781 | more | (Kar.):Arnavut'un söylediği her tümceye eklediği sözcük. |
782 | moritat | Alm. Morttat (Cinayet) sözcüğünden gelmedir. Ezgilerde "Moritat" biçimini almıştır. Laternacıların ve sokak ezgicilerinin korkunç olayları resimlerle gösterirken her birine birer deynekle de işaret ederek, resme uygun, çok yalın dizeli ezgiler söylerler. Bu halk gösterileri çağdaş tiyatroya geçmiştir, ilk olarak da Almanya'da Frank Wedekini kullanmıştır. Bertold Brecht de çok karakteristik bir biçime çevirmiştir. Örn. B. Brecht: "Dreigroschen Oper" (Beş paralık Opera) adlı yapıtının baş ezgisi. |
783 | moruk | (Körm. O.):Tulûat tiyatrolarının oyunlarında yaşlı adama verilen ad. |
784 | motif | [Lat. motivus - gütmek] Güdü. Birçoğu yanyana gelerek bir tiyatro yapıtını geliştiren ve kendi başlarına birer varlık olan öğe. 1. Motif ikiye ayrılır: a) Ana motif (bk. leitmotiv), b) Yan motif. 2. Yazara işlemek üzere gereçi aldıran neden. 3. Oyuncuya oyunda davranışını yaptıran neden. |
785 | mudhik | (Körm. O.):Eski Türk sahne oyunlarında güldüren oyuncu. |
786 | mudhike | (Körm. O.):Güldürü. |
787 | muhacir | (Kar. Art. O.):Karagözde ve Orta oyununda Rumeli'den gelme, yüksekten atan ve çoğu kez güreşçi olan bir tip. |
788 | muhavere | (Kar. Ort. O.):1. Karagöz ile Hacivat'ın oyuna başlama konuşmaları. 2. Kavuklu ile Pişekâr arasındaki söyleşme. Orta oyununun birinci bölümündeki karar. |
789 | mukaddem | (İsl. Tıy) Arap gölge oyununu oynatan törenci başı aynı zamanda gölge oyununun baş kişisi Arap gölge oyununda Hacivat'ın karşılığı. |
790 | mukallit | (T.K.O.):Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen ad. |
791 | musiki söyleşileri | (Kar.):Hacivat ile Karagöz arasında alaturka musiki üzerine geçen konuşma.Hacivat bütün bilgisini ortaya dökerken Karagöz birşey anlamadığından bunlara karşılık gülünç sözler uydurur. |
792 | muslu | (Kar.):Karagöz oyununda Aşık Hasan'ın oğlu. |
793 | mutlu son | Bir oyunun sonuçta tatlıya bağlanması. Çoğu kez sevgililerin birleşmesiyle beliren mutlu sonuç. |
794 | mührebaz | (Körm. O.):Yuvarlak taşlarla göz bağcılık ve el çabukluğu gösteren oyuncu. |
795 | müzik tiyatrosu | Opera yönetiminden ayrı olarak ilk kez Richard Wagner'in (1813-1883) önerdiği terimdir. Bu oyunların tiyatro yanı ağır basar. Müzik, destekleyici niteliktedir. Örn. Cocteau-Stravinsky, Claudel-Honneger Wedekind-Berg gibi yazar-besteci işbirliği ile ortaya çıkmış yapıtlar. |
796 | müzikli güldürü | Müziğin eşliğiyle yürütülen bir güldürü. Müzikli güldürünün sanatçıları, iyi birer tiyatro oyuncusu oldukları kadar, dans etmesini, şarkı söylemesini de bilirler. |
797 | müzikli oyun | Müzik eşliğinde yürütülen, daha çok Amerika'dan gelen modern bir tiyatro yapıtı. |
798 | müzisyenler odası | Orkestradaki müzisyenlerin dinlenme odası. Bu oda, çoğu kez sahnenin altında bulunur. |
799 | nakkal | (isl. Tiy.) İran'da hikâye anlatıcı. |
800 | nanay | (T.K.O.):Orta Anadolu'da ağır danslara verilen ad. |
801 | nareke | (Kar.):Karagöz oyunu başladıktan sonra göstermeliği perdeden kaldırırken çalınan alet. Ucuna sigara kâğıdı gerilmiş, arılar gibi vızıltılı bir ses çıkaran kamış düdük. |
802 | nas | (Kar.):Karagöscülerin "gitmek" sözcüğü karşılığında kullandıkları terim. |
803 | natır | (Kar.):Kadınlar hamamında çalışan baş görevli tip. |
804 | naturalist tiyatro | Ayrıntıları doğayı örnek alarak işleyen bu tiyatro türü, yaşam gerçeğini en küçük ayrıntısına varıncaya dek işler. Tartışma açacak konuları ele alır verirdeler. Küçük adamın varlığını bilimsel yoldan göstermeğe çalışır. Bu akım üzerinde XIX. yüzyıl sonu düşüncesinin, özellikle "pozitivist" felsefenin büyük etkisi olmuştur. Zola'nın etkisi altında Fransa'da Andre Antoine'ın "Theâtre libre" i, Almanya'da Otto Brahm'ın "Freie Bühne" si, kurulan ilk naturalist tiyatrolardır. |
805 | naturalizm | Doğacılık. Sanat alanında 1880-1900 yılları arasında, doğa bilimleri üzerine kurulan insanları, kalıt, çevre ve toplum durumuna göre inceleyen ve biçimlendiren akım. Bu akım Zola, Tolstai ve Dostayevski'nin romanlarından çıkmış ve drama da geçmiştir. (Örn. lbsen ve Gerhart Hauptmann). |
806 | nekre | (Ort. O.):Gülünç sözlerle, çeşitli hünerli hareketlerle seyirciyi güldüren tip. (bk. Kavuklu.) |
807 | nev-icat hayal | (Kar.):Karagöz oyununun tasvirlerini kesmede kullanılan ucu çok keskin bıçak ya da keski. |
808 | niyet süresi | Stanislavski yönteminden: Oyuncunun "niyet" inin başlangıcından bitimine dek geçen süre. |
809 | no oyunu | (Jap.) Japonya'da, Aristokrat ya da savaşçı sınıf (Samurai'ler) için oynanan ezgili, danslı, dinsel niteliği olan en eski oyun biçimi. "No" oyunu'nda her sözcük, her hareket en ince ayrıntısına değin değerlendirilir. |
810 | nümayiş | (İsl. Tiy.) İran'da halk tiyatrosuna verilen ad. |