211 | baskı | Belirli ruhsal etkinlik ya da süreçlerin, kişinin isteği dışında bilinçaltına itilmesi ya da bilince çıkmasının önlenmesi. |
212 | baskı-gereksinme örüntüsü | (Murray) Bir kişinin dilek ve amaçlarını başkalarına benimsetme örüntüsü. |
213 | baskıya alma | (Freud) Belirli dilek ve anıları bilinçten uzaklaştırıp, onların yeniden ortaya çıkmalarını engelleme. |
214 | basmakalıp davranış | Belirli bir sorun durumu içinde özel koşulların ya da varılan sonucun değiştiremediği, hep aynı kalan davranış. |
215 | bastırma | Uygun görülmeyen istek ve anıları bilinçten uzaklaştırma. |
216 | başat davranış | Başkalarını yönetmeyi ve kendi istencine bağlamayı amaçlayan davranış. |
217 | başat göz | Görsel bir alanın incelenmesinde söz konusu olan uyaranlara karşı ilk yönelen göz. |
218 | başatlama | Belirli bir kişinin, başatlayanın dilek ve amaçlarını başka bir kişi ya da kişilere benimsetmesi. |
219 | başatlık duygusu | Bir kişinin dilek ve amaçlarını başkalarına benimsetme duygusu. |
220 | başkalaşım | Özellikle kişiliğin oturmuş niteliklerinin birdenbire dikkati çekecek değişimler göstermesi. |
221 | baştan kuyruğa gelişim yasası | Yaşamın başlangıcında yapısal ve devimsel gelişimin baş bölgesinden başlayarak yavaş yavaş uçlara ve kuyruğa doğru ilerlediğini benimseyen bir yasa. |
222 | bebek ölçeri | Bebeklik dönemindeki davranışsal gelişimi değerlendirmeye yarayan bir ölçer. |
223 | bebeklik | İnsan ve öteki canlılarda yeni doğan yavrunun yetişkinlerin bakımına tüm olarak bağımlı olduğu dönem. (Gelişim ruhbiliminde doğumu izleyen birinci yaş süresi.) |
224 | bebeklik ruhbilimi | Birinci yaş süresindeki gelişimi inceleyen ruhbilim dalı. |
225 | bebeksilik | Gelişmiş bir çocuk ya da yetişkinde gelişimin anlık ya da beden açısından ilkel bir aşamada kalması ya da bu düzeye doğru gerilemesi. |
226 | beceri | Karmaşık, devimsel eylemleri değişik koşullar altında da yeterlikle yapabilme gücü. |
227 | beden duruşu | Bedenin ve örgenlerinin yerçekimine göre aldığı duruş biçimi. |
228 | beden imgesi | Kişinin dinlenme ya da iş durumundaki bedenine değgin sürekli imgesi. |
229 | beden tipi | Belirgin birtakım beden özelliklerini kendinde toplayan tip. |
230 | beden tipi bilimi | Önemli ruhsal ve fizyolojik niteliklerin beden yapısıyle bir ilişkisi olduğu görüşüne dayanan, buna göre beden yapısını belirli tiplere ayıran kuramlara verilen ad. |
231 | beden yapısı | İnsanın, genellikle boy, ağırlık, kol, bacak uzunlukları ve deri özelliklerini göz önünde bulundurarak, beden yapısı yönünden gösterdiği nitelikler. |
232 | bedence özürlü | Örgenleri, düzgülü gelişimi engelleyecek kadar özürlü olan (kişi). |
233 | bedencil kişilik | (Sheldon) Kassal etkinliklere öncelik veren hareketli bir kişilik tipi. |
234 | bedensel yapı sınıflaması | Kretchmer ve onu izleyenlerin, insanları beden yapılarına göre astenik, piknik ve atletik biçiminde adlandırmaları. (Bu temel yapılara ek olarak, ara tip ya da yapılardan da söz edilir.) |
235 | bedensel yetmezlik | (Adler): Belirli bir örgenin biçim, büyüklük ya da güç açısından gösterdiği yetersizlik. |
236 | Behn-Rorschach ölçeri | Rorschach ölçeğine benzeyen bir dizi mürekkep lekesi ölçeri. |
237 | beklenim | İnsanın ya da hayvanın, içinde bulunduğu durumda algıladığı belirti ve ipuçlarının ne gibi oluşumlara yol açabileceği konusundaki tutum ve bekleyişi. |
238 | beklenti | Belirli bir olayın baş göstereceğinin sezinlenmesi sonucu ortaya çıkan ve canlıyı belirli bir dizi devimsel etkinliklere hazırlayan coşkusal gerilim. |
239 | beklenti kuramı | Tolman'a göre hayvanların öğrenme sürecinde, belli bir nesne ya da ipucuna karşı yaptıkları tepkinin, uzaktaki bir olay ya da nesneye bağlı oluşu kuramı. (Bu tür tepkilerin öğrenilmesi tepki ile sonuç arasında kavramsal bir ilişkinin kurulmuş olduğu anlam |
240 | belirgin ipucu durumu | İstenilen ereğe erişebilmek için gerekli olan bütün yol ve ipuçlarının açık olarak ortada bulunduğu bir öğrenme durumu. |