1231 | tiz bölge | Bir sesin tiz tonlarının toplandığı bölge. |
1232 | tnonodram | Tek oyun kişisi olan oyun. |
1233 | togata komedyası | Roma yerli konulu ve giysili Latin komedya türü. (Toga - Eski Romalıların üzerlerine giydikleri giysi) Yunan töre ve akımlardan ayrılan bir akımın adıdır. Olaylar Roma'da geçer. Roma'da geçmezse bile, Palyata türünde olduğu gibi Yunanistan'da geçmez. |
1234 | tongur | (T.K.O.): Anadolu'da oyunları düzenleyene verilen ad. |
1235 | toplayıcı ışık | Işığı, dar bir alana yönelten stüdyo lambası. |
1236 | topluluk oyunu | Oyuna katılanların her birinin uyuşmaiçinde bir bütün kurabilmeleri, içlerinden biri sivrilmeden, başarının eşit dağıldığı oyunculuk. Takım oyunu. |
1237 | toplumcu oyun | İşçi hareketleriyle ortaya çıkmış, toplumun ekonomik durumuyla ilgili oyun. Gerçekçi tiyatronun son yazarları toplumu konu olarak almışlardır. Çağımızda bu eğilim, özellikle ilk kez G. Hauptmann'da sonra da genç kuşak İngiliz yazarlarında izlenmektedir. |
1238 | toplumsal oyun | Toplum sorunları üzerine eğilerek tartışan ve ahlak yönünden tutumu olan oyun. |
1239 | toramanlı karagöz | (Kar.): 1. Cinsel organları olan Karagöz tasviri. 2. Bu tasvirlerle oynanan açık saçık Karagöz oyunu. Bu tür oyunlar Lâle devrinde ortaya çıkmıştır. Çoğu zaman soylu kişilerin köşklerinde oynanırdı. |
1240 | tökezlemek | Sahnede sözleri tam olarak söyleyememek. Yanlış şeyler söylemek ya da duraksamak. |
1241 | töre komedyası | Günlük olaylardan, özellikle belirli bir dönemin ve sınıfın belirli törelerinden hareket ederek, ahlakçı bir açıdan bunların zayıf yanını gülünçleştiren, toplumsal zararlarını keskin bir yolda belirten komedya türü. |
1242 | törenci başı | Bir töreni, gösteriyi yöneten kişi. |
1243 | tragedya | (Yun. "Tragos - keçi ile Ode - ezgi). "Keçi ezgisi" anlamında ortaya çıkmıştır. Sonradan özel bir türün adı olmuştur. Antik ve Klasik tanıma göre, yüceltilmiş sözlerle yazılan, bir kahramanın iyi bir durumdan kötü bir duruma düşmesiyle, duyusal arınmayı sağlayacak acıma ve korku duygularına yönelen bir oyun türü. Klasik anlayışta manzum olarak yazılan tragedya, daha sonra düzyazıyla da yazılmıştır. (Örn. Aiskhylos, Sophokles, Euripides, Corneille, Racine, Goethe ve Schiller). |
1244 | tragedyanın öğeleri | Aristoteles'in Poetika adlı yapıtında tragedyanın şu öğeleri taşıması önerilmiştir: 1. Konu, 2. Davranış, 3. Konuşma, 4.Düşünce, 5. Dekor, 6. Müzik uyumu |
1245 | tragikomedya | Tragedya ile komedyanın bileşiminden ortaya çıkmış bir oyun türü. Tiyatro tarihi içinde en gerçek tragikomedya kişilerinden biri Shakespeare'in "Onikinci Gece" oyunundaki Malvolio karakteridir. |
1246 | trajik gelişim | Bir oyun içinde, trajik görünüşü sağlayan gelişim. Bu, daha çok tuttuğumuz bir karakterin zayıf ve kusurlu yanları yüzünden kötü bir duruma düşmesiyle ya da kötü bir durumu getirmesiyle ortaya çıkar. |
1247 | trak | Oyuncunun sahneye çıkacağı sırada ya da oyun sırasında, korkuya kapılması, rolünü unutması. |
1248 | travesti | Özü değiştirmeden biçimini değiştirip gülünç yapan yazın türü. Bunun için çoğu kez tanınmış konular ele alınmıştır örnekler, çokça güldürür. Örn. Nestroy komedyalarında Richard Wagner'in operaları, travestileri. bk. gülünçleme. |
1249 | trilogya | Aynı konunun üç aşamasını veren, üç ayrı oyundan kurulu birliğin tümüne verilen ad.Örn. Aiskhylos: "Oresteia", Schiller "Wollenstein" (Üçleme). |
1250 | tritagonist | Üçüncü oyuncu. Eski Yunan tiyatrosundaki üç oyuncudan üçüncüsü. Antik tiyatroya bu üçüncü oyuncuyu getiren Sophokles'tir. |
1251 | tropus | [Lat. tropus=dize]: Orta Çağ dinsel metinler içine katılan uyaklı (kafiyeli) dizeler. Örn. Bizans'ta başlayan ve IX. yüzyılda Orta Avrupa'ya geçerek Orta Çağ dinsel tiyatronun kaynağı "quem queritis - kimi arıyorsunuz?" dizesi. |
1252 | tulûat | Metin dışı, içe doğduğu ve akla geldiği gibi hareket etmek, söz söylemek. Hazırlıklı olmadan konuşmak, yanıtlamak ve gülünç hareketler yapmak. |
1253 | tulûat patlatmak | (Tul.): Tulûat yapmak doğmaca oynamak. |
1254 | tulûat tiyatrosu | Önceden yazılmış bir metne dayanmadan, ama (Kanava'sı) örgüsü önceden bilinen, oyuncuların bir kanavayı esas tutup o andaki buluşları ile geliştirdikleri halk tiyatrosu. |
1255 | tulumcu | (Körm. O.): Eski Türk şenliklerinde düzeni sağlayan görevli. Bu görevli deri don ve külah giyer, elinde keçi derisinden bir tulum taşırdı. Tulumu su ya da hava ile şişirir, gösteri alanının içine taşmış olanlara tulumu ile vurarak uyarırdı. |
1256 | tumturaklı konuşma | Söz söylerken abartılı bir yolda konuşmak, "deklamasyon" yapmak. Cafcaflı, abartılı, yüksek tonla konuşma. |
1257 | turne | Bir tiyatro topluluğunun bir yerden bir yere giderek oyunlar oynaması. |
1258 | tutulmak | Oyuncunun söyleyeceklerini unutması. |
1259 | tuzsuz deli bekir | (Kar.): Karagöz oyununda mahallenin kabadayı tipi. Mert, korkusuz bir adamdır. Mahallede olan kavgaları çoğu kez bastırır. Tepeden tırnağa silahlıdır. |
1260 | tüccar | (Kar.): Karagözcülerin çengiye verdikleri ad. |