571 | ilgileme zamiri | bk. bağlama zamiri. |
572 | ilim dili | bk. bilim dili. |
573 | imlâ | Bir dilin söz varlığını o dilde yürürlükte olan ses, şekil, köken vb. kurallara uygun olarak yazıya geçirme dildeki sözleri kurallarına uyğun olarak yazma. |
574 | ince fark | Kelimeler arasındaki küçük anlam farkı, nüans. |
575 | ince sıra | Yalın veya eklerle genişletilmiş Türkçe kelimelerin, ünlüleri bakımından e, i, ö, ü, gibi dilin ileriye sürülmüş durumunda ve ağız boşluğunun ön tarafında boğumlanan ince ünlüleri taşımaları: gelin, görün ve gözleyin ki, bu işlerin inceliğini öğrenebilesiniz cümlesindeki sözlerde görüldüğü gbi. Karşıtı kalın sıra'dır. |
576 | ince ünlü | Dilin ileriye sürülmüş durumunda ve ağız boşluğunun ön tarafında boğumlanan e, i, ö, ü, ünlülerinden her biri: el, ekin, bilim, bilinç, öğünç, üzüm vb. Karşıtı kalın ünlü'dür. |
577 | incelme | Çeşitli nedenlerle bir kelimedeki kalın sıradan ünlü veya ünsüzlerin ince sıraya geçmesi olayı: ınanmak > inanmak, yaşıl > yeşil, şBış > şış > şiş, tışı > dişi, bıñ > biñ > bin, (1000), yuñ > yün, kardaş > kardeş, şışman > şişman, alma > elma, kangı > hangi, tıl > til > dil vb. |
578 | inceltme işareti | Arapça ve Farsça kelimelerde g, k, l Batı kaynaklı kelimelerde l ünsüzünün ince okunduğunu göstermek için bu ünsüzlerden sonra gelen a ve u ünlülerinin üzerine konulan işaret (^) dergâh, hikâye, kâr, mezkûr, sükûn, yadigâr vb. |
579 | isim | bk. ad. |
580 | isim cümlesi | bk. ad cümlesi. |
581 | isim çekimi | bk. ad çekimi. |
582 | isim fiili | bk. ek-fiil. |
583 | isim gövdesi | bk. ad tabanı. |
584 | isim hâlleri | bk. durum ve durum ekleri. |
585 | isim işletme eki | bk. ad çekimi ekleri. |
586 | isim kökü | bk. ad kökü. |
587 | isim soylu kelime | bk. ad soylu kelime. |
588 | isim tamlaması | bk. ad tamlaması. |
589 | isim-fiil | bk. ad-fiil. |
590 | isimden türeme ad | bk. addan türeme ad. |
591 | isimden türeme fiil | bk. addan türeme fiil. |
592 | isnat grubu | Genç köylü kızı eli kınalı, yüreği yaralı (olarak, zarf) şehit kardeşi için gözyaşı döktü vb. Yalın ya da iyelik eki almış bir adın kendinden sonra gelen bir sıfatla oluşturduğu yargı niteliğindeki grup. Bu grupta bir ad bir sıfata isnat edilmiştir: baş açık ayak yalın) (saç sakal darmadağınık) (başı dumanlı) (eli kolu bağlı vb. || İsnat grubu cümle içinde ad, sıfat ve zarf görevindedir: özü sözü doğru (olan) insanlar (sıfat görevinde) Kimlersiniz? Ya bağrı yanık (olan) kimselersiniz! Yahut da her sabah uyanık kimselersiniz (sıfat) (Y. K. Beyatlı, Kendi Gök Kubbemiz, s. 30). Şimdi de işi bitik çenesi düşükleri mi dinleyeceksin ? (ad) |
593 | istek cümlesi | Yüklemi istek kipi olan cümle türü: Kendi yalanımla bile bile neden uğraşayım? (A. H. Tanpınar, Yaşadığım Gibi, s. 57). Tâ ki bir sürü sun'î vasıtalara muhtaç olmaksızın birbirinizi anlayasınız (Y. K. Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından, s. 99). Unutmayalım ki, sanat sevgi ve alaka ile gelişir (A. H.Tanpınar, Yaşadığım gibi, s. 377). En kıymetli malını ada günlerce dizüstü kal aylarca oruç tut geceleri sabahlara kadar dua et dişinden tırnağından tütsü yap etinden kurban ver tek onun zahminden halâs olasın... (Y. K. Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından, s. 37). Kardeşim, bu satırları sana yazıyorum ki, mustarip ruhlar için selâmet yolunun en umulmayan yerde olduğunu bilesin diye (Y. K. Karaosmanoğlu, göst. e., s. 118) vb. |
594 | istek kipi | Fiile istek, niyet kavramları veren tasarlama kipi yapılan işin istendiğini veya o işe niyet edildiğini gösteren ve -(y)-AyIm, -(y)-AlIm, -(y)-AsIn, -(y)AsInIz, -SIn / -SUn, -SInlAr / -SUnlAr ekleriyle kurulan kip: || Yok artık ben gideyim de sen gelirsin, birlikte döneriz, dedim (M. Ş. Esendal, Ev Ona Yakıştı, s. 52). || Ah! Ne olur bütün güneşler batmadan bir türkü daha söyliyeyim bu yerde (O. V. Kanık, Bütün Şiirleri, s. 26). || Hayır
Önemi yok
şöyle oturunuz
çay söyliyeyim (K. Tahir, Esir Şehrin İnsanları, s. 155). Sizler dünyayı göresiniz diye, gece demeyip gündüz demeyip çalışacaktı (S. Çokum, Karanlığa Direnen Yıldız, s. 14). Şu Horhor'daki babadan kalma dükkânı da satıp üstüne koyalım, inekçilik yapalım, ne dersin? (H. Taner, Şişhaneye Yağmur Yağıyordu, s. 126) vb. |
595 | istek kipinin hikâyesi | -A ve -SA ekleriyle karşılanan ve gerçekleşmesi "istek" biçiminde tasarlanan bir oluş ve kılışın geçmiş zamana aktarılarak anlatılması. Ek ayrılığına göre -A-y-dI ve -sA idi, -sA-y-dI olmak üzere iki türü vardır: bak-a-y-dım, bak-a-y-dın, bak-a-y-dı, bak- |
596 | istek kipinin rivayeti | İstek biçiminde tasarlanan bir oluş ve kılışın, duyuma dayanılarak anlatılması. Bu birleşik kip, -A ve -SAlı istek kiplerine -imiş > -mIş rivayet ekinin getirilmesiyle kurulur. Ek ayrılığına göre -A-y-mIş ve -sA-y-m-Iş biçiminde iki türü vardır: dön-e-y-mişim, dön-e-y-mişsin, dön-e-y-miş, dön-se-y-mişiz, dön-se-y-mişsiniz, dön-se-y-mişler gibi. || Onlar için elimden gelen her türlü gayreti göstereymişim. Keşke, dedi, keşke bizim eve geleymişsin. Bu işler olmazdı (Y. Kemal, İnce Memed, s. 288). Keşke burdan gideymişiz bizim için daha iyi olurmuş. Bari bir fotoğraf çektirseymişim o güzel cübbeyle! Konuyu niye tartışmaya ve çıkmaza sokmuşlar sanki? Tatlı yiyip tatlı konuşsalarmış! vb. |
597 | isteme kipleri | bk. tasarlama kipleri |
598 | işaret | İnsanlar arasında anlaşmayı görüşmeyi sağlayan bütün semboller. |
599 | işaret bilimi | Anlaşmayı sağlayan, karşılıklı iletişimi kuran, işaretlerin niteliklerini ve bağlı oldukları kuralları inceleyen dil bilimi dalı. || Geniş anlamı ile dil bilimini de içine alan, ancak, dille ilgili olsun, olmasın bütün işaret sistemlerini inceleyen bilim dalı. |
600 | işaret dili | El işaretlerinden, mendil, bayrak, renk, koku, çiçek vb. araçlardan yararlanılarak anlaşma ve haberleşmenin sağlanmasında kullanılan saymaca dil. |