1081 | skene | (Yun. Skene = çadır) Eski Yunan tiyatrosunda önce oyuncuların soyunup giyindikleri, sonra dekorların durduğu yer. Önce bir çadırken sonra ahşap (tahtadan) bir kulübe, daha sonra taştan üç kapılı bir bina olmuş ve gittikçe büyümüştür. |
1082 | skinnis | Eski Yunan tiyatrosunda satirik oyunların dansları, (bk. satyr oyunu.) |
1083 | sogetto | Commedia dell'Arte oyununun taslağına verilen ilk ad. |
1084 | sokak oyunları | Sokaklarda hokkabazlık yapan, skeçler oynayan ve buna karşılık seyredenlerden para toplayan küçük topluluk. |
1085 | son antik komedya | Antik Yunan komedyasının İskender zamanına raslayan incelmiş dönemi. |
1086 | son çalışma | Genel çalışma (prova). İlk temsilden bir gün önce dekor, giysi, efektler, ışık gibi bütün öğelerin katıldığı prova. |
1087 | son söz | bk. epilog. |
1088 | sopalama | 1. Commedia dell'Arte'den alınma, hareketli, gülünç sahneleri olan, kaçıp kovalamacalar, sopa vurmalar ve dayak atmalarla gelişen sahneler ya da geçişler. 2. Türk kukla Karagöz ve Tulûat oyunlarında da "sopalama"lara raslarız. |
1089 | soprano | İnce kadın sesi. |
1090 | soru tonlanmaları | Soru tümcelerinin tonlanmaları. |
1091 | sorun oyunu | Çözümlenmesi gereken (bireysel ya da toplumsal) sorunları konu edinen oyun. |
1092 | soti | Çılgınlık oyunu. XV. ve XVI. yüzyıllarda, Fransa'da eğlence ereğiyle yazılmış, kişileri çılgınlıkları içinde gösteren, çoğu kez temel olayı bulunmayan, dinsel, siyasal taşlama oyunu. |
1093 | soyguncu | (Ort. O. Sey. O.):Çengileri soydurup giydiren kadınlar. |
1094 | soylu dansçı | Beş kadın dansçıya eşlik eden klasik dans ustası. |
1095 | soytarı | Bir oyunda, skeçte ya da sirkte gülünç hareketler ve sözlerle çevresindekileri güldüren oyuncu. |
1096 | soytarılık oyunu | bk. buf. |
1097 | soyut tiyatro | Önce resim sanatında kullanılan "soyut" terimi daha sonra, biraz değişik anlamda tiyatroya girmiştir. Olaylar dizisini ve oyuncu türünü gerçekçilik erklerinden ve alışılagelmiş mantık düzeninden kurtarmak amacını güden, bir bütünlüğü olan tiyatro türü. İç dünyayı gerçek olarak alır. Konuşmalar ve oyun kişileri biçimsel ve anlamsal yoldan bozulur (deforme edilir), karikatürleştirilir. |
1098 | soyutçuluk | XX. yüzyılın başında çıkan ve sanatta konunun yalnız genel ve soyut biçimini hatırlatacak anlatış araçları kullanan öncü akım. (bk. saltçılık.) |
1099 | söylenme | bk. monolog. |
1100 | söyleşme | (Ort. O.) Orta oyununun birinci bölümü. Kavuklu ile Pişekâr arasında geçen konuşma. (bk. muhavere.) |
1101 | söz noktalaması | Tiyatro konuşmasında bir parçanın söylenmesinde kullanılan noktalama. |
1102 | stanislavski yöntemi | Konstantin Stanislavski'nin (1863 - 1938) oyunculuk yöntemi. Oyuncunun duygu ve us yönünden kendini rolüne hazırlaması ve çalıştırması. |
1103 | stasimon | Eski Yunan tiyatrosunda iki epejzodia arasında sahne boşken, koronun orkestra alanında ayakta durarak söylediği ezgi. (bk. koro.) |
1104 | sturm und drang | XVIII. yüzyılın ikinci yarısında, Almanya'da yazar ve ozanlar, us'u ön planda tutan Antan Auflörung (= Aydınlanma) akımına karşı, Rousseau'nın doğaya dönme gerekliliği düşüncesini benimserler ve kurallarla toplum bağlarını parçalayan coşkun davranışlariyle yeni bir akım yaratırlar (1767-1785) Bu akım adını, Alman yazarlarından F. M. Llinger'in ayni adda yazdığı dramından alır. Klasik çağ öncesidir. Fransızların ilk Alman romantizmi dedikleri akımdır. Örn. Goethe'nin gençlik dramı: "Götz von Berlic-hingen" ile Sihiller'in gençlik dramı: "Die Rönber" (= Haydutlar). |
1105 | su oyunları | 1. Roma tiyatrosunda içi su dolu bir arena içinde yapılan gösteriler. Sonradan Tiber Irmağı'nın kıyısında yapılan bir tiyatroda bu oyunlar oynanmağa başlanmıştır. Bu oyunlar "Naumachio" olarak tanınır. 2. Barok çağda Avrupa saray bahçelerinde düzenlenen şenliklerde büyük havuzlarda yapılan gösteriler. 3. (Körm. O.) Şehzade düğünlerinde ve önemli günlerde Osmanlı Sultanlarınca hazırlanan eğlencelerde büyük çaptaki su oyunları. Su üstünde savaş, canavarla boğuşma gibi sahneler yer alırdı. |
1106 | su yolu | Barok çağda, ilk kez, sahne üzerinden bir kayık geçirmek ereğiyle içine su konan, iki yanı yüksek kanal ya da yol. |
1107 | suflör | Oyunu metinden izleyen, unutulan tümce başlarını fıslayarak oyuncuya hatırlatan görevli kişi. |
1108 | sunak | Antik Yunan tiyatrosunda şenlikler başlamadan önce Yunanlıların tanrılarına ve özellikle Dionisos'a şarap sundukları, kurban kestikleri yer. |
1109 | sûretbâz | (Kuk) Eski Türklerde Kukla oynatıcı. |
1110 | susamcı | (Kar.):Karagöz oyununda, hamamda susam helvası satan zenci. |