121 | baş erkek dansçı | Baş rolde oynayan erkek dansçı. |
122 | baş giysici | Bir oyunun giysilerini, giysi örneklerini çizen ve bu alanda her çeşit çalışmayı yöneten sanatçı ya da uzman. |
123 | baş rol | Bir oyunda birinci derecedeki rol. |
124 | baş yapıt | Bir oyun yazarının yazdığı oyunların en değerlisi. |
125 | başlama durumu | Bir oyunun rengini, havasını seyircilerin önüne serecek ilk durum. bk. Serim. |
126 | başlama müziği | Bir oyunun başladığını belirten, girişi sağlayan müzik. |
127 | başlama zili | Seyircilerin yerlerine gitmeleri için dinlenme yerlerinde çalınan zil sahne ardında da oyuncuların sahneye gelmelerine işarettir. |
128 | baz-ı hayal | (isi. Tiy.): İran'da gölge oyununa verilen ad. |
129 | bazende | (Körm. O.): Oyuncu. |
130 | bebek | (T.K.O.): Anadolu'da ilkel bir kukla oyununa verilen ad. |
131 | beberuhi | (Kar.): Mahallenin budalasıdır. Cüce ve kamburdur. On Altı Karış da derler. Zenginler tarafından korunur. Ama kimse tarafından sevilmez. Orta oyunundaki maskara'nın ya da cücenin benzeridir. |
132 | belge | 1. Bir tiyatro yapıtının baş tarafına yazılan oyun özeti bk. Baş özet 2. İnandırıcı söz, sahne. |
133 | belgelemek | Bir tiyatro yapıtındaolayı ve bildiriyi belgelerden çıkarma tutumu. Örn. Kipphardt'ın "İn der Sache Y. Robert Oppenheimer" (Oppenheimer Dosyası) adlı eseri. |
134 | beltrame | italyan tulüat tiyatrosunda, her söyleneni yanlış anlayan tip. |
135 | benzek | Bir yapıta, bir yapıt kişisine benzetmek ereğiyle yaratılan oyun ya da oyun kişisi (Özü olduğu gibi bırakıp biçimini benzetmek). |
136 | benzeşimli | Aynı anlamlarda olup ses benzerliği yönünden birbirinin aynı ya da benzeri olan iki sözcüğün birbirinin yerinde kullanılması. |
137 | benzetmeci tiyatro | Başlıca iki tiyatro anlayışından biri. Gerçek bir yaşantı vermek isteyen yanılsamacı tiyatro, bk. İllüzyon tiyatrosu. Bunun tersi göstermeci tiyatrodur bk. Göstermeci tiyatro. |
138 | besteci | Bir müzik yapıtı ya da tiyatro arka müziği yaratan sanatçı. |
139 | betikçe | bk. Libretto. |
140 | beyzabaz | (Körm. O.): Yumurtalarla gözbağcılığı ve elçabukluğu yapan oyuncu. |
141 | biçim bozumu | Kimi oyunlarda (özellikle soyut oyunlarda) belirli bir etki yaratmak için dekor düzeninde, sahne eşyalarında ve giysilerde görünüşü bozma eylemi. |
142 | biçimci tiyatro | Özü, ikinci düzeye atarak biçimi önemseyen tiyatro türü. Kimi ülkeler bu tiyatro türünü güdümlü olarak ele alır bir araç gibi kullanır. |
143 | biçimcilik | Biçimlerin estetik ve artistik yönden ön düzeye alındığı anlayış. |
144 | bildiri tiyatrosu | Günlük konuları belli bir tutumla yansıtan ve seyircide bir etki yaratmayı ödev edinen tiyatro anlayışı. |
145 | bilet | Temsillere giriş için önceden gişeden satın alınan ve kapıdaki denetçinin denetlediği kâğıt. Kayra bileti eleştirmecilere, dostlara, yazara, sahne yönetmenine, parasız ya da yalnız vergisi ödetilerek verilen bilet. |
146 | bilet satış yeri | Tiyatro biletinin satıldığı yer bk. Gişe. |
147 | bilmece muhaveresi | (Kar.): Karagöz ile Hacivat arasında geçen bilmeceli yarışma ya da söyleşme. |
148 | bilmezcilik | Oyundakilerden birinin, bildiği bir şeyi bilmiyormuş gibi davranması. Bilmez gibi davranıp söz almak. |
149 | bireşim | bk. Gesamtkunstwerk. |
150 | birinci balkon | Büyük olan alt balkon. |