1531 | sarsıntı bunaması | Kafatası ve beyin üzerindeki şiddetli sarsıntılar sonucunda oluşan ruhsal çöküntü. |
1532 | sarsıntı sağaltımı | Çıldırıya tutulanları, insülin, kardiyozol gibi ilâçları yüksek dozda iğneleyerek ya da beyinden yüksek voltajlı elektrik geçirerek sağaltmaya çalışma. |
1533 | savaş sarsıntısı | Savaş koşulları ve özellikle ağır bombardımanlar sonucu olarak gelişen ruh ve sinir hastalıkları. |
1534 | savaş sinircesi | Savaş sıralarında ön safta çarpışanlar arasında gelişen ve bilinçsiz düzeyde tehlikeden uzak kalma özlemini yansıtan sinirce. |
1535 | savaş yorgunluğu | Savaşta geçirilen uzunca bir zaman sonunda ortaya çıkan, yerinde duramama, uykusuzluk, karabasan görme, kolayca sinirlenme, sindirim bozuklukları, ürkeklik ve genel olarak sinirlilik gibi belirtileri olan ruhsal bir dengesizlik. |
1536 | savunma | Kişinin, benliğini kaygı, değer duygusunun yitirilmesi gibi hoş olmayan durumlara karşı kendiliğinden savunmasına yarayan ruhsal işleyiş. |
1537 | sayı sapıklığı | Nesneleri saymaya karşı hastalıklı bir tutku duyma ya da gereği ve önemi olmadan sayı bağlantılarıyle aşırı biçimde ilgilenme durumu. |
1538 | sayılama ruhbilimi | Ruhbilimle ilgili bulguları sayılama ilkelerine uygun olarak düzenleyip yorumlayan ruhbilim dalı. |
1539 | sayrımsama | Gerçek olmadığı halde kişinin kendini hasta ya da güçsüz göstermeye uğraşması. |
1540 | Seashore ölçerleri | İşitme ve müzikle ilgili temel yeteneklerden kimilerini ölçmek için geliştirilmiş bir dizi plaktan oluşan özel yetenek ölçerleri. |
1541 | seçimli dikkatsizlik | Renkli olarak yazılmış sayılar ya da çizilmiş biçimleri kısa bir süre için deneğe gösterip sorguya çekince, deneğin sayı ya da biçimleri anımsamasına karşın renkler konusunda izlenimsiz kalması. |
1542 | seçimli sessizlik | Ruhsal sağaltım ya da danışma sırasında sağaltılanın açığa vurmak istemediği tepkilerini gizlemek için baş vurduğu konuşmama durumu. |
1543 | seçimlilik | Algılamada, uyaranlar alanından kimilerinin seçilip kimilerinin ise görmezlik ve duymazlıktan gelinmesi. |
1544 | seçmeci uslamlama | Çelişik iki ya da daha çok görüş, kuram ya da dizgeden gerekli öğeleri seçerek yapılan uslamlama. |
1545 | seğirmeli kötürümlük | Özellikle istençli devinimlerde belirli kas kümelerinin gerilip seğirmesi ve kimi kas bölgelerinde de gerginliğin sürekli olarak artması biçiminde kendini gösteren bir sakatlık. |
1546 | ses belirlenmesi | Tek ya da iki kulakla ses kaynağının yön, uzaklık ya da her ikisi açısından değerinin ve yerinin kestirilmesi. |
1547 | ses kaynaşımı | Her iki kulağın ayrı ayrı aldığı seslerin tek ve bütün bir izlenim halinde birleşmesi. |
1548 | ses yitimi | Düzgülü konuşma sesini, beyin özürleri dışındaki örgensel ya da ruhsal nedenlerle yitirme. |
1549 | sevgeç | İlkel benliğe bağlı ve genel anlamda cinsel özlem denebilecek ruhsal güç ya da diriklik. |
1550 | sevgeç değişimleri | Sevgecin doygunluk eşiğiyle seçtiği dört ana yol. (1. Düşler yoluyla doygunluğun gerçekleşmesini sağlayan baskı 2. Yüceltme 3. Dilek ve duyguları karşıtlarına dönüştürebilme 4. Dıştaki bir konu üzerine yönelmiş içgüdüsel amacın benlik üzerine çevrilmesi.) |
1551 | sevgeç esnekliği | Doygunluk sağlamada dolaysız yollar kapalı olduğu zaman sevgecin dolaylı doygunluk yolları arayıp bulma yeteneği. |
1552 | sevgeç konusu | (Freud) Sevgecin yöneldiği ve duyar olduğu kişi ya da nesneler. |
1553 | sevi | Başka bir kişi ya da varlığa karşı duyulan, cinsel yönü olan ya da olmayan güçlü bir yakınlık ya da bağlılık duygusu. |
1554 | sevicilik | Kadınlarda cinsel ilginin birbirine yönelmesi durumu. |
1555 | sevinç | Hoşnut edici yaşantıların ortaya çıkardığı ve türlü dış belirtileri olan doyurucu bir coşku. |
1556 | sezgi | Yargılama ya da düzenli bir düşünce söz konusu olmadan kişinin edindiği bir düşünü ya da yargı. |
1557 | sezgisel öğrenme | Türlü ipuçlarının amaçla olan ilişkilerinin, ya da bir sorunun öğeleri arasındaki bağların sezgileme yoluyla kavranılarak öğrenilmesi. |
1558 | sezgisel tip | (Jung) Düşüncelerinde sezgiye geniş ölçüde yer veren kişi. |
1559 | sıcaklık noktası | Deri altında sıcaklık uyaranına karşı özellikle duyar olan sinir uçları. |
1560 | sıfırlık ayırma | Bir ölçer ya da ölçer maddesinin uygulandığı denekleri, dilenen ilkelere göre ayırabilmekte tümden yetersiz oluş. |