931 | perde bölümlü oyun | Dramatik olayı genel olarak üç ya da beş perdeye bölen kuruluş biçimi. Sonraları bunların yerini bir ya da iki bölümlü oyunlar almıştır. |
932 | perde gazeli | (Kar.) Karagöz oyunu başlamadan önce Hacivat'ın söylediği gazel. |
933 | perde küsat etmek | (Kar.): Karagöz perdesini kurmak. |
934 | perendebaz | (Körm. O.): Takla atarak hüner gösteren oyuncu. |
935 | perili komedya | Cinler, periler üzerine yazılan hayalî komedya. |
936 | perili oyun | Bir peri oyununu konu olarak alan zengin donatımlı oyun türü. |
937 | peripeti | (Yun. Peripeteia = beklenmedik dönüm) Aristoteles'e göre, oyun kahramanının alın yazısında beklenmedik bir değişme. Bahtın dönmesi. |
938 | periyaktoy | Eski Yunan tiyatrosunda eksenleri çevresinde dönen üçgenler. Bunların iç yüzüne bakan başka resimler yapılıp sahne değişimleri sağlanırdı. "Skene" üzerinde altı "peryaktoy" a kadar kullanılırdı, (bk. telari.) |
939 | persiflaj | Alay, istihza. Tiyatroda, bilinen tarihsel ya da günlük bir konuyu alıp yazarın kendi imgelemine göre gülünçlü ama anlamlı bir duruma sokması. Örn. Julius Hay: Beygir. |
940 | perspektif | (Lat. perspicere = derinliğine bakma) Geriye doğru ufalan düzeniyle Rönesansta derinlik duygusu verme. XV. yüzyıl ortasında İtalya'da resim sanatında (Masaccioi Mantegna) yer almış, tiyatroya İtalyan mimarı Serbio ile geçmiş ve 1508 yılından sonra da gelişmiştir. |
941 | perspektifli sahne | İlk kez XVI. yüzyılın başlarında İtalya'da Bramante ile Peruzzi'nin ortaya attığı Serlio'nun geliştirdiği bir sahne türüdür. Sonraları bütün Avrupa tiyatrosunu etkilemiş, Barok çağı da bunu benimsemiştir. Sahne döşemini seyircinin görüşüne göre düzenlemeyi erek edinir. |
942 | pes tahta | (Kar.): Perdenin alt bölümünde rafa benzeyen ışık tahtası. |
943 | peycent | İngiltere'de Ortaçağda bir kesimi bir arabadaki oyuncular tarafından oynanan, o sahne bitince başka bir alana girip yerini öbür kesimi oynayacak arabaya bırakan, altında soyunma bölümü bulunan iki katlı, altı tekerlekli sahne. |
944 | peyk | (T.K.O.): Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen ad. |
945 | pırıldak | Güçlü, parlak ışık veren lamba. |
946 | pinakes | Eski Yunan tiyatrosunda ilk kez akustik nedenlerle "skene" nin sütunları arasına konan tahtalı ve boyalı pano. |
947 | pişbop | (Kar.): Beberuhi'nin Karagözcü argosundaki adı. |
948 | pişekâr | (Ort. O.):Orta oyunu başladığı zaman ilk gözüken tip. Başında dört dilimli ve dört renkte (kırmızı-mavi-sarı-kara) bir başlık taşır. Mavi ya da sarı çuhadan kara kürkle donanmış bir cüppe, bir de çakşır giyer. Ağır ağır, güçlükle yürüyormuş gibi sahneye çıkar. Orta oyunu'nun götürücüsü, düzenleyicisi gibidir. |
949 | piyav | (Ort. O.):Düşünce, fikir. |
950 | piyero | Klasik Fransız tiyatrosunda, İtalyan tulûat tiyatrosunun etkisiyle çıkmış romantik bir soytarı tipi. |
951 | plastik | Oyuncu oynarken yumuşak, uyumlu bir hareket sırasıyla gereğine göre- gövdesini ve gövde organlarını kımıldatacaktır. Stanislavski yönteminden. |
952 | poetika | Aristoteles'in şiir, dram sanatı, epik konuları kapsayan ve kurallar öneren kitabı. Bu kitabın komedya üzerine olan bölümü ele geçmemiştir. Aristoteles, bu kitabı M.Ö. 363 - 360 yıllarında yazmıştır. |
953 | politik tiyatro | Alman rejisör Erwin Piscator'un kitabına bu başlığı vermekle ortaya attığı bir terimdir. Siyasal gelişimleri konu yaparak insanların daha iyi yaşamalarını savunan, seyircinin duygusundan çok usuna yönelen bir tiyatro türüdür. Bu türde, filim, projeksiyon, hareket eden sahne tabanı ya da şerit gibi araçlar kullanılır. Piscator'un "politik tiyatrosu" nu, Brecht'in Epik tiyatrosunu etkilemiştir. |
954 | poz kesme | Rolü, oynanması gereken ölçüden daha abartılı, gereksiz ve aşırı sert vurgulamaları ve duraksamalarla oynamak. |
955 | prodesse et delectare | (Lat. - yararlı olmak ve eğlendirmek): Horatius'un Ars Poetika'sında geçen bir deyimin kısaltılmış biçimidir. Yazarların, seyirciyi, hem eğlendirmesi, hem de hayal için yararlı yapıtlar vermesi gerektiğini savunan kuram. |
956 | prodüktör | Bir oyunun bütün yönetim işlerini yüklenen ve sermayesini sağlayan kimse. |
957 | program dergisi | Bir tiyatronun oynadığı oyun, rol dağılımı, yazarı hakkında bilgi veren, içinde tiyatro ile ilgili başka yazılar ve çeşitli rakamlar bulunabilen paralı ya da parasız dağıtılan küçük dergi. Avrupada her yapıt için ayrı bir dergi çıkar. |
958 | projeksiyon | Işıklı bir kaynaktan sahneye, sahne üstüne, bir ekrana ya da perdeye yansıtılan resim ya da yazı. |
959 | propaganda oyunu | Seyirciye belirli bir düşünceyi siyasal, toplumsal vb. görüşleri benimsetmek amacı ile yazılmış oyun. |
960 | proskene | (Yun. Proskene = Skene'nin ön yanı): Eski Yunan tiyatrosunda esas oyun yeri. Bugünkü tiyatroda ön sahne. |