Gramer - XML


IDTerimAçıklama
691kuralsız cümlebk. devrik cümle.
692kuvvetlendirmebk. pekiştirme.
693kuvvetlendirme ekibk. pekiştirme eki.
694küçük dilYumuşak damağın arka ucunu oluşturan ve boğaza doğru sarkan küçük organ.
695küçük ünlü uyumuTürkçe kelimelerin ilk hecelerindeki ünlülerin düz veya yuvarlak oluşlarına göre onu izleyen hecelerdeki ünlülerin, kelimenin ilk hecesi düz ünlülü ise düz, yuvarlak ünlülü ise dar yuvarlak veya geniş düz olarak gelmesi kuralı: yazı, yazmalar, tanıdık, susamak, uyanık, yükseliş, oda, öksüz, oğul, korku, dolu gibi.
696küçültme ekiÜzerlerine geldiği ad soylu kelimelerin anlamına küçüklük, azlık, sevgi, şefkat kavramları katan ekler. Türkçenin bu kavramları sağlayan ve hepsi de vurgulu olan ekleri şunlardır: +CA (seyrek+çe, tatlı+ca, deli+ce, «çubuk», güzel+ce) +cIK (kimse+cik, ada+cık, kuş+cuk, yavru+cuk, bir yudum+cuk, ince+cik, küçü+cük < küçük+cük, mini+cik < minik+cik) +cAK (yav+ru+cak, büyü+cek < büyük+cek, çabu+cak < çabuk+cak) +cAğIz (adam+cağız, kız+cağız) +rAk (az+rak, ufa+rak < ufak+rak, küçü+rek < küçük+rek, acı+rak) vb.
697küçültme sıfatıbk. küçültmeli sıfat
698küçültme zarfıbk. küçültmeli zarf.
699küçültmeli adÜzerine küçültme eklerinden birini alarak daha çok sevgi ve acıma, azlık ve küçüklük ifade eden ad ve ad soylu kelime: adamcağız, küçücük, yavrucak, yavrucuk, biricik, Mehmetçik, yürecik vb.
700küçültmeli sıfatÜzerine küçültme eklerinden birini alarak gösterdiği kavram ve nitelik küçülmüş ve azalmış olan sıfat. Vurgulu +CA, +CAk, +CIk / +CUk ve +rAk ekleriyle kurulan küçültme sıfatlarının yazı dilimizde yaygın olanları +cA ve +cIk / +cUk ekleriyle türetilenleridir: Sadaretten azlolunmuş bulunduğu bir sırada konağın bahçesinde, avlusunda, alt kat odalarının açık pencere önünde, hattâ yerlerde arada bir, o zamanda pek çok yenilen küçücük bir francala atılmış bulunurmuş (A. Ş. Hisar, Geçmiş Zaman Fıkraları: İnanılmaz Rivayetler, s. 100). Küçücük yüzü insana bir çekmece hissini verecek kadar kilitli idi (A. H. Tanpınar. Abdullah Efendi’nin Rüyaları, s. 122). Abdullah Efendi’de bu korku tam üç sene evvel hayatının biricik macerasını kapatan ve onu bambaşka bir adam yapan bir kış gecesinden beri vardır (A. H. Tanpınar, göst. e., s. 129). İki tarafı sarı susamların altında simsiyah halde köpüksüz, kırışıksız ve yağ gibi parlak olan ortasında akşamın nerden aksettiği farkedilemeyen alaca aydınlığı bir çatlak kubbe gibi gökü gösteriyordu (R. H. Karay, Memleket Hikâyeleri: Yılda Bir, s. 102). Bu esnada şehrin saatleri birbirini tutmadığı için büyük bir zata ait cenazede mühimce bir zat bulunamamıştı (A. H. Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, s. 227).
701küçültmeli zarfÜzerine küçültme eklerinden birini alarak önüne geldiği sıfat ve fiildeki nitelendirme veya belirtme değerini (özelliğini) azaltan zarf. Bu zarflardaki küçültme eki vurgusuzdur. Yazı dilinde yaygın olanlar -CA, -CAk ve -CIk / -CUk ekleriyle kurulanlardır: iyice temizlenmiş bir oda erkence gelmiş bir kış incecik boyunlu çocuk erkence kalkın ki yol alasınız onlar bizden uzakçana bir semtte oturuyorlar demincek gelen adam, ufacık doğranmış meyveler azıcık yorulmuş görünüyor vb.
702lehçeBir dilin tarihî, siyasî, sosyal ve kültürel nedenlerle değişik bölgelerde, zamanla ses yapısı, şekil yapısı ve kelime hazinesi bakımından önemli farklarla birbirinden ayrılan kollarından her biri: Türkçenin Anadolu, Azerî, Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen lehçeleri gibi. Lehçeleri, yapıları bakımından birbirine yakın ve uzak lehçeler olarak ayırabildiğimiz gibi, taşıdıkları özelliklerdeki ortaklık bakımından da gruplara ayırabiliriz. Nitekim Yakut ve Çuvaş lehçeleri Türk dilinden çok eskiden ayrılmış kollar olarak Türkiye Türkçesine ve öteki Türk lehçelerine uzak lehçelerdir ayrılıklar çok derindir. Azerî ve Türkmen lehçeleri ise TT'nin yakın lehçeleridir.Türkçenin Kuzeybatı (Kıpçak), Güneybatı (Oğuz-Türkmen), Güneydoğu ve Kuzeydoğu (Altay bölgesi lehçeleri) olmak üzere dört lehçe grubu vardır.
703m`li ikilemeYineleme esasına dayanan ve asıl kelimenin anlamına yaygınlaştırma, çoğaltma, benzerlerine katma gibi incelikler ekleyen, ünlüyle başlayan kelimenin başına veya ünsüzle başlayan kelimede, kelime başındaki ünsüzün kaldırılıp yerine m- sesinin getirilmesiyle kurulan ikileme: Ayşe mayşe, çocuk mocuk, etek metek, gelin melin, kap map, şaka maka, ev mev, kalem malem, üst müst vb. bk. ikileme.
704mantıkça öznebk. gramerce özne.
705mastarFiil kök ve gövdelerinin karşıladıkları oluş, kılış ve durumları şahıs ve zamana bağlı olmadan göstermek üzere -mAk, -mA ve -Iş / -Uş ekleri ile kurulan fiil adı: Otur-mak, incele-mek, bilme-mek, birik-me, yorul-ma, dinle-me, anlama-ma, bekle-y-iş, gid-iş, dur-uş, görme-y-iş vb. Örnekler: Ona gidip her şeyi anlatmak ve sormak: "Bu paralar benim hakkım mı, alayım mı?" demek istiyordum (P. Safa, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu, s. 131). Onunla göz göze gelmek istemedi (P. Safa, göst. e., s. 80). Bülent'i asker yapmağa kalkar, sonra askerlerin şehit olduklarını hatırlayarak fikrinden cayardı (R. N. Güntekin, Kızılcık Dalları, s. 151). İkisi de, üç aydır, sevdikleri birkaç oyun vardı ki, her tekrarında kaçırmak istemezler, gündüz en önde biletlerini alarak akşam tam dokuzda yerlerine gelirlerdi (R. H. Karay, Memleket Hikâyeleri: Hakkı Sükût, s. 118). Baktım, sizin soydan gelme ve kalma günahlarınız da yok (Tarık Buğra, Gençliğim Eyvah, s. 365). Bugün, seni görmeye gelmişti. Kaçmaktan kovalamaya vakit olmadı. Onun böyle ansızın gelişine bir anlam verilemedi. Geniş dünyada, kendi hayatını yaşamak, günlerin çıkrığını kendi ruhunun ikramlarıyla çevirmek (A. H. Tanpınar, Abdullah Efendinin Rüyaları: Geçmiş Zaman Elbiseleri, s. 98) vb. Bunlardan -mA ekiyle kurulanlar hafif mastar diye adlandırılır. Buna bk.
706mastar ekiFiil kök ve gövdelerinin karşıladıkları oluş, kılış ve durumları gösteren fiil adları kurmak için kullanılan -mAk, -mA, Iş / -Uş ekleri: oku-mak, yaz-mak, gül-mek, gel-mek, işle-mek, anla-ma, bak-ma, yerleş-me, bil-iş, tut-uş, işle-y-iş vb. Ayrıca bk. ad-fiiler.
707meçhul çatıGeçişsiz fiillerden -(I)l- / -(U)l- ve -(I)n- / -(U)n- ekleri ile kurulan ve öznesi bulunmayan, gerçekten meçhul olan çatı: Soğuktan caddelerde yürünmüyor. Sarsıntı yüzünden otobüslerde ayakta durulamıyor. Kışın gecekondu bölgelerinde bir yağmur yağdı mı, çamurdan geçilmiyor. Konunun her yenilenişinde "hele bir düşüneyim… anama da bir danışmam lazım” demişti (T. Buğra, Yağmur Beklerken, s. 75) vb. || Bu çatı, aynı eklerle kurulan edilgen çatı ile karıştırılmamalıdır.
708meçhul fiilbk. edilgen fiil.
709meçhul fiil tabanıbk. edilgen fiil tabanı.
710meçhul tabanbk. edilgen fiil tabanı.
711melodik vurgubk. ahenk vurgusu.
712meslek adı+lIk/+lUk eki ile kurulan, meslek ve uğraşı alanlarını bildiren ad: aşçılık, boyacılık, işçilik, gözcülük, balıkçılık, ebelik, doktorluk, kitapçılık vb.
713metathesisbk. göçüşme.
714miktar zarfıbk. azlık-çokluk zarfları.
715millî alfabeHer milletin belirli bir alfabe sistemine dayanarak, ses-harf bağlantısı ve harf şekilleri bakımından kendi dilinin özelliklerine uygun değişiklikler yaparak oluşturduğu alfabe: Türk alfabesi Lâtin asıllı, Osmanlı alfabesi Arap asıllı, Rus alfabesi Kiril asıllı birer millî alfabedir gibi.
716millî dilBir millete mensup kişilerin kullandığı ortak dil: Türk dili, Rus dili, Macar dili, İngiliz dili, Arap dili, Japon dili, Kore dili vb.
717morfembk. şekil birimi.
718morgagni cepleriGırtlağın iç yüzeyinde ve ses tellerinin hemen üzerinde, sağlı sollu yukarıya doğru uzanan ve ses tellerinin serbestçe hareketini sağlayan oyuklar.
719mücerret isimbk. soyut ad.
720müspet fiilbk. olumlu fiil

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir