uzakta gamos: evlenme) Eşey organlarının olaya girmediği bir üreme şekli. | 
| 973 | apoinduser | DNA'da kontrol bölgesine bağlanmak ve kayıda imkân vermek üzere geni faaliyete geçiren düzenleyici protein. | 
| 974 | apokarp | (Yun. apo: uzakta karpos: meyve) Meyve karpellerinin birbirinden ayrı olması. | 
| 975 | apokrin | (Yun. apo: uzakta krinein: ayırmak) Süt bezlerinde olduğu gibi, bez hücresinde meydana gelen salgının hücrenin apikal bölgesinden, bir kısım sitoplâzma ile birlikte atılması şeklindeki salgılama. | 
| 976 | apokrin bez | (Yun. apo: uzakta krinein: ayırmak) Deri altına gömülü hâlde bulunan, kanalları kıl diplerine açılan, koyu, akıcılığı az, yapışkan olan salgısı bırakıldığında kokusuz, fakat bakterilerin etkisiyle bozulması sonucu kokulu hâle dönüşen, koltuk altı, anüs ve | 
| 977 | apolipoprotein B, Apo B | Düşük yoğunluktaki lipoproteinlerin dış yüzeyindeki fosfolipit ve kolesterole kısmen gömülü, 4563 amino asit içeren, oldukça büyük bir serum proteini. Apo B 100, karaciğer hücrelerinde, Apo B 48 bağırsak epiteli hücrelerinde sentezlenir ve serumla taşınır | 
| 978 | Apollon kelebeği | Böcekler (Insecta) sınıfının, pul kanatlılar (Lepidoptera) takımından, Avrupa'da ve yurdumuzda yaşayan, çok güzel renkli bir eklem bacaklı türü. | 
| 979 | apomiksi | (Yun. apo: uzakta mixis: karışık) Bitkilerde partogeneze benzeyen döllenme olmaksızın üreme tipi. | 
| 980 | aponöroz | (Yun. apo: uzakta neuron: sinir) Bazı kasların giriş yerinde kollagen tel demetleri ve fibroblastların tabakalar hâlinde düzenli bir şekilde dizildikleri yassılaşmış kirişler ya da bazı kasların içine giren zar. | 
| 981 | apopetal | bk. diyalipetal | 
| 982 | apoptoz | (Yun. apo: uzakta ptoma: ölü vücut) Programlanmış hücre ölümü etraftaki hücrelere zarar vermeden bir hücrenin ölmesi ya da fagositik hücreler tarafından yok edilmesi. Apoptozis. | 
| 983 | apoptozis | bk. apoptoz | 
| 984 | aposepal | bk. diyalisepal | 
| 985 | apotesyum | Mantarlardan Discomycetes' de görülen fincan şeklinde olan ve himenyumu dışarıda kalan askokarp. | 
| 986 | apotip | (Yun. apo: uzak typos: örnek) Türün tanımı sırasında fotoğrafi çekilmek üzere kullanılan birey. | 
| 987 | apozisyon | Kemik büyümesinde olduğu gibi, daha önce oluşmuş bir yüzeye materyal eklenmesi. | 
| 988 | apozisyonal büyüme | Kıkırdak dokusunda perikondriyumun alt kısmındaki fibroblastların matriks maddelerini sentezlemesi ve salgılamasıyla hücrelerin birbirinden uzaklaşması sonucu oluşan büyüme. | 
| 989 | Appendicularia | bk. eklice | 
| 990 | Aptenodytes patagonica | bk. kral penguen |