301 | dinleyici | Söylenen ya da çalınan bir şeyi dinleyen kimse. Radyo oyunlarının dinleyicisi gibi. |
302 | dinsel oyun | Orta Çağda kilisenin dinsel törenlerinden geliş-n XIII. ve XV. yüzyılda biçimlerini bulan oyunlar, (bk. Orta Çağ Tiyatrosu.) |
303 | dionysia | (Yun) Dionysos şerefine kutlanan törenlere verilen ad. Bunlar: 1. Büyük Dionysia ya da Kent Diyonysiası 2. Küçük Dionysia ya da Kır Dionysiası 3. Lenaia, üzüm töreni olarak üç çeşit olurdu. Kır Dionysiaları ve Lenaia bağ bozumu zamanı Büyük Dionysialar da ilkbaharda Nisan ayında yapılır ve altı gün sürerdi dört günü tiyatro temsilleri için ayrılmıştı. Büyük Dionysialar Yunanistan'ın en büyük törenleri idi. |
304 | dionysos | Yunan mitolojisinde Tanrı: Zeus ile Semele'nin oğlu nereden geldiği kesin olarak bilinmiyor. Kimi Trakya'dan, kimi Anadolu'dan, Yunanistan'a geldiğini söyler, (bk. Euripides: "bakkar'lar") Bu Yunan Tanrısı, doğa yenileyicisi ve yaşamın simgesi olan şarap Tanrısı (Lat. Bacchus)- Dionysos'un karşıtı Apollon Tanrısı olur. Dionysos'un simgesi Anlos'dur (nefesli alet). Apollon'un simgesi Lyro'dır (telli alet). Bu iki Tanrıdan gelen karşıtlı sanat akımları üzerinde Nietsche'nin tiyatro için çok önemli olan bir kitabı vardır: "Die Geburt der Tragödie aus dem Geiste der Musik" (Müziğin ruhundan tragedyanın doğuşu). |
305 | dip dekoru | Sahne üzerinde, dipteki bir aralıktan, açıklıktan (pencere, kapı gibi) ötede görünen resim ya da renkli pano. |
306 | dişi konuşmak | (Tul. ve Ort. O.): Komiğe ya da Kavuklu'ya nükte yapması için laf açmak. |
307 | ditirambos | Dionyzos şerefine söylenen, onun yaşamından, acı, tatlı, açık saçık serüvenlerinden söz eden koro ezgileri. |
308 | diya | Sahnenin dibinde, plastik beyaz bir gergi (ekrana) biçiminde kurulan dekor ardında projeksiyonla yansıtılan resim. |
309 | diyafram | Kimi ışıldaklarda, mercek düzeni içinde bulunan ve ışık niceliğini düzenlemekte kullanılan açılır kapanır mekanizma. |
310 | doğal tonlama | Duygularımızı, düşüncelerimizi, dilin gerektiği tonlamayı bozmadan söylemek. |
311 | doğru ses | Tiyatro konuşmasında yükseklik yönünde kendi ses bölgesinin dışına çıkmayan ses. |
312 | dolambaçlı deyim | Bir şeyi uzatıp süsleyerek söylemek "ıtnab". |
313 | dolantı | Oyun yazarınca bilinerek düzenlenen karışıklıklar. Tragedyada kişileri yıkıma, komedyada ise gülünçlü bir çözülüşe götüren çatallaşmalar. |
314 | dolantı komedyası | bk. entrika komedyası. |
315 | dolap çeviren | bk. entrikacı. |
316 | donanma | (Osm. Tiy.) Osmanlı İmparatorluğu zamanında büyük, zengin eğlence. Bu çeşit eğlenceler sultanların düğünlerinde, yaş günlerinde, tahta geçmelerinde ve sünnet düğünlerinde yapılırdı. |
317 | dossenus | Atellan Komedyası'nda bilgiçlik taslayan aydın tipi. |
318 | döner pano | Önceden kurulmuş dekorlu sahneleri, seyirciye birer birer göstermek için ekseni çevresinde dönen sahne. Çeşitli oyun sahnelerinin kolayca seyirci önüne getirilmesinde kullanılan sahne. Japonya'da birkaç yüzyıl önce kullanılmakta olan döner-sahneyi Avrupa yeni keşfetmiştir, ilk kez olarak da 1896 yılında, Münih'te, Mozart'ın "Don Giovanni" operasında kullanılmıştır. Bunu da çok sanatlı olarak Max Reinhardt Shakespeare yapıtlarının sahne düzeni için kullanmıştır. |
319 | dönüm | bk. peripeti. |
320 | dördüncü duvar | Sahnenin seyirciye çerçeve biçiminde açılan ağzı. Bu terimi, XIX. yüzyılda, ilk kez Andre Antoine ortaya atmıştır. Antpine, sahnenin seyirciye açılan ağzını saydam bir duvar kabul ediyor, oyuncuların seyircileri görmemeleri ve böylece dikkatlerini tüm kendi rollerine toplamaları gerektiğini savunuyordu. İbsen'in ve Gerhart Hauptmann'ın ilk yapıtlarının sahne düzeni için uygun görülmüştür. |
321 | dört tragedya çeşidi | Aristoteles'e göre tragedyanın dört çeşidi vardır: 1. Karmaşık, 2. Ahlaki, 3. Yalınç, 4. Felaketli. |
322 | dörtleme | 1. Antik tiyatroda oyun yazarının yarışmaya katılmak için yazmak zorunda olduğu üç tragedya ve bir satır oyunun tümüne verilen ad. 2. Bir konunun dört ayrı aşamasını izleyen dört ayrı oyunun tümüne verilen ad. Örn. Aiskhylös: "Öresti" ve Hauptmann' "Iphigenia" dörtlemesi. |
323 | dörtlü dans | Dört balet dansçısının birlikte dans etmesi. |
324 | dram | (Yun. Drama) 1. Lirik ve epik yanında üçüncü bir edebiyat türü. Genel olarak tiyatro yapıtlarının konuşma düzeni için kullanılır. 2. Sahnede oynanmak üzere konuşmalı olarak yazılmış karşıt oluşların çatışmasıyla gelişen oyun. 3. Halk dilinde ciddi oyun. |
325 | dramatik | 1. Dramla, yani oyun türü ile ilgili olan. 2. Oyun türü ile kesin ilintisi olmadan, içinde gerilim, çatışma, zengin olaylar, karşıtlıklar bulunan herhangi bir yapıt ya da olay. 3. Zaman ve konu bakımından gerilimli ve bölümlü yoğunluğu olan bir yapıt türü |
326 | dramatis personale | (Lat.) Oyun kişilerinin listesi. Çevirisi: "Dram yapıtı kişileri". |
327 | dramaturg | Dram yazarlığının tekniğini bilen uzman. İlk anlamı ile: Oyun yazarı ve yönetici. Sonra oyun uzmanı ve eleştirmeni. Şimdiki anlamı ile: Tiyatro yönetkesinin tiyatro bilim ve sanat danışmanı. Başlıca görevleri şunlardır: 1. Dünya tiyatro merkezlerinde yeni sanat akımlarını gözlemek, buralarda ortaya sürülen yeni yapıtları incelemek ve oyun çizelgesine alınması gerekenleri ana dile çevirtmek. 2. Gönderilen yapıtlar arasından seçme yapmak, yapıtın sahneye aktarılışında edebî değerini korumak, repertuvar için öneri hazırlamak, eski yapıtları yeniden sahneye uygulamak 3. seyirciler için, program dergisini yönetmek, böylelikle de tiyatro çalışmalarını yaymak ve tanıtmak, tiyatro konusunda araştırmalar yapmak 4. Tiyatro arşivini ve kütüphanesini düzenlemek ve yönetmek. Aynı görevler, radyo ve televizyon dramaturgları için de söz konusudur. |
328 | dramaturgi | Oyun yazarlığı ve tiyatro gösterisi sanatı. İki bölümde ele alınır: 1. Teorik Dramaturgi: Oyun yazımı, oyun yazma kuralları ve tekniği bilimi. 2. Pratik Dramaturgi: Bir oyunun sahneye konması işi. Örn. Dramaturgi üzerine ilk yapıt M.Ö. 362-360 yıllarında yazılmış olan Aristoteles'in "Poetica" sıdır. (bk. poetika) İkinci önemli örnek de: Lessing'in "Hamburgische Dramaturgie - Hamburg Dramaturgisi. |
329 | dublör | bk. yedek. |
330 | dudak boyası | Dudaklara sürülen çeşitli renklerde boya. |