301 | biçim tamamlama ölçeri | Birleşik bir bütün olarak algılandığı zaman eksik parçaları tamamlanabilen bir dizi eksik resimden oluşan ölçer. |
302 | biçim türdeşliği | Bir biçimin parçalarından herhangi birisinin başka bir biçimdeki parçalarla ancak görevi ve rolü açısından karşılaştırılabilir durumda olması. |
303 | biçimleştirme | Parçalanamayan ve kendini yaratan parçaların birbirine eklenmesinden de öte bir örgütü olduğu savunulan, nesnel, ruhsal ya da davranışsal bir bütünlük. |
304 | biçimsel değişmezlik | Hangi açıdan bakılırsa bakılsın bir nesneyi aynı biçimde algılama eğilimi. |
305 | biçimsel öğreti | Anlığın gözleme, bellek ve istenç gibi birbirinden ayrı genel bir dizi güç ya da yetenekleri bulunduğunu ve bunların öğrenme, alıştırma yoluyla güçlendirilebileceğini savunan kuram. |
306 | biçimsel yapışıklık | Bir biçimin parçalarının tek bir biçim olarak bir arada kalması eğilimi. (Örneğin: Bir kez üçgen durumunda görülen üç nokta, başka türden öğelerle birbirine bağlansa bile gene üçgen olarak görülür.) |
307 | bileşik imge | Türlü anıların birbirine eklenmesi sonucu ortaya çıkan karma imge. |
308 | bileşik imgesel kişi | Birden çok gerçek kişi ile ilişkili özelliklerden oluşmuş ve düşlerde rastlanan bir imgesel kişi. (Örneğin: Amcanın yüz özellikleriyle birleşen babanın kişilik özellikleri.) |
309 | bileşik özürlü | Görme, işitme, anlak geriliği gibi özürlerin birden çoğunu kendinde toplayan (kişi). |
310 | bileşik tepki ilkesi | Canlının yeni karşılaştığı durumlara uygun düşen birçok tepkileri denemesi ilkesi. |
311 | bileştirme | Kimi kişilerde görülen ve bir duyu örgeniyle sağlanan algıları başka bir duyu örgeni ile sağlananlarla birleştirip kaynaştırma eğilimi. (Renkli işitmede olduğu gibi.) |
312 | bilimsel ruhbilim | Gerçeklerin araştırılmasında bilimsel yöntemleri kullanmaya öncelik veren ruhbilim türü. |
313 | bilinç | Algı ve bilgilerin anlıkta duru ve aydınlık olarak izlenme süreci. |
314 | bilinç eşiği | (Freud) Belirli bir zaman içinde bilinçte bulunmamakla birlikte istendiği anda kolayca bilince çağrılabilecek bilgi, anı, beceri ve benzerlerinin bulunduğu anlık alanı. |
315 | bilinç genişliği | Belirli bir anda kişinin aynı zamanda algılayabileceği nesnelerin toplamı. |
316 | bilinç katı | Bilinç sürecini denetlediği ileri sürülen beyindeki yer. |
317 | bilinç öncesi | Belirli bir anda, bilinçte bulunmayan, yalnız kolaylıkla anımsanıp hemen bilince çağrılabilen anı ve yaşantıların anlıktaki yeri. |
318 | bilinçaltı | Bilinçdışı olmakla birlikte, dilendiği zaman kapsamındakilerin bilince çağrılabildiği eşik bölgesi. |
319 | bilinçdışı | Bilincin dışında geçen eylem ve etkinliklere verilen ad. |
320 | bilinçdışı öğrenme | Anımsamayı sağlayamayacak aşamadaki öğrenme. |
321 | bilinçli direnç | Sağaltana karşı duyulan güvensizlik ya da utanç duygusunun etkisiyle, sağaltana verilmesi gereken bilgileri saklama. |
322 | bilinçliliğin bölünmesi | (James) Bir küme yaşantının, yaşantıların çoğunluğundan ayrı ve bağımsız olarak, kendi içinde örgütlenmesi. |
323 | bilinçlilik | Nesne, olay ve edimlere uyanık bulunma durumu. |
324 | bilinçsiz bellek | (Freud) Baskıya alınıp bilinçaltına kapatıldığı için doğrudan anımsanmamakla birlikte gizli yollardan bilinci ve davranışı etkileyen anı, dilek ve özlemlerin tümü. |
325 | bilinçsiz güdülenme | Kişinin bilincinde olmadığı ve ancak davranışlarıyla yansıtabildiği eyleme geçme isteği. |
326 | bilişim kuramı | Türlü bilgi dallarından yararlanarak im, haber ve bilginin iletimini sağlayan yöntemlerle ilgili kuram. |
327 | bilişsel gereksinme | Canlıyı, karşılaştığı nesneleri inceleyip gözden geçirmeye yönelten ve ilgili bilgileri sağladığı zaman doygunluk duymasına yol açan güdü ya da gereksinme. |
328 | bilişsel kuram | Öğrenmeyi, öncelikle anlıkla ilgili bir kavrama ya da algılanana, anlıksal bir biçim verme süreci olarak gören kuram. |
329 | bilmek | Herhangi bir şeyi, başka şeylerden ayırmaya yarayacak biçimde öğrenmiş olmak. |
330 | Binet-Simon ölçeği | Binet ve Simon'un hazırladığı ve yaşlara göre düzenlenmiş ilk anlık ölçeği. |