Tiyatro - XML


IDTerimAçıklama
571içice giren destekSahne gerisindeki ışıkların konduğu ve oyuklu ayakların içice girip çıkabildiği için yükseltilip alçaltılabilen destek.
572ihtiyar(Tul. Kuk.) Türk kuklasında İbiş'in karşısında oynayan ön kişi. İbiş İhtiyar'ın uşağıdır.
573ikili dansiki dansçının birlikte oynaması.
574ikili oyunİki kişi arasında geçen oyun.
575ikincil oyuncubk. denteragonist.
576ilk oynanımBir oyunun seyirci önünde ilk oynanışı.
577illüzyon tiyatrosuBaşlıca iki tiyatro anlayışından biri. Bu tür oyunlar, seyircinin, dramatik yönden, sahnedeki olaylar a-onları yaşıyormuş gibi- katılmasını sağlar, (bk. benzetmeci tiyatro.)
578inişbk. tersine kerteleme.
579intendantAlmanya'da devlet ya da Kent Tiyatrosu Yöneticisi. Bu kimsenin yönettiği tiyatro birden çok ise "Genel İntendant" adını alır. Üç hakkı vardır: 1. Sanat alanında sorumluluk özgürlüğü. 2. , Tiyatro personellerinin, özellikle de sanatçılarının sözleşmelerini yapmak ve bir nedeni varsa sona erdirmek. 3. Önerilen oyun çizelgesini (repertuvarı) onaylamak ve hangi sahne düzenleyicilerinin (rejisörler) hangi eserleri sahneye koyacaklarını saptamak, sonunda önerilen rol dağıtımını karar altına almak. [Türkiye'de tek tiyatroyu yöneten: Tiyatro Müdürü, birçok tiyatroyu birden yöneten: Tiyatro Genel Müdürü.](Sanat Yönetmeni).
580ipli kukla(Kuk.) Organları iple hareket ettirilen kukla. Türkiye'ye bunu ilk sokan Thomas Holden adlı bir İngilizdir.
581iskeleSahne işçilerinin ve ışık uzmanlarının çalıştığı sahne iskelesi.
582iskemle kuklası(Kuk.) Eskiden, daha çok çingenelerin oynattığı ilkel bir kukla türü.
583işaretAnadolu'da sessiz ve sözsüz oyunlara verilen ad.
584işaret ışığıGiriş ve çıkışları, başlayış ve bitişleri gösteren ışık.
585işaret tahtasıOyundaki başlangıç ve bitişleri, giriş ve çıkışları haber veren ışıkların denetlendiği tahta. Bu işaret tahtasını temsil sırasında ancak Kondüvit (sıracı) düzenler.
586işlikDekor, kostüm, aksesuvar, butafa v.b. hazırlamak için çalışma yeri, atölye.
587iyi kurulu oyunXIX. yüzyıl başında, Fransa'da tekniği ve tutumu tam bir oyun kuruluşudur. Oyunun bölümleri önceden tasarlanır. Konuşmalar tam bir mantık gelişimiyle düzenlenir. Her oyunun başında seyirciye bir giz açıklanır. (bk. giz) Bu giz yoluyla seyircinin merakı sahneye çekilir.
588izlenimci tiyatrobk. empresyonist tiyatro.
589Japon tiyatrosuBelli bir yabancılaştırma ile oynanan oyunlar, (Çin tiyatrosunda olduğu gibi) Bütün tiyatro öğelerinden (müzik, dans, ezgi, mimik, hareket, maske, giysi vb..) yararlanılır. Stilize dekor ve simgesel eşyalar kullanılır. Batı tiyatrosu Japon tiyatrosundan "çiçek yolunu" ve döner sahneyi aldığı gibi, yabancılaştırma etmenini de aktarmıştır, (bk. kabuki, "no" tiyatroları.)
590jestÇoğu kez alışılagelmiş ve kalıplaşmış vücud hareketi. Oyuncunun ya da hatibin kullandığı hareketler.
591joruri(Jap.) Kukla tiyatrosuna verilen ad.
592kabare tiyatrosuİğneleyici, yerici, taşlayıcı (daha çok aktüel olan) konuları kapsayan skeçlerin oynandığı, monologların, şarkıların ve şiirlerin söylendiği küçük tiyatro. Bu tür tiyatro, ilkin 1881 yılında ressam R. Salis'in Monmartre'deki "Chat Noir" adlı kahvehanesinde başlamıştır. Berlin'de 1901 yılında Alman sanatçısı E. V. Wolzogen "Übertritt" adında benzeri küçük bir tiyatro kurmuştur. Birkaç yıl sonra da Max Reinhardt "Schail und Rauch" adlı bir Kabare tiyatrosu yönetmiştir.
593kabloYüksek akımlı elektrik kordonu.
594kabukiJap. Ka- Ezgi, Bu - Dans, Ki - Beceriklilik sözcüklerinin bir araya gelmesinden ortaya çıkan Kabuki soyluların tiyatrosu olan "No" ya kıyasla günlük yaşama yönlü Halk tiyatrosu.
595kaburcakTürkistan'da kukla oyununa verilen ad. (bk. kolkorçak)
596kaçınılmazlıkTrajik suç sonucu kahramanın başına gelecek felâketlerin önüne geçilememezlik.
597kadı(T.K.O.) Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen ad.
598kadın oyuncuBir oyunda rol alan kadın sanatçı.
599kahramanOyunun baş kişisi bk. protagonist.
600kâhya(T.K.O.) Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen ad.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir