241 | kara srk | Büyük çoğunluğunun Afrika'da görüldüğü koyu renk deri, kıvırcık saç, uzun kafa, geniş burun, kalın dudak gibi başlıca özelliklerle ıralanan üç büyük ana ırktan biri. |
242 | karbon | bk. radyokarbon yöntemi. |
243 | kardeşlik | Efsanelerde, destanlarda ve masallarda kardeşler arasındaki yazgı birliğini ve bağını gösteren kavram, a. bk. kan kardeşliği. |
244 | karga | Dünyanın yaratılışını ve insanların oluşumunu konu edinen ilkel efsanelerde önemli rol oynadığına inanılan masallarda, halk inanmalarında gelecekten haber verici olarak nitelenen ötüşünden, uçuşundan, bir yere konuşundan kötülük ya da iyilik getireceği çı |
245 | karı değiş tokuşu | Konuk ağırlamanın ve dostluğu pekiştirmenin saygın bir belirtisi sayılan, özellikle Eskimolarda yaygın olan, erkeğin uzun bir süre için karısını arkadaşına vermesi ya da onun karısıyla değişmesi. |
246 | kartal | İlkellerin efsanelerinde, inanmalarında, dinsel yaşamlarında ve sanatlarında doğaüstü ve tanrısal güçlerle donatılmış olarak nitelendirilen türlü olayların habercisi olduğuna inanılan ve totem hayvanları arasında önemli bir yeri bulunan kuş. |
247 | kaya resimleri | bk. mağara resimleri. |
248 | kayak | Üç dört metre uzunluğunda ve yarım metre genişliğindeki, iskeletinin ağaçtan ya da balina kemiğinden yapıldığı, fok balığı derisiyle kaplı, tek kişilik Eskimo kayığı. |
249 | kayık derneği | Kıyı Çukçilerinde dokuz kişiden kurulan, aralarından birinin başkanlığında ava çıkılan ve avlanan deniz ürünlerini aralarında paylaşan dernek. |
250 | kayınla evlenme | Dul kadının, ölen kocasının kardeşiyle evlenmesi. |
251 | kaynana zırıltısı | Çoğunlukla dinsel törenlerde kullanılan ve içinde cinlerin, ruhların bulunduğu kabul edilen sapından tutulup hızla çevrildiğinde kulak tırmalayıcı ses çıkaran ağaçtan yapılma araç. |
252 | kelle avcılığı | Hem bolluğu ve soyu çoğaltacağı, hem de topluluğun gözünde değer kazanacağı inancına dayalı olarak düşmanın ya da başka bir kabile üyesinin başını kesme, koparma. |
253 | kılavuz | Budunbilimsel alan araştırmalarında araştırıcıya yardım eden, yol gösteren, araştırıcıyla araştırılan bölge insanları arasında aracılık yapan kişi. |
254 | kımız | Orta Asya'da, özellikle Kazak ve Kırgızlarda kısrak sütünün ekşitilmesiyle yapılan günlük beslenmede, bayramlarda, şölenlerde ve veremin sağaltılmasında kullanılan içki. |
255 | kırma | Ailesi birbirinden ayrı ırklardan gelen ve her iki ırkın özelliklerini taşıyan kimse. |
256 | kızılderili | Amerikan yerlilerine, aslında kahverenginin değişik tonlarında olan derilerini, barış anlaşmaları sırasında kızıla boyamaları nedeniyle "beyazlarca" verilen ad. |
257 | kızlık | Kızın, evlenmeden önce cinsel ilişkide bulunmaması, saflığını koruması. |
258 | kiva | Kuzey Amerika'da Pueblo yerlilerinin (Zuni, Hopi) yuvarlak ya da dört köşeli tapınma ve tören odalarının adı. |
259 | klan | Ortak bir atadan geldiklerine inanan, kendi aralarında evlenmeyen, hem ana, hem de baba çizgisine göre düzenlenmiş, birbirleriyle akraba, birden çok büyük ailenin bir araya gelmesi sonucu oluşan toplumsal birlik. |
260 | klan totemciliği | Bir klanın, yerel bir öbeğin ya da aile gibi daha küçük ölçüdeki toplumsal bir birimin bir hayvan ya da bitki türüyle kurduğu akrabalık ya da gizemsel bağ. a. bk. totemcilik, cinse bağlı totemcilik. |
261 | kollektif totemcilik | bk. klan totemciliği. |
262 | komşuluk | Belirli bir yerde, bir mahallede yaşayan ailelerin doğum, evlenme, sünnet, yıkım ve ölüm sırasında ev yapımında, ekip biçmede, araç -gereç sağlanmasında çocukların, delikanlıların, yaşlıların, dulların, genç kızların gözetim ve bakımında hakların korunmas |
263 | kon-tiki kuramı | Norveçli Thor Heyerdahlın Peru'daki taştan yapılma anıtsal Kon-tiki yontularının Polinezya'daki yontulara benzerliğine dayanarak, Polinezyalıların atalarının İ.Ö. 500'de Peru'dan ve İ.S. 1000 yıllarında Kuzey Amerika'dan Okyanusya'ya geldiklerini ileri s |
264 | konut | Kum çukurlarından mağaralara, kaya oyuklarından ağaç kabuklarına, siperliklerden değişik biçimdeki kulübelere, çadırlardan ağaç ve taştan yapılma evlere kadar genişleyen insanın yatıp kalktığı, kötü havalardan, yırtıcı hayvanlardan, baskınlardan korunduğu |
265 | koşut yeğen evliliği | Teyze ya da amca çocuklarının birbirleriyle evliliği. |
266 | kula | Özellikle Trobriand, Dobu, Woodlork adalarında yaşayan yerliler arasında uygulanan ve değiştirilen nesnenin ekonomik değerinden çok, kişiye ve topluluğa kazandırdığı saygınlığı önemsenen değiş-tokuş düzeni. |
267 | kurban | Doğaüstü güçleri, yüce varlıkları ve tanrıları hoşnut etmek, onlarla barışık olmak, onlara teşekkür etmek ve onlardan isteklerde bulunmak için kesilen hayvan, sunulan yiyecek, içecek. |
268 | kurşun dökme | Kötülükleri, sayrılıkları, nazar ve cin çarpmasını uzaklaştırmak gelecekte olup bitecekleri önceden bilmek amacıyla kurşunu kızgın tavada eriterek söz konusu kişinin başı üzerindeki su dolu kaba dökme işi bir tür falcılık. |
269 | kurum | Belirli düşüncelerin, davranış kalıplarının, bireyler arasındaki ilişkilerin ve karşılıklı görevlerin oluşturduğu, kökü birtakım törelere dayalı toplumsal örgenleşme (örneğin: din, aile vb.). |
270 | kutsal sayı | Dört yöne, yerleşme düzenine, tek çift temeline, gökbilimsel etmenlere dayalı olarak uğurlu ve kutsal sayılan sayı. |