| 781 | fizyolojik güdü | Bedenin su ya da besin gibi belirli bir fizyolojik gereksinmesine dayanan güdü. |
| 782 | fizyolojik ruhbilim | Fizyoloji süreçleriyle davranışlar arasında ilişki kuran bir ruhbilim dalı. |
| 783 | fizyolojik sınır | Ek alıştırma ve yinelemeler yoluyla daha ileri bir yeterlik düzeyinin sağlanamadığı sınır. |
| 784 | fizyolojik yaş | Cinsel olgunluğa girişin ortalama yaşına göre, bireyin erinliğe girişinde, takvim yaşı açısından gösterebileceği değişkenlik. |
| 785 | Freudçuluk | Sigmund Freud'un geliştirdiği derinlik ruhbilimine verilen ad. |
| 786 | G etmeni | bk. genel yetenek. |
| 787 | gagalama düzeni | Bir arada bulunan canlı kümeleri içinde saldırganlık ve karşısındakini sindirme gücüne dayanılarak kurulan öncelik ve başatlık düzeni. |
| 788 | Galile yöntemi | (Alan kuramı) Bir nesneyi bağlı bulunduğu sınıfla değil, parçası olduğu güçler alanı yoluyla yorumlama yöntemi. (Sınıflama yöntemini benimseyen Aristocu görüşe karşıdır.) |
| 789 | Galton yasası | Kişinin kalıtımsal niteliklerinin 1/4'nün ana ya da babasından, 1/6'sının ise büyükbabasından geçtiğini belirleyen bir genelleme. (Genel olarak doğru sayılmakla birlikte yerini Mendel oranlarına bırakmıştır.) |
| 790 | Galvanik deri tepkisi | Coşku durumlarında deri üzerinde baş gösteren ve özel araçlarla ölçülebilen nem ve elektrik artışı. |
| 791 | gama varsayımı | Bir tepkinin gösterilmesinin, aynı uyarım ya da benzerleri kullanıldığı zaman yinelenmesi olasılığının azalacağı kuramı. |
| 792 | GEBAS | (Guilford Martin) Genel etkinlik, erkeklik-dişilik, başatlık-uysallık, aşağılık duygusu, sinirlilik gibi kişilik niteliklerini ölçen bir araç. |
| 793 | gece görmesi | Aydınlığın büyük ölçüde sınırlanması durumunda da canlının gösterdiği görme gücü. |
| 794 | gece körlüğü | Doğal ya da sonradan olma nedenlerle görme gücünün geceleri ya da ışığın az olduğu zamanlarda yetersiz oluşu. (Genel olarak retinsiz pigmentoza ve A vitamini yetersizliğinin yarattığı ciddî göz hastalıklarının belirtisi sayılır.) |
| 795 | gece yılgısı | Daha çok çocukların karabasandan uyandıktan sonra, gördükleri düşle ilgili olarak duydukları sürekli yılgı. |
| 796 | gecikmiş içgüdü | Doğumdan ya da kuluçka döneminden ancak bir süre sonra ortaya çıkan herhangi bir içgüdü. |
| 797 | geçerlik | Herhangi bir ölçerin, ölçmeyi amaç edindiği değişkeni ölçmedeki yeterliği. |
| 798 | geçişim | Belirli bir işi yapma yeterliğinin, ilişkili ya da bağlantılı başka bir işi yapmış olma sonucunda artması. |
| 799 | gelişim ayrımlaşması | Büyüme ve gelişmede hücre üremesi sonucunda canlıda örgen ve bedensel ayrıntıların belirmesi ve genel nitelikteki beden devinimlerinin ancak belirli kas kümelerinin katıldığı özel devinimlere dönüşmesi. |
| 800 | gelişimsel hızlanma | Gelişimin herhangi bir yönünde, ilişkili olduğu yaş kümesine özgü düzeyin üstüne çıkma. |
| 801 | gelişme | Canlıların yaşamında yapı, işleyiş ve örgüt açılarından söz konusu olan nitelik ve nicelikle ilgili değişmeler. |
| 802 | genel etmen | Anlağın türlü boyutlarını yansıtan bütün davranışlara ortak olduğu ileri sürülen bir etmen. bk. özel etmen. |
| 803 | genel felç | Frenginin beyne yayılması sonucu olarak bilişsel süreçler ve devimsel becerilerde baş gösteren çöküntü. |
| 804 | genel ruhbilim | Ruhbilimin, bireyler ve sınıfların özelliklerini değil, insan için gerçek ve geçer olan genel sorunları, yöntemleriyle birlikte inceleyen dalı. |
| 805 | genel yetenek | Türlü işlerin başarılmasında etkili olan ve bireylere göre ayrılık gösteren genel anlıksal güç. |
| 806 | genelleme | Belirli bir küme ya da sınıfın sınırlı bir parçasından edinilen yaşantılara dayanarak tümü üzerinde ileri sürülen yargı. |
| 807 | genelleştirilmiş başkası | Kişinin, kendi benliğinin karşıtı olarak gördüğü başkaları konusunda kurduğu kavram. |
| 808 | genelleştirilmiş erek gerilimi | Denek hayvanının belirli ve genel nitelikteki bir ereğe yönelmiş olması durumu. |
| 809 | genelleştirilmiş ketleyici gizilgüç | (Hull) Uyaran genellemesi sonucu ortaya çıkan koşullu ketlenme gizilgücü. |
| 810 | gensel denge kuramı | Kalıtımsal olan herhangi bir niteliğin, tek bir genin sonucu olarak değil, genler arası etkileşimle geliştiğini savunan kuram. |