31 | alttan ışıklama | Yere yakın ışık kaynağından sahneyi aydınlatma (bk. ön lambalar). |
32 | amatör | Meslekten olmayan, kazanç göstermeksizin sırf hevesinden ötürü bu işi yapan. Acemi, tecrübesiz (hevesli). |
33 | ana çizgi | Oyunun belkemiği, ana olaylar dizisi ayrıntısız olarak ana bölümleme. |
34 | ana şalter | Tiyatronun bütün ışıklarını kesip açan elektrik anahtarı. |
35 | anahtar vermek | Komiğe nükte yapması için laf açmak. |
36 | analitik yöntem | Çözümsel yöntem olayları oluş sırasında trajik çatışmaya götürmeyen, tersine oyuna trajik çatışmadan girip bunun nedenlerini, geriye doğru giderek yavaş yavaş bulgulayan kuruluş yöntem. Örn. Sophokles: "Kral Oidipus" |
37 | anapiyesma | Antik oyunlarda kişileri mekanik olarak yerden kaldırmaya yarayan makine. |
38 | anıştırma | Bir olayı hatıra getirecek bir sözü, bilerek söyleme. |
39 | anlam aykırılığı | Karşıt anlamlı sözcüklerin, sözlerin bir araya gelmesi. |
40 | anlamdaşlık | İki anlama gelen bir sözcüğün bilinerek ya da bilinmeyerek yanlış anlama alınmasından doğan güldürücülük. |
41 | anlatım aracı | Bir şeyi anlatmada kullanılan gereç ya da eşya. |
42 | antagonist | Oyun kahramanı ile çatışan, karşı yanı tutan kişi. (Karşıt kişi). |
43 | anti tiyatro | lonesco'nun, Genet'nin ve daha bir takım öncü yazarların oyunları için kullanılan bir terimdir. Kabul edilmiş tiyatro kurallarının her yönden dışına çıkan, gerçekçiliğe karşı olan tiyatro türü. |
44 | antik komedya | M.Ö. 500 yılına doğru başlayan ve 200 yılına kadar süren en eski Yunan ve Roma komedyası. Yunan Komedyası üç basamakta gelişmiştir: 1. Eski komedya (Aristophanes), 2. Orta Komedya, 3. Yeni Komedya (Menander). Bu yazarların etkisi altında gelişmiş aristocu olmayan tiyatro [46 - 61] Latin Komedyası da, özellikle Plautus ile Terentius (bk. Palyata Komedyası). |
45 | antik tiyatro | Eski Yunan ve Roma tiyatrosuna verilen ad. |
46 | apar | 1. Oyuncuların sahnede, seyircilerin duyacağı ama sanki öbür oyuncuların duymayacağı biçimde kendi kendine konuşmaları. 2. Oyuncunun seyirciye dönerek konuşması (Seyirciye sesleniş). |
47 | aptal | (KUK.): Dalkavuk tipi. |
48 | ara alkışı | Perde kapanmadan ya da oyunun bir bölümü bitmeden seyircinin alkışlaması. |
49 | ara muhavere: | (Kar.): Karagöz ile Hacivat arasındaki konuşmayı uzatmak için eklenen söyleşme. |
50 | ara oyunu | 1. Rönesansta iki oyun ya da gösteri arasında oynanan müzikli ve mitolojik oyun. 2. Bir büyük oyunda yapıtla ilgili kısa bölüm. |
51 | arabesk | (Bal.): Dansçının bir ayağı üzerinde durup bir bacağını, bir kolunu arkaya, öbür kolunu öne uzatmasıyla ortaya çıkan duruş. Bu duruşun çeşitleri vardır. |
52 | arabis | (Tul.): Kantoda doğu giysileriyle yapılan dans. |
53 | aragoz | (İsl. Tiy.): Mısır'da eskiden oynatılan bir kukla türü. Karagöz'den bozma olabilir. |
54 | arap | (Kar.Ort. O.): Bir tip: ya baklavacıdır, ya hırsız, ya da dilenci. |
55 | arap halayık | (Kar.): Zenci kadın tipi. |
56 | arazbar | (Ort. O.): Konuşma. |
57 | arena | bk. Alan. |
58 | aristocu olmayan tiyatro | 1. Aristoteles'in önerdiği kurallara ters bir yolda davranılarak ortaya çıkarılan tiyatro türü, 2. Bertold Brecht'in Anlatımcı Tiyatrosuna (Epik Tiy.) ve kendi aralarında bağlantısız tablolar zinciri kullanan başka akımlara verilen ad. Bu tür tiyatroda, Aristoteles'in arınım (katharsis), psikolojik gelişim ve trajik akım, bulgu anlayışına karşı durulur. |
59 | Aristocu tiyatro | Üç-Birlik Kuralı (yer, zaman, olay) ile kurulu, dinsel niteliği olan tiyatro. Seyirciye acıma ve dehşet duyguları vererek ruhu tutkulardan arıtma (katharsis) yolunu öngören tür. Bunlar, daha çok tragedya türündeki oyunlar konusunda düşünülür. |
60 | arka müziği | Bir oyunda hareket ve sözlerin yanısıra etkiyi artırmak için yer alan hafife çalınan müzik. |